MESAJ PANOSU

Mesaj Defterine Yazın


Mehmet AKPINAR    20 Mart 2008 14:22
81 Dönemi Deniz Kuvvetleri mensubu Assubay arkadaşlarımıza ait web sitesinin adresini bilen arkadaşlarımızın bu bilgiyi paylaşmalarını diliyoruz..
Yönetici yorumu Yönetici yorumu:
Şu adres olabilirmi..
http://www.seksenbirliler.org/

Şerafettin Turgay    20 Mart 2008 01:10
Saygıdeğer Meslektaşlarım

Geçmişte çok aktif halde tutulan SOHBET ODASI nın , tanışmamıza , kaynaşmamıza ve dayanışmamıza oldukça katkısı olduğunu gördük .

Burada oluşan heyecanla şahsen tanışmalarımızı gerçekleştirerek , ayrı güzellikler ,dostluklar oluşturduk.

Camia davamızdaki yolumuza daha bir azimle devam etmemizi sağladı sohbet odamız .

Sohbet odamız çok geniş ve büyük . Hepimize yer var .
Acizane önerim ve özlemim ,mutlaka uğrayalım , tatlı sohbetler yapalım .

Ersen Gürpınar    19 Mart 2008 16:57
http://blog.milliyet.com.tr/ersengurpınar
18 Mart Çanakkale Zaferi ile ilgili sitemizdeki sunumu zevkle izledik mesaj panosuna yazan Sn.Savcı böyle bir yazının TEMAD mesaj panosunda da olması gerektiğini yazınca uzun zamandır bakmadığım TEMAD MESAJ PANOSU'nu açtım suya sabuna dokunmayan birkaç yazı en son 16 Mart Pazar günü yayınlanlanmış ÜÇ GÜNDÜR BU SİTEYE YAZI YAZAN YOKSA DA VARDA YAYINLANMIYORSADA DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR-ÜZÜCÜDÜR Peki Temad Gn.Mrk.Yönetimi ne yapıyor? Büyük ihtimalle tüm mesailerinin yeniden seçilmenin yollarını aramakla geçiriyorlardır Bunları yazınca adımız karşı grup oluyor; Bu mazlum zümre bunları hak etmiyor Saygılarımla

Mehmet GÜRÇAY    19 Mart 2008 09:54
Arkadaşlar,Aselsan da oğlumu
staj yaptırmak istiyorum.bu konuda tanıdığı olan veya Asalsan İns.Kay.Md.Nihat IRKÖRÜCÜ (Em.Alb.)tanıyan var mı? Yardımcı olursanız memnun olurum.
Oğlum Ege Ünv.Elekt.Elktro.bölümü 3 sınıf öğrencisi.
Saygılarımla.

Şerafettin Turgay    18 Mart 2008 23:59
İSTANBUL daki değerli meslektaşlarımız ne olur bizleri fazla bekletmeyiniz .

İzmir , Ankara derken "BULUŞMA ,TANIŞMA ,KAYNAŞMA TOPLANTILARIMIZ İÇİN " sıra sizde .

Sevindirici haberlerinizi şahsen dört gözle bekliyorum .

Fazla bekletmeyeceğinize olan inancımla , sonsuz selam , sevgi ve saygılarımı sunar ,çalışmalarınızda başarılar dilerim .
Yönetici yorumu Yönetici yorumu:
Sn.Turgay Siz İstanbuldaki arkadaşlarımıza çağrıda bulunuyorsunuz biz Tüm İllerdeki arkadaşlarımıza bu daveti yapıyoruz.Bunun gerçekleşeceğine inanıyoruz çünki assubaylar boşvermişlik ve umutsuzluk gömleğini çıkarmaya başladı Temad şemsiyesi altında toplanacağız sorguluyacağız,eleştireceğiz ve destekliyeceğiz Assubay onuru mutlaka galip gelecektir.

EMEKLİ ASSUBAYLAR    18 Mart 2008 22:45
SAYGIDEĞER MESLEKTAŞLARIMIZ,

UZUNCA BİR SÜREDİR DEVAM EDEN EMEKLİ ASSUBAY ARKADAŞLARIMIZI TANIŞTIRMA VE KAYNAŞTIRMA AMAÇLI TOPLANTILARIMIZIN 26 NCISINI AŞAĞIDAKİ ADRESTE GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ. KEÇİÖREN-ETLİK-AYDINLIKEVLER-HASKÖY-TELSİZLER-DIŞKAPI VB. YAKIN SEMTLERDE OTURAN VE TOPLANTIYA KATILABİLECEK MESLEKTAŞLARIMIZI DAVET EDERSENİZ ASSUBAY ONUR MÜCAADELESİNE KATKIDA BULUNMUŞ OLACAKSINIZ.

21 MART 2008 KEÇİÖREN TOPLANTISI

SAAT 19.00 DA KAMİL OCAK MAH.KAMİL OCAK SOK.NO.35 KEÇİÖREN-ANKARA, ÇANKIRI-ELDİVAN-GÖLEZ KAYI KÖYÜ DERNEĞİ (ADRES ANLATIM; ESENBOĞA YOLU, FRUKO FABRİKASININ ÖNÜNDEKİ TRAFİK IŞIKLARINDAN ANKARA YÖNÜNE GERİYE DÖNÜLECEK, 2 NCİ SOK.DAN SAĞA DÖNÜLECEK)
NOT: ÖZEL ARAÇ PARK SORUNU YOKTUR.

YENİ OLUŞUM ANKARA PLATFORMU

sait    18 Mart 2008 13:01
arkadaşlar ben çankırı mezunu 1991 li assubaydım 1997 de resen emeli oldum şu an transfer baskı ve bayrak imalatı yapan bir firmam var devrelerimle görüşebilmek isterim :cry

Hüseyin kocabaş    18 Mart 2008 11:49
Yargı Muhtırası
Kapatma davası 18 Ocak 2008 Danıştay Başkanlar Kurulu muhtırası\'nın yansımasdır.Ergenekon Mergenekon hikaye,meseleyi çarpıtma yargıyı yıpratma gayretleri.Sonunda hak yerini buldu Hukuk Üstünlüğü Millet Egemenliği suıstimalcilerne galip geldi.Tarlaları bereketlenir tabii ortada bir tarla kalırsa.Dokunulmazlıklara sığınmak ne kadar etikti?Demokrasilerde parti kapatma olmamalıymış tabi Demokratik ülkelerde yok onlarda Yasama dokunulmazlığını suistimal olmadığı için yok.Bizde de öylemi acaba?

Ferit SARP    18 Mart 2008 11:10
Sevgili Dostlar.

Neler oluyor ? Muhalefet yok edildi, şimdide devlet mi yok edilmek istenmektedir.
Plan şöyle olabilir mi?
Ülkeyi Cumhuriyet ten uzaklaştırıp Şerri bir devlet oluşturmak için anayasal olarak hükümetin önünde üç engel mevcut. Biri Hukuk, T.S.K. Birde gelmekte olan ekonomik kriz.
Öncelikle dünyada oluşan ve ülkemizi borç ve cari açık nedeni ile çok fazla etkileyecek ekonomik kriz, söylemlerdeki pembe tabloyu ortadan kaldıracak ve tamamen dünyada oluşan sıcak para hareketinin oluşturduğu bolluk ve refah ortamı çökecek, bu durum da AKP nin sonu olacaktı.
Öyleyse ne yapmak gerekirdi?
Hem gelen ekonomik krizi devlete yıkmak, Anayasayı koruyucu hukuku halkın gözünde tu kaka ilan etmek, Hükümet üzerindeki etkinliğini yok etmek, TSK yı oyalamak, Bundan sonra yapılacak seçimlerde anayasayı değiştirip şerri devleti kurabilmek için istediği oyu sağlamak,
Öncelikle radikal söylemleri arttırdılar. ( Suçluyu devletin değil madurun affetmesi, Laikliği zedeleyecek anayasa değişiklikleri yapmak, Kamuda er geç türbanın takılmasını sağlamak, Nikahların imamların kıldırması V.B ) Onlarda biliyorlardı ki bu söylemler suç teşkil edecek ve hukuk harekete geçecek ve kapatma davası açılacak tı ve öylede oldu.
Şimdi oyunun 2. perdesi olan maduru oynamak, Ekonomik zorluklar arttıkça söylemlerini ve oklarını devlete çevirmek ve devletin elindeki gücün çok fazla olduğunu belirterek bu yetkileri ortadan kaldıracak yasal değişiklikler yapma yoluyla sürece katkı yapmak ve ekonomik krizin dünyada bitip, sıcak para hareketinin yeniden başlayıncaya kadar, kenara çekilmek veya ekonomik krizde sorumluluğu olmadığını sorumlunun hukuk ve devle olduğunu haykırmak.
Son aşama olarak, devlet her türlü gücünü kaybeder, halk yaşanan zorluklardan devleti sorumlu tutar ve AKP nin yeniden ülkeyi kurtaracak güç olarak görür daha güçlü bir iktidar için AKP ye daha çok oy verir
VE CUMHURİYET YIKILARAK ŞERRİ BİR DEVLET OLUŞTURMANIN ŞARTLARI OLUŞTURULUR.

Saygılarımla
FERİT SARP

Hüseyin SAVCI    18 Mart 2008 10:51
Değerli Arkadaşlar,
TEMAD Mesaj panosunda 18 Mart Şehitler günü nedeniyle çok güzel bir yazı yayınlanmış... Çanakkale Savaşına nasıl gelindiğine dair bir ufuk turu yapılmış, bir askeri deha ürünü olan bu savaşa ilişkin özet bilgi verilmiş, Çanakkale savaşının sonuçları irdelenmiş, günümüze yansımaları akıcı bir üslupla anlatılmış. TEMAD şehitlere olan saygısını çok içten ifade etmiş.
Hazırlayanlara teşekkür ederiz.

Ne dediniz?
TEMAD mesaj panosunda böyle bir yazı yok mu?
Ama olması gerekiyordu!!!
Böyle bir günde olması gerekmez miydi?

Şerafettin Turgay    18 Mart 2008 10:28
Vatanın bir karış toprağını dahi vermemek için , her aileden en az bir kişinin ŞEHİT lik mertebesine ulaştığı bu günde , tüm Şehitlerimize Allahtan rahmet dilerim.

http://www.geltag.com/sehitler.asp
Çanakk ale şehitleri ( İsim , İl,ilçe , köy ) listeleri.

Allah bu millete bir daha o günleri yaşatmasın .

Hikmet BOLAT    18 Mart 2008 10:04
Vatan Gazetesinden Alıntıdır.

Parti kapatmak demokratik değilse, o zaman sizin taslağınızda ne işi var?


Yargıtay Başsavcısının AKPyi kapatma davası açmasının ardından AKPliler ve sözüm ona liberal işbirlikçileri ağız birliğine etmişçesine bağırıyorlar:

Demokratik sistemlerde siyasi parti kapatılamaaaaazzz... Bu halk iradesine müdahalediiiiirrrrrr!

Eyvallah...

Bir an için varsayalım ki dedikleri doğru...

Cumhurbaşkanı da Başbakan da Eski Meclis Başkanı da AKPnin yeni fedaisi eski solcu Kültür Bakanı da AKP için anayasa taslağı hazırlayan komisyonun başkanı Prof. Dr. Ergun Özbudun da haklı!

İyi de o zaman siyasi parti kapatma maddesini yeni anayasa taslağına neden koydular?

Neden bu iş kendi başlarına gelince kıyameti kopartıyorlar da demokrasinin olmazsa olmazı olan (!) siyasi partilerin kapatılamayacağına, daha düne kadar itiraz etmediler?

Aşağıdaki satırları AKPnin yeni anayasa taslağından aldım. Lütfen okuyun:
***


Madde 38: Siyasî partilerin tüzük ve programları ile fiilleri, insan haklarına, devletin bağımsızlığı ve bölünmez bütünlüğüne, demokrasiye, cumhuriyete ve laikliğe aykırı olamaz. (...) Bir siyasi partinin tüzüğünün veya programının birinci fıkra hükümlerine aykırı görülmesi halinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının talebi üzerine, Anayasa Mahkemesince partiye ihtarda bulunulur. İhtarı izleyen iki ay içinde aykırılık giderilmediği takdirde, ilgili parti hakkında dava açılır.
***


Gördüğünüz gibi AKPnin anayasa taslağında, Sadece yüzde bilmem kaçın altında oy alanlar için dava açılır, iktidar partileri için açılamaz gibi bir madde yok...

Kıstas, Anayasaya bağlılık...

Dönelim günümüze:

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının AKPyle ilgili ciddi kuşkuları ve kanıtları olmalı ki, kapatma davası açıyor...

Yani Anayasanın kendisine verdiği görevi yapıyor...

Bu yüzden de neredeyse vatan haini ilan ediliyor!

Beyler:

Aklınızı başınıza toplayın ve bir hukuk devletinde siyaset yaptığınızı hatırlayın!

Yoksa öyle bir hatırlatırlar ki; bugün söylediğiniz lafları nasıl yutacağınızı bilemezsiniz!
*****

SEVİNÇ

Partilerinin aleyhine açılan kapatma davasından sonra, Başbakanın ve bazı AKP kurmaylarının bir göbek atmadıkları kaldı...

Hepsinde bir neşe, bir sevinç:

Teşekkür ederiz, oylarımız patlayacak!

Başsavcının iddianamesinde öyle ciddi suçlamalar var ki başka bir ülkede olsa, bu suçlamalara hedef olan siyasetçiler bırakın kongre kongre dolaşmayı, utançlarından kimsenin yüzüne bakamazlar!

Ama bizimkiler sevinçten uçuyor!

AKPye oy veren sevgili seçmenler:

Eserinizle övünebilirsiniz!
*****

Günün sorusu

AKP iddianamesinde, Fethullah Gülen isimli tarikat liderinin okullarını desteklemekle suçlanan Cumhurbaşkanı Gül, dün Fethullah Gülene yakınlığıyla bilinen Abant Platformu Yönetim Kurulu üyelerini Çankaya Köşkünde kabul etmiş...

Durmak yok, yola devam mı demek istiyor acaba?
*****


Başsavcının Ergenekonla bağlantısını kanıtlayamayan...

Başlıktaki cümlenin sonuna istediğiniz sıfatı kendiniz koyun!

İftiracıdır, aktır, karadır diye...

Çünkü Başbakan Erdoğan ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay dün, AKPnin kapatılması için dava açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkayayı bizzat Ergenekon Çetesiyle irtibatlandırdı!

Hani şu darbe yapmayı planlamakla suçlanan Ergenekon Çetesiyle...

İlk olarak Ertuğrul Günay ortaya attı bu iddiayı... Ardından milletvekilleriyle olağanüstü bir toplantı yapan Başbakan Erdoğan onu izledi!
***


İkisine de tek sözüm var:

Bu müthiş iddiayı kanıtlamak zorundasınız!

Aksi halde bu iftiranın bedelini, mahkeme heyeti önünde ödersiniz...

Bu yüzden tekrarlıyorum:

Başsavcı Yalçınkayanın Ergenekon Çetesiyle bağlantısını kanıtlayamayan...

Haydi sevgili okurlar...

Tamamlayın cümleyi!

Ersen Gürpınar    18 Mart 2008 01:19
http://blog.milliyet.com.tr/ersengurpınar
Saygıdeğer Arkadaşlarım
Bende bir Çanakkale gazisinin torunuyum rahmetli dedemi hiç görmedim o denizci imiş 7 yıl denizde geçen bir askerlikten sonra denize küsmüş evimizin cephesini denize değil dağa doğru yapmış rahmetli babam anılarını anlatırdı. Çanakkale Zaferi diyerek grurlanıyoruz neler yaşanmış yüzbinlece gençecik vatan evladı bu ülke için bir karış toprak için en değerli varlıkları canlarını vermişler bugün ihanet çeteleri emperyalistlerin savaşla yapamadığını yapmaya çalışıyor.Biz şehit atalarımızın kemiklerini sızlatmıyacağız onların ruhları şad olsun mekanları cennet olsun bu toprakları korumak için ne gerekiyorsa onu yapacağız Allah bu millete birdaha destanlar yazdırmasın sulh ve huzur içinde yaşayalım. Aziz Şehitlerimizin hatıraları önünde saygı ile eğiliyoruz.

AKTUNA    17 Mart 2008 21:46
DEMOKRASİNİN TECELLİSİ..

Kapatılır, kapatılmaz falı tutmayacağım.
Saftirikçe, bir partiye dava açmanın yanlış ya da doğru olduğunu da ileri sürmeyeceğim.
Bu davanın taşıdığı anlamı çözümlemeye çalışacağım.

Bakın, AKP yüzde 47 oy ile iktidarda.
Ordu hükümete bağlı, başkomutanı Cumhurbaşkanı.
MİT başbakanlığa bağlı.
Hükümet, TMSF eliyle medyanın büyük kısmını kontrol altında tutuyor.
TRT hükümetin yönetiminde.
Bu manzara içinde Cumhuriyetin bir savcısı çıkıyor ve devletin bütün kurum ve kuruluşlarını yöneten o partiye davayı açıyor.

Beyler, bunun adı demokrasidir.

Ve eğer bu davanın açılamaz olduğu şartlarda yaşasaydık bu rejimin adı Demokrasi olmaz, başka bir şey olurdu.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açmış olduğu dava, Türk Demokrasisini tescil etmiş, Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğunu göstermiştir.
Davayı asker açmıyor.
Yani eline silahı bulunduran bir erk, siyasi iktidara çekil kenara demiyor.
Davayı, Cumhuriyetin bir savcısı açıyor.
Yasama, Yürütme ve Yargı erklerinden biri çalıştığını gösteriyor.
Bu parti kapatılmalı veya kapatılmamalı gibi bir bilirkişi mütalaasında bulunmayacağım.

Sadece toplumun büyük çoğunluğunun zihninde bu parti ile ilgili istifhamlar varken&
Bu davanın açılabilmiş olmasının, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu&
O hukukun da sıradan bir hukuk değil, laik hukuk olduğunu ispat ettiğini ifade edeceğim.
Şimdi& İktidar partisinde, bazen liderliği de çiğneyerek bu partiye kapatılma davası açılabilmesi için elinden geleni ardına koymayanlara&

Yargıtay Başsavcısının dosyalarını radikal sözleriyle süsleyenlere&
Sakın, ama sakın Anayasa değişikliğiyle bu partiye açılan davayı işlevsiz hale getirmeye teşebbüs etmeyin, derim.
Bakın, partiniz kapatılmalı veya kapatılmamalı demiyorum.
Onu ben bilmem. Onu laik Türkiye Cumhuriyetinin adalet kurumları bilir.
Benim bildiğim, orduyu yöneten, MİTin bağlı olduğu, medyayı yönetebilen bir siyasi iktidara bu davanın açılabilmiş olmasının Türk demokrasisinin rüştünün ispatı olduğudur.
Anayasa değişikliği ile yargı sürecinden kaçar ve iktidardaki siyasi partiyi yargılanamaz hale getirirseniz o vakit 12 Eylül yönetiminden ne farkınız kalır?

Öfkeyle kalkmadan, oturup enine boyuna bir düşünün ve partinizi Türkiye Cumhuriyetinin sizi iktidar kılan laik hukuku içinde nasıl savunacağınızı planlayın&

Yoksa adalete, sizi iktidar yapan ve iktidarınızı koruyan bu kanunlara hiç inanmıyor, güvenmiyor da bu güne kadar numara mı yapıyordunuz?

Ben tamamen güvendiğinizi biliyorum. Eski partinizi kapatan yasalara medyun-u şükran olduğunuza adım gibi eminim&
Öyle olmasa, partisi kapatılan Erbakanı terk etmez, yola onun yeni partisiyle devam ederdiniz.

Değil mi ama?

http://www.korsanhaber.com/
Atılgan BAYAR

metin ayan(aslan81)    17 Mart 2008 21:04
Bastığın yerleri \'toprak!\' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuhedâ fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

AZİZ ŞEHİTLERİMİZ RUHUNUZ ŞAD OLSUN BİZİMDE CANIMIZ KANIMIZ BU VATANA HELAL OLSUN RAHAT UYUYUN...HER SEFERİNDE TAMDA BU KITALAR OKUNURKEN GÖZLERİM DOLAR AĞLARIM BU VATAN İÇİN NE KOÇYİĞİTLER ŞEHİTLİK MERTEBESİNE ERİŞMİŞ ALLAH BİZEDE BU MAKAMI NASİP ETSİN.

yaşar sığınç    17 Mart 2008 20:25
ARKADAŞLAR

PARTİ KAPATMA DAVASI AÇAN YARGITAY BAŞSAVCISINA,KIZANLARA TENKİT EDENLERE BİR VATANDAŞ OLARAK YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ,YAŞASIN TÜRK ADALETİ DİYORUM,SAYGILAR

Erol ÖZTÜRK    17 Mart 2008 17:24
Site Yönetiminin Gönderisine Yanıt..

Daha önce yayımlanan yazımda belirtmiştim, biz toplum olarak okumayı fazla sevmeyiz. Yazılar bazen çok uzun olduğunda okunmadığını düşünüyorum. Burası assubayların sorunlarını ve çözümlerinin beyin cimnastiği ile çözüm önerilerine açık bir site. İnanın yazıları en ince ayrıntısına kadar okuyan birisi olarak bazı kişisel yazıları, bazen de kalitesi çok düşük yazıların nasıl yazıldığına anlam veremiyorum.Elbette herkesin düşüncesine saygım var ama yazarken biraz daha dikkat edilmesini istiyorum.Yazmaya başlayınca mümkün olduğunca az kelime ile çok şeyi anlatırsak daha yararlı olur kanısındayım.Site yönetimi başta olmak üzere bütün meslektaşlarıma sağlık dolu günler dilerim.

yigit    17 Mart 2008 14:32
Oy çokluğuyla iktidara gelen bir parti , demokrasi ve hukuk kurallarını hiçe sayarak her dilediğini yapamaz. Elbette parti kapatılması çözüm değildir ama , hiçbir özgürlüğünde sınırsız olabileceği söylenemez.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı bir iddiada bulunuyor. Yargıya tavır takınmanın , kafa tutmanın ne manası var? Kin ve garaz ürünü demek bir hukukçuya yakışır mı?

Bu hareketin millete karşı yapıldığını söyleyenlere sormazlar mı? Yürütmeyi denetleme gibi bir yükümlülüğü bulunan yargı erkinin de Yüce Türk Milleti adına yargılama yaptığını nasıl yok sayarsınız? Siz yüzde 47 adına konuşuyorsanız , yargı da Yüce Türk Milleti adına konuşuyor.

Sessiz çoğunluğun sesiyiz diyorsunuz ama , bizlerin uğradığı haksızlıkları dile getirmiyorsunuz , görmemezlikten geliyorsunuz , duymamazlıktan geliyorsunuz. Vatanı için canını hiçe sayarak görev yapan assubayların yasal haklarıyla ilgili bir kanun teklifini iki elinizi birden kaldırarak reddediyorsunuz. ADALET BUNUN NERESİNDE?

Atatürkçülüğün ruhuna aykırı hareket edenleri , adaletsizliği adalet , haksızlığı da hak bilenleri şiddetle kınıyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ün kurduğu cumhuriyete , devrim ve ilkelerine sahip çıkanlara saygı , sevgi , selam olsun.

Hüseyin kocabaş    17 Mart 2008 11:49
http://www.elhankoyu.com/
YOK SAYILMAK
200.000 kişilik bir meslek gurubunu iki ellerini havaya kaldırarak yok sayanlar şimdi feryad-ı figan ediyorlar.15.600.000 kişiyi yok saydılar diyorlar.Yok sayılmak nasıl bir duygu?Eee etme bulma dünyası "Mağrurlanma Padişahım senide yaratan var" demişler.Ayağımıza gelip oy isteyecekleri günler yakındır.Köyümüze de bekleriz.Soğuk ayranımız ve gözlememiz vardir.http://www.elhankoyu.com/

TEKİN    17 Mart 2008 11:11
Yasama,yürütme ve yargı...Hepsi anayasa tarafından belirlenmiş sınırlar içinde görev yaparlar...Peki anayasayı kim yapmış ve kabul etmiş ?
Bunları unutup mağdur yada haklıymış gibi anayasanın verdiği görevin yapılmasına neden feryat figan,kuyruğuna basılmış gibi saldırılar yapılıyor,ayıp değilmi ?
Demokrasi %47 oy alındı diye işlemiyecekmi?
%47 değil %97 alsanda savcı görevini yapmasınmı ?,yapmazsa hukuk nerde kalacak ?
Açılan davadaki belgeli ispatları görmezden gelip sanki savcının kişisel davasıymış gibi gösterip kişiyi hedef göstermek ise tam bir yobazlık - aymazlık olmuyormu ? Alnın açık ise dava görülürken çıkar savunmanı yaparsın...!
%47 oy aldın ama %53 ünde sana oy vermediğini unutuyorsun !%53 nerenin vatandaşı,aynı anayasa onlarında değilmi ?
Yaptıklarının unutulduğunu sanma Keser döner ,sap döner,gün gelir şeriatçı hesap döner..
TEKİN..

Ersen Gürpınar    17 Mart 2008 01:16
http://blog.milliyet.com.tr/ersengurpınar
Saygıdeğer Arkadaşlarım,

Benim neslim daktilo nesli.En ileri teknolojiye sahip bilgisayarımız olsada daktilo gibi kullanıyoruz.
Özelliklerini bilmiyorum.
Benim durumumunda olan arkadaşlarımız olabilir diye yazıyorum.
Çoğumuz sitemizin sayfalarının geç açılmasından şikayet edebilirsiniz.
Ben problemle karşılaşınca Halil Ergenli kardeşimden yardım alıyorum.
Bugün onun önerisi ile bir proğram indirdim;
Proğram hem yasal hem güvenilir bilgisayarınıza hız kazandırıyor.
Deneyin verim alacağınızı umuyorum.İyi gün dileklerimle...

ht tp://www.mozilla-europe.org/tr/products/firefox/


MEHMET ALİ KILINÇ    16 Mart 2008 20:42
ÜZÜLÜYORUM...
UTANIYORUM...
ŞÜPHELENİYORUM...

Gazete başlıklarına bakıyorum, tv haberlerini dinliyorum. Sık sık Pakistan, Sudan gibi ülkelerde olduğunu duyduğum olaylar artık benim ülkemde de yaşanıyor. Yasama, yürütme yargı devletin üç temel unsuru. Normalde birbirlerine hiçbir üstünlüğü olmayan devletin bu üç temel unsurundan kendilerine çizilen kurallar çerçevesinde görevlerini yapmaları beklenir değil mi? Yürütme kendine çizilen sınır çizgilerini ısrarla ihlal ediyor. Bu durumda yargı görevini yapmaya kalkınca yürütme başlıyor görevini yaptı diye yargıya hakaret etmeye. Madem yürütme yaptıklarının doğru olduğuna inanıyor, neden iddialar yalan ben suçsuzum demek yerine yargıya hakaret etmeyi seçiyor? Neden alnım açık ben aklanacağım diyemiyor?
Ülkemin Pakistan ve Sudan gibi ülkeler haline getirilmesinden, böyle bir ülkenin yurttaşı olmaktan utanıyorum. Bu kritik dönemde, görevini yapan savcının ismiyle ölüm kelimesini aynı cümlede kullanan, hukuk adamı olduğunu söyleyen ve bu ülkede TBMM başkanlığı da yapmış olan bir zatla aynı ülkede yaşamaktan utanıyorum. Biz bu olanlara hak etmiyoruz diye üzülüyorum. Acaba yüksek yargının savcısına kürsülerden hakaret edenler, bu durum meydana gelmeseydi, acaba alanlarda 1071 Malazgirt savaşından beri bu ülkenin insanlarının kazanımlarını sorgulanır hale getiren Vakıflar Yasasını mı anlatacaklardı, yoksa emekliliği imkansız hale getiren Sosyal Güvenlik Yasasını mı savunacaklardı? Bunların hepsi unutuldu. Şüpheleniyorum, önümüzdeki yerel seçimler nedeniyle çok iyi becerdikleri mağduru oynama senaryosu tekrar sahneye koyabilmek için iddianame hazırlaması için savcıya talimatı bizzat yürütmede bulunan takiye ustası yetkililer mi verdi acaba demekten kendimi alamıyorum...
Yönetici yorumu Yönetici yorumu:
Türkiye hukuk devleti ise,sistem bunu gerektiriyorsa saygı duyacağız. Elbette halkın oyları ile seçilen partiler yargı kararı ile kapatılmamalı; Dokunulmazlıklar kaldırılarak suç işleyenlerin yargılanması sağlanmalı Kaldi ki Yargıtay baş savcısının dava açmasını kesin hüküm gibi değerlendirmek yanlıştır. Hepimizin kafasında acabalar var burası TÜRKİYE

MEHMET ALİ KILINÇ    15 Mart 2008 20:05
KURALSIZLIK...

Ben bizim mesaj gurubumuzda bulunan, sitemizi izleyen arkadaşlarımı haddimi biraz aşarak ülkemizde neler olup bittiğini takip etme düzeyi açısından kendim gibi kabul edip, günde en az bir gazete okuyan ve akşamları bir en az bir kanaldan tv haberlerini izleyen, bu yönden mütevazı bir değerlendirmeyle Türkiye ortalamasının tam ortasındayızdır diyorum. Bu değerlendirmenin ışığı altında aşağıdaki soruları sorsam, sizce hiçbir araştırma yapmaya gerek duymadan, tereddütsüz aramızda soruların hepsine doğru cevap verebilenlerin oranı sizce kaç olur?
Sorular basit ve ilköğretimi bitiren her yurttaşın cevabını verebilmesi gereken sorular. Üstelik bu soruların cevapları son dokuz ayın beş ayında gazete sayfalarını hemen hemen her gün işgal etti.
Sorular şunlar. Ülkemizde şu anda geçerli yasalara göre:
1.Milletvekili genel seçimleri kaç yılda bir yapılır?
2.Yerel seçimler kaç yılda bir yapılır?
3. Cumhurbaşkanın görev süresi kaç yıldır?
4. Cumhurbaşkanı kim tarafından seçilir?
Sorulara kendimden emin olarak benim verebileceğim cevap sayısı yüzde elliyi geçmiyor. Ya sizin?
İşte gelinen noktada modern demokratik bir ülke olduğu söylenen ülkemizde her gün bir gazete okuyan bizlerin bile bilinç düzeyi. Kurallarıyla oynana oynana alt üst edilmiş, aşiret devleti haline getirilmiş demokratik ülkenin ve yarın seçim olsa oy verip iktidar oluşturacak biz yurttaşlarının hali. Bu seçim sonucunda oluşacak yönetimin demokrasinin olmazsa olmaz, en az TBMM vazgeçilmez olan hukuk organlarına karşı, aldığı bu oylardan güç alarak efelenmelerinden söz etmek midemi bulandırıyor.
Durum yağmur yağacak dense bana "ördek" dedin misali, en küçük bir eleştiride "benim yaşam tarzıma hakaret ediliyor" "benim özgürlüğüme ve haklarıma müdahale edemezsiniz" diyen haklarının peşlerinde koşmayı çok seven özgürlüklerine düşkün, işlerine gelen demokrasinin hayranı yurttaşlarımıza ithaf olunur.
Yeri gelmişken söyleyelim. Eğer şu son iddianame, bu özgürlüklerine çok düşkün çevrelerin kendilerinden kabul etmedikleri birileri iktidarda olsa ve bu iktidar hakkında iddianame hazırlanmış olsaydı, yandaş gazetelerinin hangi manşetleri atacaklarını adım gibi biliyorum. "Adım adım gelen ekonomik kriz tam başlayacaktı ki, yine mağdurları oynayabilmek için başbakan iddianame hazırlaması için başsavcıya emir verdi"
Saygılarımla...

kemal düz    15 Mart 2008 19:29
her geçen gün çığ gibi büyüyen bu oluşum: umarım sanal alemden gerçek aleme de hamle yapacak(kurumsallaşmak ve akabinde dergi çıkarmak, radyo yayını gibi)böylece hem hakların savunulmasını geniş platformlara taşıyacak, yeni fikirlere zemin hazırlayacak ve böylece çıtayı daha yükseğe çıkaracağı gibi gibi Temad'ın ulaşamadığı potansiyel kitleye de ulaşarak onun varolan gücüne güç katacaktır. bu bilgi birikimine/donanıma sahip bir kadroya ulaşıldığı kanısındayım: bu oluşumun. unutulmamalı ki yaşadığımız yüzyıl: mesleki, akademik ve ortak payda etrafında toplananların aynı hedefe birlikte yolculuk yapmalarını gerekli kılmaktadır. bu aynı zamanda çocuklarımızın da geleceği için de elzem bir yaklaşım tarzıdır..şu bir gerçektir ki:bizi ancak biz anlarız...

Hüseyin kocabaş    15 Mart 2008 19:22
MUHTIRALAŞMAK
27 Nisan 2007 Türk Silahlı Kuvvetleri Laikliğe taraf olduğunu açıkladı.Bu açıklama Cumhurbaşkanlığı seçimleri arifesinde Muhtıra olarak algılandı.Hükümet karşı bir açıklama ile olayı geçiştirdi.18 ocak 2008 Yüksek Yargı Danıştay Başkanlar Kurulu bir basın açıklamasıyla Demokratik,Laik Sosyal Hukuk Devleti'nin anayasasında değişirilemeyecek maddelerle ilgili hassasiyetlerini duyurdu.Bu basın açılaması da aslında Hukuki bir Muhtıraydı Hükümet ve Meclis başkanı Yargı'nın önyargılı hareket edemeyeceğini,"Egemenliğin Kayıtsız Şartsız Milletin" olduğunu deklere etti.Bu ülke de Hukukun üstünlüğü her ne kadar Milletvekili yemin metninde olsada gözardı edildi.28 Şubat 2008'e gelindiğinde sahneye bu kez Üniversiteler Arası Kurul çıktı 110 Üniversite'nin 90'ının Rektörü'nün onayını alarak seçilen tarih itibariyle özellik arzedecek şekilde YÖK Başkanı nezdinde Hükümete bir basın açıklamasıyla adeta Akademik Muhtıra verdi.Hükümet bu Resti'de görmedi.Savcıları göreve çağırarak karşı hamleye geçti.Şu ana kadar bu çağrısı kabul görmedi.Top şimdi anayasa Mahkemesinde bundan sonra ne olacak bekleyip göreceğiz.Bir başkadır benim Memleketim.


3753
Mesaj Defteri yazıları