Sayın meslektaşım Cengiz bey, Akıllı kart için ben resmi fotoğraf verdim ve akıllı kartı da aldım.Kimse bana sivil fotoğraf getir demedi.Akıllı kartı çankırı askerlik şubesinden aldım. Bu işte bir yanlışlık var.
Ahmet CAN 25 Haziran 2008 14:08
Arkadaşımız Ufuk Öztürk,Eylem için sokağa dökülmeyi çok kötü ve tehlikeli bir şey gibi gösteriyor.Kardeşim bunun yasal bir prosedürü yokmu?Sen bunlara uygun davranacaksın ve pusuda bekleyen birileri tepene binecek öylemi?Bu kadar basitmi?Hangi fırsatçılara yem oluyoruz?Ne biçim sözler bunlar?70'li yıllarda yapılan eylemlerin,sınıf değiştirme ve ihraç dışında,gaz odası veya sürgün gibi sonuçları var da bizmi bilmiyoruz?Ayrıca muvazzaflarda bu eylemlere katılsın diyen kim?Son olarak bu arkadaşa soruyorum;bu güne kadar dilekçe vererek hangi haklarını elde ettin?
cengiz 25 Haziran 2008 00:25
ankara yenimahalle askerlik şubesine akıllı kart için müracaat edecek arkadaşlar için söylüyorum.Akıllı kartta sivil kıyafetle çekilmiş foto isteniyor.Ben yanılıp üniformalı çektirmiştim.Sonra askerlik şubesinin içinde kantini işleten sivil bir vatandaş elinde fotoğraf makinası kim olduğu belli değil benim durumumda olanları fırsat bilip soymak için bekliyor.Size dört adet foto lazımken en az 12 adet çekerim diyor ve 8 ytl istiyor bu dayatmayı hangi yetki ile söylüyor kime hizmet ediyor belli değil.O fotoğrafçıyı oraya sokan askerlik şube başkanına saygılarımı sunuyorum.Bu durumu dilekçe ile MSB ye bildirdim lütfen sizde sahip çıkınız.Saygılarımla
gültekin 25 Haziran 2008 00:09
Değeri hiç birşeyle ölçülemeyecek meslektaşlarım. Merhaba,
Teklif ve ankete koyduğunuz rütbeler çok güzel olmuş ancak; kabul edilir bir tarafıda yok. Şu anda diğer tüm arkadaşlarımın bana kızdıklarını duyar gibiyim. Sbebi vahametine gelince subayın rütbesinden alımlı ve aynı yerde olması hazmedilecek birşey değil aşağıdaki. Şekil olarak biraz daha sade ve basit olmalı ama ünvandaki çavuş ibaresi muhakkak kalkmalı kalkmadığı takdirde şapkamızın üstünede verseler hiç bişey değişmez. çaba gayretlerini güzel olduğu kadar değerli umarım teklif sahasını artırır ve kabullendirirsiniz. Ama birde sisteme baktığınızda ayrımcılığın en alası bizim kurumda artık içtimalardaki komutanların söylevleri bile inandırıcı gelmemekte. Bçlünmeye dikkatinizi çekmek isterim sebebine gelince ise bize bu yeni şekle getirdiğiniz rütbelerin verilemeyeceği hususnu perçinlemektedir. General şapkasında 2 sırmalı defne yaprağı, ay yıldızı çapraz kılıçlı kayık kepi sarı armalı rütbesi çapraz yıldızlı defne yapraklı, üst subay şapkada tek sırmalı defne yaprağı düz subayda ise sadece defne yapraklı ayyıldız ve sarı sırma birde astsubay ve uzman erbaşlar ile uzm.J.lara bakalım şapka aynı ayyıldızlı astsubaya nasıl verildiyse sarı sakındırak başka ayırt edici unsur yok. rütbe şekilleri bile astsubay ile uzmanın aynı. madem ayrım yapılamayacak kadar önemsizse bizim yıldızlarımızda kırmızı olsun ama omzumuzda olsun ne de olsa ismimizin başında ast\'dan sonra gelen subay ibaresi var. uzmanın çavuş ibaresiyle astsubayın çavuş ibaresini özdeşleştirmek yanlışın en büyüğüdür. Uzman erbaş ve erleriiz de olsun ama bu kadar parçalanmayalım. rütbe tek olsun Er, Onb. ,çavuş ellibaşı, şef yardımcısı, şef, Birinci şef\'den sonra tğm., ütğm.,yzb., bnb., yb., alb., tuğg., tümg., korg.org. olsun Askeri liseler MYO\'larınıdan ast pozisyondadır sırf harp okullarına adam yetiştiriyor diye MYO\'nun üstünde yazılamaz. Bu akademik kariyere ters bir yazılım ve yaklaşımdır. Askeri liseler aynı zamanda Astsb.MYO\'lara da öğrenci yetiştirmeli 75 barajını aşanlar KHO\'na, 60-75 arasındaki öğrenciler ise Astsb.MYO\'larına gitsinler mezun olduklarında ise Onbaşı olsunlar. Kıta çvş., Onb.Uzm.Onb.Uzm.Çvş. tabirleri ile astsb. tabirlerinin kaldırılması taraftarıyım. savaşta ölürken subay farklı diğer rütbeliler farklı ölmüyor. Unutmayınız ki son suyumuzu ve ekmeğimizi beraber paylaşacağız. emir komuta ayrı, insanlık ayrı. saygısızlıkların hepsine karşıyım. ama bu kadar ayrımcılık yapan ordunun da savaşta bi,şey başaracağını zannetmiyorum. GÜVENİN OLMADIĞI YERDE HUZUR İZİNE GİDER DEDİKODU AHBABINIZ OLUR. Ben astlarıma ve üstlerime güvenmek istiyorum artık
Haluk TIRAVOĞLU 24 Haziran 2008 23:53
Değerli arkadaşlarım;
Eylemler hakkında konuşalım dilerseniz.
Emekli assubaylar öncelikle örgütlenmeyi tamamlamalıdırlar. Örgütlenmeden kastım emekli olan tüm assubayların TEMAD'ımıza üye olduğu, aidatını yatırdığı, yönetimine katıldığı gerçek ve faal emekli assubayların sayılarının yüzbinlerle ifade edildiği bir örgütlenmedir.
Üyelerinin her birinin cumhuriyetimize, Atatürk ilke ve devrimlerine hiç ödünsüz sahip çıktığı, tek bayrak, tek vatan, tek yürek çatısı altında toplandığı, ülke gündemini takip eden, çözümler üreten ve sahiplenen bir örgütlenmedir.
Yönetimini denetleyen ve destekleyen bir örgütlenmedir.
Arkadaşlar öncelikle hedefimiz örgütlenme ve yeniden yapılanmayı gerçekleştirmek olmalı. Yoksa;
Yoksa, meclis kapılarında "körler sağırlar birbirini ağırlar" mantığıyla yüzbin potansiyel üyesi olan ve 50-60 kişiyle basın bildirisi (?) düzenleyen bir dernekten öteye geçemezsiniz.
Kendinizi geliştiremezsiniz, fikir paylaşımı yapamaz tartışamazsınız.
Tartışamazsınız önünüzü göremezsiniz.
Koltuk ve makam hırsına kapılırsınız.
WEB sitenizde üyelerinizi susturursunuz, sanal yorumcular çıkarır sözde farklı oluşumlar içinde olan meslektaşlarınıza göndermeler yaparsınız.
Dolayısıyla örgütlenemezsiniz. Artık olay sadece birbirini mat etme, susturma ve karalama kampanyasına dönüşür.
Amaç ortadan kalkmıştır. Neydi amacımız örgütlenmek, güçlenmek ve ses getirecek yasal oluşumlarla sesimizi duyurmak. Kimlere duyuracağız sesimizi.
Bizi yok varsayanlara, ama bizsiz olamayanlara.
Genelkurmay'a ve diğerlerine yani yasama organlarına.
Emekli assubaylar özellikle son 3 yıldır büyük bir örgütlenme ve TEMAD genelinde yeni bir yapılanma içine girmiştir.
Bundan sonra yapılacak iş bu örgütlenmeyi hızlandıracak, üyelerini bir çatı altında toplayabilecek eğitimli, bilgili, dirayetli ve gücünü üyelerinden alabilecek düzeyde donanımlı ayakları yere basan yöneticileri iş başına getirmekle olacaktır.
Sonra?
Sonrası kolay, bekleyelim görelim, ama önce dayanışma ve yardımlaşma içinde olalım. TEMAD'ımıza sahip çıkmaya devam edelim, unutmayalım ki, kurumlar kalıcı yöneticiler geçicidir.
Hak vaki olacaktır, su yolunu bulacaktır.
Hiç kimsenin endişesi olmasın.
ZAFER HAKLI OLANLARINDIR.
Ve arkadaşlar, biz haklıyız.
Örgütlenmeye ve TEMAD'ımıza sahip çıkmaya devam.
En derin saygılarımla.
Haluk TIRAVOĞLU (E)Dz.Asb.
UFUK ÖZTÜRK 24 Haziran 2008 20:52
SAYIN ARKADAŞLARIM: EYLEM, EYLEM HADİ EYLEM YAPALIM BİR EYLEM FURYASIDIR GİDİYOR NE EYLEMİ YAPIYORSUNUZ YAPINDA GÖRELİM BİRİLERİ ZATEN ONU BEKLİYOR ASSUBAYLAR EYLEM YAPSADA TEPELERİNE BİNSEKTE BİR DAHA BELLERİNİ DOĞRULTAMASINLAR DİYE.1975 DE EYLEM YAPANLARIN SAYESİNDE BİR ŞEYLER ELDE EDİLDİ AMA SONUCU HAKKINDA KİMİN DOĞRU DÜRÜST BİLGİSİ VAR ACABA. ŞU BİLİNMELİDİRKİ BİZLER SOKAĞA DÖKÜLEREK HAK ELDE EDEMEYİZ, ANCAK FIRSATCILARA YEM OLURUZ. BİZLER NE ZAMAN İŞTEN DOĞAN GÜCÜMÜZÜ KULLANMASINI ÖĞRENİRSEK, BİR O KADAR BASIN-YAYINDAN FAYDALANMASINI BİLİRSEK, NE ZAMAN DİLEKÇE YAZMANIN HAK ARAMANIN BAŞLANGICI OLDUĞUNU BİLİRSEK İŞTE O ZAMAN BÜTÜN HAKLARIMIZI ALIRIZ.
yaşar sığınç 24 Haziran 2008 19:00
arkadaşlar bir ay önce haklarımızın verilmemesi,büyük bir haksızlıkla karşılaşmamızı HÜKÜMETİ MAHKEMEYE VERELİM şekline FORUMyazı yazdım sn.ahmet ÇAM hariç 67 kişi okumuş bir tanasi evet yapalım diye yazı yazmadıdüşündüm yasal hakkımıza evet demeyen arkadaşlarımız diğer eylemlere evet dermi şahsen teredütlüyüm dost acı konuşur saygılar
Ahmet CAN 24 Haziran 2008 01:37
Selçuk İÇER kardeşime aynen katılıyorum.Ben hepsi birer mazlum olan muvazzafı,emeklisi bütün kardeşlerimden böyle tepkili ve eylem düşünen yazılar bekliyorum.Ses getirecek ve netice alınabilecek eylemi gerçekleştirebilmenin yollarını internet nimeti sayesinde bulabileceğimize inanıyorum.Yeterki kendi sorunlarımızı bir birimize anlatarak,kendimiz çalıp,kendimiz dinlemekten vaz geçelim.Havanda su dövmeyelim.Hiç bir manası olmayan,anlamsız didişmeleri bırakalım.Yaptıklarımız mücadele falan sayılmaz.Bu mücadeleye bir yerden bir şekilde başlayalım artık.
Ersen Gürpınar 24 Haziran 2008 00:44
Sn.İçer değerli arkadaşlarım Sitemizi takip ettiğiniz için biliyorsunuz; Biz sitemizde son görüşmelerden de olumlu sonuç alamazsak ne gibi eylemler yapmalıyız diye bir ANKET düzenledik anket sonuçlarını Temad yönetimine iletip maddi ve manevi desteğimiz bildirdik ama dikkate alınmadı Bizi temsil etmek için görev alanlar bizden yardım talep etmesi gerekirken bizler destek sözü veriyoruz ama önemseyen lütfedip yanıt veren yok bunları yazınca adı eleştiri, yapanlar ise karşı grup oluyor.Takdirlerinize saygılarımla sunuyorum.
Mehmet AKPINAR 23 Haziran 2008 22:01
KEY hesapları ile ilgili TOKİ Web sitesinde yayınlanan Duyuru. [URL=http://www.toki.gov.tr/page.asp?ID=31]http:/
/www.toki.gov.tr/page.asp?ID=31[/URL]
Hayati ERGÜRBÜZ 23 Haziran 2008 21:17
Evet,Selçuk İÇER abime katılıyorum,ses getirecek eylemler gerekir,varmısınız Anadolunun her tarafından otobüs otobüs Ankaraya meclise,anıtkabire akmaya,öyle 80 kişiyle değil 8.000-10.000 kişiyle gidelim,TEMADLAR yemekler,geziler düzenlesinler, de ama bir de bu işe el atsınlar diyorum..
Cengiz ERTEN 22 Haziran 2008 23:12
Ağzına sağlık Selçuk İçer ağabey.İnsanlar koltuk sevdasına düşmüşler geçen zamanın farkında değiller.
Selçuk içer 22 Haziran 2008 18:57
ACİL EYLEM ZAMANI..!
Değerli meslektaşlarım herhalde durumumuz kesinleşti Komuta kademesindeki generallerden meclisteki milletvekillerinden bizlere hiç bir fayda gelmeyeceğini acıda olsa bir kez daha hep beraber şahit olduk.Bu seferde tatlı vaatlerle kandırdılar zaten çok iyi biliyorlar bayağı deneyimli oldular assubaylara övgü dolu bir kaç söz bir kaç vaat onlar açısından işi bitiriyor bizlerde alıştık maalesef bizleri yıllarca ezen kanımızı emen sistemden,aman ağam aman paşam diyerek sorunlarımızın çözülmesini saf saf bekliyoruz ve sn K.K.K nı,değerli BÜYÜKANITPAŞAM gibi övgü dolu başlıklar atıyor veya hitap ediyoruz emeklide olsak bu generalleri velinimetimiz zannediyoruz.Hem ezileceksiniz hemde sizi dolayısı ile ailelerinizi acımasızca ezenlere derin saygı duyacaksınız anlamak mümkün değil.Aynı saygıyı şehitlerimizle,gazilerimizle çoluk çocuklarımızla torunlarımızla neden görmüyoruz?İşte sözün bittiği yer derhal bir araya gelerek acil eylemlere başlamak gerekiyor Temad ve bu sitenin duayenleri lütfen koordine görevini üstleniniz genelkurmaya,meclise,anıtkabire yasal yürüyüşler,oturma eylemleri gerekirse emekli kimlik kartlarımızı silahlarımızı genelkurmay başkanlığına iade edelim.Bu kadar acı ve eziklik içerisinde kamplara ve ordu evlerine girmesek ne kaybederiz küçük hesaplar büyük mücadelemizin önünü kesmesin artık bu işe bir son vermek lazım ama açlık grevleri ile ama bir bidon benzin ile.... Ben artık sömürülmek kullanılmak istemiyorum.53 yaşındayım devlete hizmet ettim bu uğurda sağlığımdan oldum iki general ve mebusların oyuncağı olmak istemiyorum.İnsanlık onurumuz için derhal yasal eylemlere. Selçuk İÇER (E)BANDO Kd Bşçvş.
yaşar sığınç 22 Haziran 2008 10:37
T.S.K EGİTİM VAKFI ÖGRENCİ YURTLARINDA EMEKLİ ASSUBAY ÇOCUKLARI MUVVAZZAF ASSUBAY ÇOCUKLARI YURDUN PAHALI OLUŞUNDAN DOLAYI YURTKURUN YURTLARINA 8-10 KİŞİLİK ODALARDA KALMA PAHASINA GİTMEKTEDİRLER.ASSUBAYIN DÜŞTÜĞÜ SIKINTILARI İLGİLİLER GÖRSÜNLER ÇOCUKLARIMIZI OKUTAMAYACAK DURUMA GELDİK NE DEMİŞLER TOK İNSAN AÇ İNSANIN HALİNDEN ANLAMAZ DİYE SAYGILAR
abdullah ektik 21 Haziran 2008 13:01
Milli takimimizi en icten duygularimla kutluyorum. Dun gece gogsumuzu kabarttilar.Nice zaferlere. Ne Mutlu Turkum Diyene
mehmet burkay 20 Haziran 2008 10:36
BENİM ÇOCUKLARIMIN GÜNAHI NE !!!!!!!!
Ben memleketimin korunma ve kollanmasında ve Türk Bayrağının ilelebet dalgalanması için, her şeyimi geride bırakarak ŞEHİT OLAN BİR ASTSUBAYIM!!!! Bu ülke için, siz ne yaptınız? Benim çocuğum, babasını okul çıkışında hiç bulamadı. Okul mezuniyetlerinde sevincini babası ile, hiç paylaşamadı. Üniversiteyi okuyamadı. Kazansa dahi, okuyacak parası yoktu. Ama bu devleti soyanların, hırsızın çocuğu, özel otolarla okul kapılarına bırakıldılar. Arkadaşları ile, özel kokteyllerde mezuniyet sevinçlerini paylaştılar. Biliyor musunuz? benim çocuğum hiç babalar gününü kutlamadı. Her bayramda ve babalar gününde, hep mezar taşımı kucakladı ve sarılarak öptü. Çiçeklerini ellerinden alamadım, hep mezarımın üzerine bıraktı. Ama o Devletimi soyanlar, hırsızlar, sevinçlerini yurt dışında kutladılar. Babalarına hediyelerini, en lüks mağazalardan aldılar. Onlar, ekonomik güçlerini hep katladılar. Benim çocuğum da askerliğini benim gibi, doğuda ve güney doğuda yaptı. O kendini bilenler, kendilerine en yakın kışlalarda çocuklarına askerlik yaptırdılar. Ben BİR ŞEHİT ASTSUBAYIM, manen de huzurlu ve rahatım ama; Eşim ve çocuklarım orada adeta işkence çekiyorlar. Geride bıraktığım eş ve çocuklarım açlık sınırındadır. Devletimi soyanların, vatan hainlerinin, yağmacıların yaşam düzeyleri benim eş ve çocuklarımdan daha üst düzeydedir. Çocuklarım madden ve manen etkilenip, psikolojileri bozuldu ve yaşam savaşı veriyorlar. Ben bu Vatanı bölmek isteyenlerle savaştım ŞEHİT OLDUM. Ama onlar affedildiler MİLLETVEKİLİ oldular. Adalete bakın ki; Devletim, benim üç ayda alamadığımı onlara bir ayda vererek ödüllendirdi. Bu da yetmedi, benim yetimlerimin hakları gasp edildi. Başkalarına verilenler, benimde hakkım olmasına rağmen, hep engellendi. T.B.M.M de engellendi, M.S.B. da engellendi ve benim EN ÇOK GÜVENDİĞİM GENEL KURMAY BAŞKANLIĞINCA ENGELLENDİ. Eğer adalet buysa, benim çocuklarım neden yetim kaldı ve yaşam mücadelesi veriyor. Bu ülke bölünüp satılacaksa, BEN BU VATAN İÇİN NEDEN ŞEHİT OLDUM? BENİM ÇOCUKLARIMIN GÜNAHI NE!!!!!!
İsmail DAMAR 20 Haziran 2008 01:01
sagolun ben yükledim...
Mehmet AKPINAR 19 Haziran 2008 17:15
Hızlı çalışan,mükemmel bir web tarayıcısı istiyormusunuz,geç açılan ve sizi sıkan explorer dan bıktınızmı?işte size yenilenen mükemmel çalışan çok fonksiyonlu bir tarayıcı,FİREFOX 3,yeni çıktı ve dünyada herkes bu tarayıcıyı konuşuyor.internetten indirmek isteyenler için adreside var,ücretsiz basit kurulumlu çok işlevli ,üstelik web sitemizle çok uyumlu. [URL=http://shiftdelete.net/site/200806174488/Ve-
Firefox-3-Cikti.html]http://shiftdelete.net/site/20080617448
8/Ve-Firefox-3-Cikti.html[/URL]
abdullah ektik 19 Haziran 2008 14:26
Sayin Yazar Umur Talu bu gunku yazisinda dertleri- mizi bir kez daha yazmistir. Kendisine tesekkur ediyorum. Sagolsun.
Reform Kanunu ile SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nın yanı sıra 20'ye yakın oda, borsa ve bankanın emekli sandıklarının SGK'ya devri öngörüldü ancak OYAK'ın akıbeti belirsiz. Kanunun hiçbir yerinde, Ordu Yardımlaşma Kurumu'nu birleşmelerin dışında tutan bir hükme yer verilmese de 1 Ekim'de ne olacağı bilinmiyor. Sosyal güvenlik alanındaki reform çalışmaları yaklaşık 5 yıldır ülkemizin gündeminde. Yürütülen çalışmalar neticesinde iki temel yasa ortaya çıktı. Bunlardan birisi kurumsal tek çatıyı kuran 5502 sayılı Kanun, diğeri ise uygulamayı düzenleyen ve maddelerinin çoğunluğu 1 Ekim'de yürürlüğe girecek olan 5510 sayılı Kanun. Reform yasaları her yönüyle ve toplumun her kesiminin katılımıyla tartışıldı ve tartışılmaya devam ediyor.
Ancak bir konu var ki şimdiye kadar ne yasaların hazırlık sürecinde, ne Meclis çalışmalarında ne de yasalaştıktan sonra hiç kimsenin dikkatini çekmemiş ve üzerinde konuşulmamış. Evet, ilk defa bu köşeden dile getirilecek olan konu, 5510 sayılı Kanun karşısında OYAK'ın durumu. Sosyal güvenliğin uygulamasını düzenleyen 5510 sayılı Kanunun 99. maddesinde aynen şu ifadeye yer verilmiş;
"Sosyal güvenlik hak ve yükümlülükleri ile ilgili yapılacak her türlü kanunî düzenlemeler bu Kanunda yapılır." Kanunun bu maddesi ile sosyal güvenlik alanında kişilere hak ve yükümlülükler getirecek her türlü düzenleme yetkisi, yasa koyucu tarafından 5510 sayılı Kanunun tekeline verilmiş. Yani bu kanun dışında başka hiçbir kanunla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamına veya bir kısmına sosyal güvenlik hak ve yükümlülüğü getirilemez. Ancak 205 sayılı OYAK Kanunu'nda, TSK mensupları ve diğer OYAK üyeleri için bir takım sosyal güvenlik hak ve yükümlülükleri yer almaktadır.
Peki, sosyal güvenlik alanında düzenleme yapma yetkisi hiçbir istisnaya yer verilmeksizin 5510 sayılı Kanuna verilmişse, maddenin yürürlüğe gireceği 1 Ekim 2008'den sonra OYAK'ın akıbeti ne olacaktır? Önümüzdeki günlerde çok tartışılacağını düşündüğümüz bu konunun biri sosyal güvenlik ve diğeri hukuki olmak üzere iki boyutu bulunmaktadır. Sosyal güvenlik boyutu itibariyle 5510 sayılı Kanun bu haliyle yürürlüğe girerse, OYAK'ın 1 Ekim itibariyle tüm malvarlığı ve çalışanları ile birlikte SGK'ya devri gerekecektir. Hukuki boyutunu tartışmak ise tabiî ki hukukçularımıza düşmektedir. Ancak tartışılamayacak bir nokta varsa o da reform yasası karşısında OYAK'ın durumunun net olmamasıdır.
OYAK SOSYAL GÜVENLiK KURULUŞU MU?
Burada sorulması gereken en önemli soru OYAK, sosyal güvenlik hukuku açısından bir sosyal güvenlik kuruluşu mudur? 1961 yılında yürürlüğe girmiş olan OYAK Kanununu incelediğimizde, OYAK'ın tipik bir sosyal güvenlik kuruluşu olduğunu görmekteyiz. Nitekim söz konusu kurum, üyeliğin zorunlu oluşu, aylık belirli oranlarda prim kesintisi ve toplanan primler mukabilinde kişilere ölüm, malullük ve emeklilik durumlarında toplu ikramiye veya aylık bağlama gibi klasik sosyal güvenlik hizmetleri sunmaktadır. Bu yönüyle OYAK'ın Emekli Sandığı'ndan ya da SSK'dan herhangi bir farkı bulunmamaktadır. Öyleyse birinci sorumuzun cevabı; evet, OYAK bir sosyal güvenlik kuruluşudur.
OYAK KANUNU iLGA EDiLMiŞ MiDiR?
5510sayılı Kanun'un 99. maddesi OYAK Kanununu ilga etmiş midir? Bu soruya tam ve kesin olarak cevap verebilmek için sadece sosyal güvenlik bilgisi yeterli olmamakta, ilave olarak ciddi bir hukuk bilgisi de gerekmektedir. Ancak yazıyı kaleme almadan önce danıştığımız hukukçuların tamamı, madde metni ve Kanunun genel ruhu dikkate alındığında söz konusu hükmün, OYAK Kanunu'nu zımni olarak ilga ettiği yönündedir. Madde metnine yukarıda yer verdik. Kanunun ruhuna baktığımızda ise yasa koyucunun sosyal güvenlik alanında çok başlılığı gidermeye ve uygulamada birliği sağlamaya yönelik bir düzenleme yaptığını görüyoruz.
Nitekim söz konusu reform kanunu ile sadece SSK, Bağ- Kur ve Emekli Sandığı değil, bunlara ilaveten 20'ye yakın oda, borsa ve bankanın emekli sandıklarının dahi SGK'ya devri öngörülmüş. Bütün bunlara ilaveten 5510 sayılı Kanunun hiçbir yerinde, OYAK'a istisna tanıyan ve onu birleşmelerin dışında tutan bir hükme yer verilmemiş. Diğer taraftan hukuk tekniği açısından bir kanunun başka bir kanunla yürürlükten kaldırılması (ilga) çeşitli şekillerde olabilmektedir. Kimi zaman ilga edilecek kanun veya hüküm açıkça belirtilmekte (açık ilga), kimi zaman ise madde metninden anlaşılmaktadır (zımni ilga).
Sosyal Güvenlik Uzmanı Sadettin Orhan/Bugün Gazetesi
Mesut 19 Haziran 2008 10:51
Umur TALU Abinin 19.06.2008 tarihli yazısı Osman Bey sordu mu? Kimi asker okurun sorusunu Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Sayın Osman Paksüt'e iletiyorum: Sayın Paksüt, Kara Kuvvetleri Komutanı Sayın Orgeneral İlker Başbuğ'a "tebrik ve sohbet ziyaretleri"nizde, siyasi hiçbir konu konuşmadığınıza göre, o süre zarfında acaba bizim mevzular hiç gündeme geldi mi; siz adalet peşinde olduğunuz için, olur a sordunuz mu? Malum, Sayın Komutanımız, şubatta Astsubay Meslek Yüksekokulu'nda yaptığı konuşmada demişti ki: 1. Astsubayların da OYAK yönetiminde yer almasını Genelkurmay'a teklif ettik; 2. Astsubayların da 1'inci derecenin 4'ünden emekli olabilmesi sağlanacak; 3. Askeri kamp ve lojmanlardan istifade oranları yükseltilecek; 4. Astsubay emekli maaşları yükseltilecek. Osman Bey, siz acaba bu meseleleri sordunuz mu? Ben bu soruyu Sayın Paksüt'e iletiyorum. Tabii Sayın Orgeneral Başbuğ'a da. Zannımca, siyaset, kapatma davası gibi konuların konuşulmadığı uzun bir sohbette, böyle "ekonomik, sosyal adalete, geçime, insan hallerine" dair konular da gündeme gelmiş olabilir. Belki de hiç gelmemiştir. Lakin, gurur duydum, (üyelerinin yüzde 70'ini oluşturan astsubayların da yönetimde olup olmamasına Genelkurmay'ın karar vereceği) OYAK, elinde milyarlarca dolar, satın alacak yabancı şirket arıyormuş. Astsubaylar filan az beklesin. Onlar yabancı değil!
yaşar sığınç 19 Haziran 2008 08:28
ARKADAŞLAR,TEMAD HAK ARAMAYA UYGUN OLMAYAN KANUN VE TÜZÜKLE KURULMUŞ İSE SADECE ANILARIMIZI ANLATMAK,ÇAY KAHVE İÇİN KULLANILIYORSA,BİZLERDE TÜRKİYENİN EN FAZLA HAKSIZLIĞA UĞRAMIŞ MESLEK GURUBUYSAK,HAKLARIMIZI YİNE YASALAR ÇERÇEVESİNDE ARAYABİLİRİZ ASSUBAY ONURUNU KORUYACAK HAKLARINI ALACAK YÜREKLİ O KADAR MESLEKTAŞIMIZ VARKİ YETERKİ KARAR VERELİM SAYGILAR SUNUYORUM.
HASAN YOLDAS 19 Haziran 2008 02:14
TÜRK DİL KURUMU'na bilgi edinme yasası gereği yapmış olduğum başvurumdur;
Güzel Türkçemizde 3 ünsüz harf yanyana kullanılamaz.Oysa ASTSUBAY sözcüğünde(STS) bu kural ihlal edilmiştir.Bu sözcükle aynı alanda kullanılan ÜSTTEĞMEN sözcüğü doğru olarak ÜSTEĞMEN şeklini almıştır.ASTBAŞKAN- ASBAŞKAN sözcükleri de buna örnektir.ASTSUBAY sözcüğünün neden ASSUBAY olarak kullanılmadığını soran çocuklarıma ben bunun yanıtını veremiyorum.Yüce Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK'ün kurduğu kuruma soruyorum;.... NEDEN???
ahmet 18 Haziran 2008 20:43
önemli olan ses duyurabilmek ve o sesi kaale aldırabilmektir. yoksa temad veya bir başkası sadece aracıdır. Siz astsubay olarak haklarınızı alabiliyormusunuz. bence önemli olan o dur. kim en iyi hak alabilirse helal olsun deriz.. birde koskocaman astsubay camiası bir milletvekili dahi çıkaramaz anlamak mümkün değil.. örneğin KAMER GENÇ e bakın adam her her şeyi TUNCELİ ye çekiyor sürekli konuşuyor kendisini sevmesemde bir TUNCELİ li olsaydım taktir ederdim. İŞTE BİZİM DE MECLİSTE HER KANUN GÖRÜŞMELERİNDE NEREDE ASTSUBAY HAKLARI DİYE SÜREKLİ KONUYU GÜNDEMDE TUTACAK KAMER GENÇ GİBİ BİRİNE İHTİYACIMIZ VAR. SESİ GÜR ÇIKAN..BAĞIMSIZ..VE DE GERÇEK MEMLEKET VE ASTSUBAY AŞIĞI BİR MİLLETVEKİLİNİN ZAMANI ARTIK GELMEDİ Mİ....SAYGILARIMLA
Şerafettin Turgay 18 Haziran 2008 14:10
Sayın ÇAM ,Değerli Büyüğüm ;
Söylediğiniz gibi ;TEMAD' ın kuruluş amacı belli ve bilinmektedir. Yönetimlerin ,bu güne kadar bu amacı beklenen ölçüde gerçekleştiremeyişleri ve gerçekleştirememe sebepleri tartışılabilir.
Camiamız beklentilerinin istenen ölçüde gerçekleştirilmesine yardım ve destek için kurulan bu sitemizin amacı ; yine söylediğiniz gibi , bir nehir olan TEMAD' ı besleyecek dereler olmak, bu uğurda birlik ve beraberliği sağlamak , "ben " değil " biz " inancıyla çalışmaktır.
Bir müdavimi olarak ; bu sitenin bu amacından zerre saptığını düşünmüyorum .
Müsadenizle aşağıdaki sözlerinizi tekrar göz önüne getirmek istiyorum .
( Daha sonra kurulan sitemizin amacı, TEMADa destek olmak,TEMADın bir nehir, üyelerin ve kurulan ve kurulacak olan sitelerin bu nehiri besleyecek dereler olduğu defalarca ifade edildi. Zaman zaman yapılan toplantılarda devamlı dile getirdiğimiz ve üzerine basa basa söylediğimiz en önemli husus ne idi?
Bizler devamlı "ben" değil,"biz" olmalıyız, diyorduk. Ben dersek benliklerden kurtulamayacağımızı, biz olursak güçlenebileceğimizi ve hangi güç gelirse gelsin yıkılmayacağımızı ifade ediyorduk. Kim olursa olsun, hangimiz olursak olalım,camiamızın ve haklarımızın önüne geçmeyecek, birlik ve beraberliği pekiştirecek hareketlere yönelecektik.)
Şimdi ne oldu da, yine bölünmeye, parçalanmaya, ayrışmaya yönelik davranışlar içine girildi. Bu tür davranışların camiamıza vereceği zararlar neden gözetilmemektedir. )
Sayı ÇAM ; Bu sitenin yukarıdaki sorunuzu hakettiğinimi düşünüyorsunuz . Sorunuzu yanlış yere sormuyormusunuz.
Bu site değilmiydi , kuruluşundan bu yana birlik ve beraberlik çağrısı yapan ,herkesi kucaklayan .
Kimsenin ,beş ay öncesine kadar Gen.Mrk yönetiminde etkili ve yetkili olduğuna bakmadan , yukarıda söylediğiniz başarısızlıklardaki payını sorgulamadan , bize katılın diyen " gaf" larına aldırmadan yanına alan , birlik beraberlik adına elini sıkan .
Bu sitenin müdavimleri değilmiydik , Bornovaya gelipte durmadan "biz" "biz " diyen , kartvizitinde assubay dahi yazamayan temsilcilerinin "gaf" larını görmezden , duymazdan gelen .
O zaman müsadelerinizle aynı sorunuzu ben size sorayım ; ne oldu da "yeni gelenlere yer açmak gibi " , " buradaki hizmetimin sonu " gibi , şu meşhur " buton " gibi su'dan bahanelerle ayrılındı . Camia geçici de olsa ayrıştırıldı.
Gerek bire bir temaslar gerekse kutsal aracılar vasıtasıyla " bize katılın " "şimdilik buradan yazalım " gibi , baştan beri kafalarında ayrılık ve ayrımcılık yapanlara söyleyecek bir sözünüz yokmu ki , bu sitenin kuruluş amacını yazdıktan sonra ; şimdi ne oldu da diyebiliyorsunuz.
Allahtan sağduyulu camiamız tüm olanları ve yapılan oyunları görmüş , değerlendirmesini yapmış , teveccüh göstermeyerek haklarındaki düşüncesini anlatmıştır.
Aklı-selim ve bilgelik haklıyı, haksızı aynı kefeye koymak , ortadan yazmak değildir.
Yanlışı olana yanlışsın diyerek doğruyu bulmasını , haksız olana haksızsın diyerek doğru yola gelmesini sağlamaktır.