TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI OLMAYI GURUR,TÜRK OLMAYI ONUR SAYANLARIN,BOL YIDIZLI DEĞİL,AY YILDIZLI BAYRAK ALTINDA SELAM DURANLARIN ZAFER BAYRAMINI KUTLAR,EN İÇTEN DİLEKLERİMLE SAYGILAR SUNARIM...

"Şimdi birlik zamanı" düşüncesiyle yola çıkmıştım.Sitenin kuralları bana ağır geldi.

"U" dönüşü benim için daha güvenli bir yol olsa gerek.

Tüm meslektaşlarıma sevgi ve saygılar sunarım.

Aşağıdaki link haberinde, tsk da paradigmanın değişiminden bahsediliyor... basında 30 ağustos resepsiyonuna davet bayağı hayretle karşılanmış anlaşılan..

NATO da 2008 yılı Assubay yılı olarak belirlenmiş..bence sakındırak, Myo daki söylemler ve bu resepsiyona davet olayı göz boyamak için yapılan asıl sorunları gözardı ettirmeye yönelik planlı hareketler...

[URL=http://www.haber10.com/makale/12558]http://www. haber10.com/makale/12558[/URL]

Sayın
Mesaj panosu yöneticilerine

Mesaj panosunda yayınlanan
web sayfaları linklerinin tıklayınca açılması hususu
(ben şahsen yazdığım mesajda, verdiğiniz WEB ADRESİ kısmını kullandığım halde başarılı olamadım)
Bu konunun (mesaj panosunda verilen linklerin)kullanılabirliğinin kolaylaştırılmasını
Saygılarımla

Değerli KADER ARKADAŞLARIM;
Merak ettiğim bir söylentiyi bilen varsa öğrenme adına sormak istiyorum.
Sayın Komutan İlker BAŞBUĞ un 1-2 yıl kadar önce Polatlı Topçu Okulunda yaptığı bir konuşmada Assubaylar için - biz bunları koğuşlarından çıkarmakla hata ettik, - biz bunlara çooookkk hak verdik.. dediği doğrumu yoksa bir dedikodu mu ? Bilen varsa açıklar mı lütfen? Bu söylenti bile olsa bana çok ağır geldi. Hiç kimse böylesine bir camia için bu sözü sarfedemez.
Eğer böyle bir söz varsa, benim camiam için böyle bir söz sarfedildiyse ben de gidip .... ye üye olmazsam şerefsizim. Bana bunu da söylettiler ya.. helal olsun.(şunu belirteyim ben MUĞLA-Milâs-Bafa Köyünden bir yörük oğluyum.)

ZAFER HAFTASI

BU GÜN, BAĞIMSIZLIK VE YURT AŞKIYLA ŞAHLANAN TÜRK ULUSUNUN ATATÜRKÜN ÖNDERLİĞİNDE KURTULUŞ SAVAŞINI KAZANDIĞI SEVR ANLAŞMASINI PARÇALADIĞI VE CUMHURİYETİN TEMELİNE İLK HARCI KOYDUĞU GÜNDÜR.
BİZLERE 30 AĞUSTOS ZAFERİNİ YAŞATAN YENİDEN DİRİLİŞİMİZİ SAĞLAYAN ATATÜRK VE SİLAH ARKADAŞLARIYLA KAHRAMAN ORDUMUZA ŞÜKRAN VE MİNNETLERİMİ SUNAR ÖNLERİNDE SAYGIYLA EĞİLİRİM,
YALOVA TEMAD İL BAŞKANI

Sayın Ünsal Kaya....
Taleplerimiz konusunda sizin beklentinize cevap vereceğini umduğum, sitemiz arşivinde bulunan, sitemiz yazarı Sayın Ersen Gürpınar'ın bu konularda özet olabilecek yazıları aşağıdaki linklerdedir. Saygılar....


http://emekliassubaylar.org/index.ph p?option=com_content&task=view&id=802&Itemid=88888992

http://emekliassubaylar.org/index.php?option=com_content&ta sk=view&id=786&Itemid=88888992

http://emekliassubayla r.org/index.php?option=com_content&task=view&id=773&Itemid=8 8888992

Degerli meslektasim Unsal Kaya,Once selamlar.Su ala-
caklarimiz konusunda sizi
bilgilendirmek amaciyla
Yazar Umur Talu nun 25 agustos 2008 tarihli yazi-
sini okumanizi dilerim.
Kalin saglicakla.

Sayın Gürcan oğuzhan'a katılıyorum.Verilen linkten de haberi okudum.Oğlunun sünneti için stadyum ve helikopter kiralayan bursalı bir iş adamına ait bir haber.Sn.M.Ali Kılınç'ın o kadar haberin içinde sadece kuran ziyafeti yazan kısma takılmasını manidar buluyorum.Sünnet törenlerinde mevlid okutanlarda var okutmayanlarda.Haberde kuran ziyafetinin arkasına takılıpta din istismarlığı veya para israfı yapılıyor diye ne bir cümle ne de bir ima var.Parası bol bir iş adamının yaptığı israf ancak ve ancak ülkemimizin iki yüzünü (zengin-fakir)göstermek için iyi bir örnek olur.Yoksa yapılanın kuran ziyafeti altında bir din istismarı var şeklindeki yorumlara şahsen benim karnım tok.İnsanların arasındaki gelir uçurumunu Tırnak içerisin de kuran ziyefeti örneğini vererek anlatmaya çalışan Sn.M.Ali Kılınç'a katılmıyorum. Bilmem belki de yazdıklarını ben yanlış anladım.Sayın Gürcan Oğuzhan'ın bu konuda yazdığı mesajın altına müsadesiyle ben de imza atıyorum.saygı ve selamlar

Saygıdeğer GÜRELİ ;

27 AĞUSTOS 2008 tarihli yazınızla bizlerin , assubay camiasının sorunlarımızı kamuoyuna bir kez daha duyurduğunuz ve sessiz topluluğun sesi olduğunuz için teşekkür eder, sonsuz saygı ve şükranlarımı sunarım.

Şerafettin TURGAY
E.Assubay / İzmir
ssseref@hotmail.com

Çok Değerli Abilerim ve arkadaşlarım..Öncelikle Haftaya pazartesi başlayacak olan ramazanın hepinize hayırlı olmasının dilerim..
Ayrıca 30 Ağustos zaferinide kutlar özellikle bu sene rütbe alacak arkadaşlarımı tebrik ederim..
Biliyoersunuz 30 Ağustos itibariyle Genel Kurmay Başkanımız Sayın İlker BAŞBUĞ paşamız olacaktır ve ker zamanki gibi gene beklentilerimiz umutlarımız yeşerecek ama gene her zamanki gibi solacaktır.. ama bu sefer değil çünki paşamızın daha ilk günden yaptığı jestle bizlere ayrıcalık sağlayacağı ayrıca hatılarsanız 31 ocak 2008 K.K.K Myo da yaptığı konuşmadada özellikle özlük hakları ve maaşların iyileştirlmesi konusunda söz vermesinin ilk işareti olarak alıyorum.
Çok değerli abilerim ve arkadaşlarım ben umundumu 4 yıl önce kaybetmiştim ama şimdi İLKER paşamızla tekrar yeşerdi inşallah öncelikle emekli abilerimizin şartlarının düzeltilmesini ve daha sonrada çalışanların özellikle özlük hakları ve maaşlarımızın iyuileştirimesini bir an önce istiyoruz ve bekliyoruz.Hepinize saygılar sunarım..

Astsubaylar da var, emeklileri de...
Başlığı ile Milliyet Gazetesi Yazarı Nail Güreli\\\'nin bu günkü (27-08-2008 ) yazısını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.

http://www.milliyet.com.tr/Yazar.asp x?aType=YazarDetay&ArticleID=983280&AuthorID=121&Date=27.08. 2008&b=&a=Nail%20Gureli&ver=31

AKIL, BU KEZ "ZOR"U YENECEK...

Şu Resepsiyon Meselesi'nden bahsediyorum. Bizler için aslında pek de önemli olmayan ama bir an için "biz" olmaktan sıyrılıverip, daha objektif bakabildiğimizde, önemi gerçekten büyük Resepsiyon Meselesi'nden. Tıpkı şapka sakındıraklarında yapılan değişiklik gibi.

Şöyle bir bakalım;

Ordumuzun sinir merkezi, çokça dile getirilen ve kanun, yönetmelik ve diğer emirlerden bile daha üst düzeyde kabul gören bir "anlayış" üzerinden temelleniyor. Var olduğu sıkça dile getirilen sınıflar arasındaki derin uçurum ve ayrışmaları yaratan zannımızca, hep bu sinir merkezinden referanslar alan ön yargılar değil midir zaten?
Mesela şapka sakındırağına ilişkin değişiklik sonrası Ankara Garnizonunda Merkez Komutanlığı ihbar hattına yapılan şikâyetler hep bu ön yargılardan kaynaklanmaktadır. Kabul edilmelidir ki, Resepsiyon Meselesi de, soğuk savaş yıllarından miras, ön yargılarını bir türlü yenemeyen Merkez Komutanlığı ihbarcıları için kabul edilebilir bir durum değildir. Moda tabirle "genç subayları rahatsız edecek" türden ama en önemlisi saygıyı hak eden cesur bir adımdır.

Akıl, zoru yenecek demiştik. Zira yenmelidir de. Çünkü bu gün sağımızdan solumuza ordumuza yönelik üstü kapalı ya da açık eleştiri sınırlarını zorlayan suçlamalar, zaten içinde barındırdığı sınıfların sıkıntıları ile boğuşan, bir anlamda boğulan ordumuzu daha da güç bir duruma sokmayı amaçlamaktadır. Her bir ferdinin moral düzeyde "suçlu" hissetmesini amaçlayan ve dezenformasyon bağlamında gayet başarılı sayılabilecek bu saldırılar, II. Dünya Savaşı sonrasında III. Reıchın insanlık suçlarına bulaşmış ordusuna yapılan muameleleri, açıkça bizlere reva görmektedir. Taraf'ı belli gazeteler, çöpte buldukları 7.65 ve 9 mm. çapındaki mermileri bile G3 mermisi olarak "pazarlayıp-paketleyip" içine de Astsubay rütbelerini ekleyerek, "kim bilir hangi suçta kullanıldı?" imasıyla ordumuzu suç örgütleri ile eş değer bir muameleye tabi tutmaya çalışmaktadır. Devlet bursuyla ABD Utah'da doktora öğrenimine giden polis amirleri ile polis okullarındaki öğretmencikler, şehitlerimize "ölü" deme cüretini gösteren bu gazetelerde yazdıkları (kuruldukları) köşelerinde; "Kemalist safoşlar, çorbasının tuzu eksik olduğu için darbeye kalkan yeniçeriler" türünde ithamlarda bulunabilmektedir.

Hemen her akşam, artık bir kısım yerine "bir bütün" diyebileceğimiz medyalardan bangır bangır süre giden ve henüz sonuçlanmamış bir yargılamanın detayları, insanların gözünün içine sokularak adeta "Alın işte! Çok güvendiğiniz ordunuz bu durumda" denmektedir.

13 yaşında devletin ekmeği ile tanışmış, gömleğini giymiş bizler, bize bu imkânları sağlayan devletin gülen-güzel yüzünün yanında, yıllar içinde koca bir haksızlıklar denizi içinde boğulduk. Tüm meslektaşlarımızın yaşadığı bu paradoks, akıl ile zor arasında kalan bir adamın ateşle imtihanından farksız gibi şimdi. Ama aynı imtihanı son gelişmeler çerçevesinde memnuniyetle görmekteyiz ki, bizden başkaları da vermekte. Onlar da, şikâyetçisi olduğumuz bu türden ön yargıların oluşturduğu, sinir cephesine karşı cesurca adımlar atmakta.

O yüzdendir ki mesela, Gürcistanda yaşananlar, açık toplum filan teraneleriyle meydanlara doldurulan kalabalıkların Rus tankları karşısında ne kadar da aciz kaldığını bize gösterdi. Gerçi aynı deneyimi biz Irakta tecavüz edilen, işkence edilen ve öldürülen 700.000 sivilin acı örneğinde bire bir yaşamıştık. Güçlü ve birlik içinde olması gereken ordumuza saldıranların hala göremedikleri bu durum, zannımızca bize bir büyük ödev yüklemektedir. Bu ödev, sabretmeyi ve görevimizi en iyi şekilde yapmayı gerektirmektedir.

Kaldı ki, sıcak ve boğucu bir ağustos sabahında, aldığı akılcı ve yerinde kararla serin bir meltem gibi içimiz ferahlatan yeni bir Komutanımız var. Akıl ve zor arasındaki tercihini, akıldan yana koyan, saygıyı hak eden bir Komutan. Söylediklerinin arkasında duracağı bizce malum bir Komutan.

En içten saygı ve sevgiyle&

İYİ AKŞAMLAR,SİTENİZE ÜYE OLMADAN ÖNCE BİR SÜRE TAKİP EDİP YAZILANLARI OKUMA FIRSATI BULDUM VE ÜYE OLDUM...ŞİMDİ SİZ DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIMIN AFFINA SIĞINARAK SORUYORUM:HAKLARIMIZ,HAKLARIMIZ DİYORSUNUZ,BİRİLERİ BU HAKLARIMIZI DETAYLICA AÇIKLAYABİLİRMİ ACABA? KULAKTAN DOLMA ÇOK ŞEYLER DİNLEDİK VE HALA DA DİNLİYORUZ,BU KONU İLE İLGİLİ TEMAD'IN ÇALIŞMALARI VARMI? ÇALIŞANLAR NELER YAPMALI? BİR DE SİZLER DE TAKDİR EDERSİNİZ Kİ ÇALIŞAN KESİM ŞU AN GÖREVDE OLDUĞU İÇİN ÇOĞU ŞEYLERE SES ÇIKARTAMAMAKTA ( EN AZINDAN BENİM BULUNDUĞUM ORTAM ÖYLE) HEPİNİZİ SAYGI VE SEVGİYLE SELAMLARKEN NİYETİMİN KİMSEYİ İNCİTMEK OLMADIĞINI BEYAN ETMEK İSTERİM...........

Sayın Oğuzhan Gürcan Meslektaşım...
Amacım polemik yaratmak değil. Sizinle aynı kaygıları ve hassasiyetleri paylaşıyorum. "Kuran Ziyafeti" deyimi benim değil mesajımda linkini verdiğim haberde kullanılan, kutsal değerlerin nasıl vıcık vıcık istismar edildiğini göz önüne sermek, vurgulamak için benim özellikle kullandığım bir deyim. Hatırım için haberi bir daha okuyunuz. Tekrar bu konuda bu mesajı yazmamın nedeni başaka okuyanlar tarafından da yanlış analşılmış olabileceğini varsydığım içindir. Sevgi ve saygılar....

Arkadaşlar;
Lütfen şu Kuran Ziyafeti gibi kelimeler ağır kaçıyor. Bu sitede daha doğrusu Assubayların içerisinde değişik din ve mezheplere mensup birçok arkadaşımız var. Birileri çıkar da değişik yorumlar yaparsa iyi olmaz. Her inanca ve her görüşe lütfen saygılı olalım. Benim Süryani olan arkadaşım da var Alevi olan arkadaşım da. Hiç birisiyle bir sorunum yok. Üstelik çok yakın aile dostlarımız. İçimizde inananı da var inanmayanı da. Bu tür kelimeler bana saygısızlık gibi geliyor. Ağır kaçıyor.
Tayyip Erdoğan İslamiyet manasına gelmez. Tayyip Erdoğan ın inancı, yaptıkları kendini ilgilendirir.
Ben daha önceki yazılarımda da yazdım. Hırsızlık yapan askeri personel var diye Ordumuzdan mı vazgeçelim, maalesef Silahlı Kuvvetlerin içinde de dışarıda olduğu gibi hertürlü insan var. Kötülere bakıp aynı yakıştırmayı mı yapıyoruz ?
İNANÇ EN MASUM VE EN GADDAR NOKTAMIZDIR.

Net sitesinde Sayın Savcıyı sorgulayan bir meslektaşımızın yazısını okudum. Arakadaşım, saygıdeğer meslektaşım, gözümün nuru; Sayın Savcı aha burada.

Assubay camiasının onur mücadelesini yürüten, yasal haklarımızın kazanımı için emek verip çaba sarfeden, haksızlıklar karşısında onurlu bir şekilde dimdik duran, yolumuzda ışık olan, özü bir, sözü bir, olduğu gibi görünen, göründüğü gibi olan bir insandır.

Soracaklarınızı buyrun burada sorun. Sayın Savcıdan şüpheniz mi var? Ben Sayın Savcı'ıyı tanımıyorum ama, hiçbir şüphem de yoktur. Sayın Savcı'ya saygı, sevgi, selam olsun.

Yıllarca haksızlıkların ve hakkaniyetsizliklerin hedef tahtası haline getirilmiş büyük bir kitlenin sorumluluğunu üzerine almış olan Sayın TEMAD yöneticileri, sorup sorgulayan, düşünen, fikir üreten, karanlığa ışık tutan assubayların eleştirilerine kulaklarınızı tıkayarak onları yok saymak gibi bir durum içerisine giremezsiniz.

Gündüz gece demeyen, çocuklarına ve ailesine ayıracağı vakti bile bizlere ayıran, assubay camiasının onur mücadelesini her platformda yürüten, gözünden problemi olduğu halde hiçbir zaman bunu dile getirmeyip kendisini assubayların onur mücadelesi için helak eden Sayın Gürpınar'a söylenen her bir kötü sözü aynen iade ediyorum.

Karar mekanizmalarıyla kurduğunuz her diyaloğu, yaptığınız her işi sorgular ve yargılarız. Yapılan eleştirilere tahammül göstermeniz, demokrasi kültürünün bir gereğidir. Yıllarca ezildiğimiz, sağmal gibi görüldüğümüz, bilmem kaçıncı sınıf insan yerine konulduğumuz yetmedi mi?

Bizler bu dünyaya on defa gelip gitmiyoruz. Yapılan onca haksızlıklara gıkımız bile çıkmazsa, bunlar bizi bir dilim ekmeğe ve hatta namerde muhtaç bırakırlar.

Cim karnında bir nokta gibi duran börekçilerden ve çörekçilkerden oluşan pohpohçu tayfasına diyorum ki, bizlere bölücü, yıkıcı, karıştırıcı demekten vazgeçin. Yakışmıyor...Bir derdiniz varsa buyrun yazın...gulke@ttnet.net.tr

Hani bizim Anayasamız sosyal adalet temel ilkelerine dayanıyordu, onun için mi el kapılarında adalet arıyoruz? Haksızlığı hak, adaletsizliği adalet bilenler yerin yedi kat dibine batsın.

Sayın TEMAD yöneticileri, üyeleri yok saymanın ve bu mücadleden soğutmanın manası nedir, ne istadinizde biz yapmadık? Oturmuş bekliyoruz gün saya saya...

Sayın Başbakanla yapılan toplantı bizler için sevindirici ve önemli bir gelişmedir. Ancak, yasal haklarımız hemen verilecekmiş gibi sevinmenin ne manası var. Sayın Kılınç'ın da yazısında vurguladığı gibi, yaşanan olaylların bizleri fazlasıyla gerdiğini bilmenizi isterim.

Rütbesi ve makamı ne olursa olsun bu güzide camianın liderine hiçbir kimse çocuk muamelesi yapamaz. Hayallerinde bile yer almadığımız bir insan, bizim liderimize baba edalarıyla tavır ve davranışlar sergiliyor ve o da tebessüm ediyor...Yazık, çok yazık... Sayın Başkanım, biz bunu haketmiyoruz. Orada tavrınızı koymanız gerekirdi.

Haksızlığı hak, adaletsizliği adalet bilenler yerin dibine batsın.

TEMAD'ın gücüne güç katarak yasal haklarımızın kazanımı için emek verip çaba sarfeden meslektaşlarıma selam olsun.

Şakacı medya ve şakayı seven halkımın belki aklına gelmez. 30 Ağustos törenlerine hiç olmazsa biz Assubaylar birer tavuk götürelim de garipler bayramlarını kutlasınlar. (Hani onlar da başçavuş ya..) Yurt çapında tavuklu bir eylem yapamaz mıyız?

KIŞKIRMAMA AZ KALDI...

Değerli Meslektaşlarım...
Lütfen aşağıda yazdıklarımı, şu linki tıklayıp haberi okuduktan sonra değerlendiriniz..
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/97385 94.asp?gid"229&sz"32487

Bizler aldığımız her kuruşta tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır anlayışıyla, gece gündüz demeden, dağda taşta, ülkemizde görev yaptığımız yirmi beş yıl içinde yirmi tayin görerek yedi iklim dört bucak dolaşırken, bu dolaşmalar nedeniyle, kimilerimiz doğru dürüst eğitim alamayıp üniversiteyi bitiremeyen çocuğumuza işe yerleştirebilir miyim diye torpil arama çabası içindeyken, kimilerimiz ise, hasbelkader bir üniversiteyi tutturan çocuğumuzu öncelikle bize hizmet etmesi gereken MSB Öğrenci Yurtlarında barındırabilecek ekonomik düzeyde olmadığımızdan kara kara düşünürken, ülke şartları böyle gerektiriyor gerekçesiyle, mezarda emeklilik şartları içeren sosyal güvenlik yasaları çıkarılıp, mesleğimizin yıpranma payına bile göz dikilirken, biz dağda taşta dolaşırken köşe başını tutan, en önde gelen marifeti dinciliğini herkesin gözüne sokmaya çalışmak olan, sözümü ona ülkede her şey Arapça olarak ezberletilince ülkenin güllük gülistanlık olacağı yalanına herkesi inandırmaya çalışan birinin, senin benin hakkım olan ülke olanaklarını, "Kuran Ziyafeti" eşliğinde , "Kuran Ziyafet" kılıfına sararak nasıl iç ettiğini gördünüz mü? Bakın bakalım etrafınızda bu tipler artıyor mu azalıyor mu? Bizim kaderimiz sadece bu yıl ayrımcılık yapılmadan 30 Ağustos törenlerine davet edildik diye sevinmeye devam etmek olsun....

Degerli cefakar arkadaşlarım.TEMAD(Türkiye emekli astsubaylar dernegi)'ın çalışmalarını beş yıldır takip ediyorum.Bazı arkadaşların tersine,seçilen arkadaşların ellerinden geleni yaptıklarına inanıyorum ve yaptıklarıda ortada..
Eleştirmeninde bir dozajı olmalı.Ve eleştirdigimiz konuyu detayıyla araştırmdan karalama yoluna gitmeyelim.Şu an Türkiye'de yaşananlar olağan üstü olanlardan.Türk insanının üzerine kara bulutlar çökmüşcesine ne yapacağını bilemez duruma gelmiştir.Kimin suçlu,kimin namuslu,Kimin suçsuz olduğunu bilen yok.Ülke'ye asıl hizmet edenler(Biz astsubaylar gibi..)görülmez olmuş,bir eli yağda,bir eli balda olanlar mükafadlandırılmıştır.Bu tutum Astsubaylar için geçmiştede böyleydi elbette..Ama bugünün Astsubay'ı geçmişten çok daha ilerde olduğundan çalışan kesim tam hakkı olmasada,bazı iyilrştirmeler yapmak zorunda kaldılar.
Biz emekli kesim ise her dönemde unutuldu.Bakanlığa bağlı Emniyet genel müdürlügü çalışan-emekli polislere istedigi hakları alırken,bizim Genelkurmay, Başbakandan sonra olmasına rağmen bir talepte bulunmadı.Bugüne has degil,geçmiştede hep böyle oldu.Hep kendi çıkarları öncelik oldu ve olmaya devam ediyor.Bir yarbay rutbesinden emekli olan subay,35 yıl çalışan astsubayın aldığının iki katını alıyorsa bunun adına rezalet denir.
Nerden nereye gittik.Temad bizim için olmalı ve bağlılığımız her geçen gün daha sıkı olmalıdır.Bakın 32 üyeli Didim TEMAD neler yapmış:
2004'de faaliyete geçen dernek,azımsanmayacak kira öderken,şu yardımlarda bulunmuş:
1-200 ytl ile ağaçlandırmaya katılmış(2004)
2-500 ytl Mehmetçik vakfına yatırmış
3-100 ytl okula bağış
4-50 ytl Atatürkçü dernegine bağış
5-100 ytl okula yardım
6-300 ytl kadın sığınma evine yardım
7-150 ytl ağaçlandırmaya(200
8-900 ytl Didim devlet hastanesine cihaz yardımı.
9-100 ytl hastaneye çekyat
10-600 ytl Düşkünlere gıda yardımı.
Degerli arkadaşlarım bizim bizden başka maddi,manevi yardımcımız olduğuna,olacağına inamıyorum.Ne kadar çok toplanır biraraya gelip tek yumruk olursak o zaman ses getirecegimiz aşikardır.Yoksa güçlü,silahlı olanlardan başkalarına haklarını veren iktidar gelmedi.Hele bu iktidar,evlere şenlik.Layık olmayanlar layık olmadıkları makaamlarda oturur olmuş Vatanseverler ve bu ülkeye gerçekten hizmet edenler ya cezaevine atılmış ya da sefaletin içine itilmişlerdir.Biz emekli dönemde bile halimize bakmadan birilerinin yardımına koşmuşuzdur.
Hepinize sevgi,sayğılarımı sunar sağlıklar dilerim ve TEMAD hergün büyüyerek varolsun.

SANSÜRCÜ ZİHNİYET DEVAM EDİYOR.


Saygı değer Arkadaşlarım,

TEMAD mesaj panolarında uygulanan sansürcü zihniyet devam ediyor.Kemal BULUT,la ilgili cevabi yazım hala yayınlanmadı.TEMAD mesaj panolarında uygulanan sansürle ilgili TEMAD Yöneticilerine hitaben yazdığım yazımı ise yayınladılar ama derhal üst üste mesaj bombardımanı ile ikinci üçüncü sayfaya,görünmeyecek şekilde yerleştiriverdiler.
Yayınlamadıkları, yada mesaj bombardımanı ile kamufle ettikleri her yazımı buradada sizlerle paylaşmaya karar verdim.


İşte kamufle edilen yazım:

Necip SÖYLEMEZ

Sayın TEMAD yöneticileri,

TEMAD\\\\\\\' ın bir üyesi olarak bilgi almak maksadıyla sizlere OYAK\\\\\\\'la ilgili AİHM\\\\\\\' e başvurulup başvurulmadığı konusunda samimiyetle sorduğum soruya cevap olarak yazdığınız yazıya teşekkür ederim.Ancak muhatap dahi olmadığımız Tahir ÇAMLIK, Kemal BULUT gibi şahısların şahsımıza yönelik yazdıkları hakaret içeren suçlayan yazılarının yayınlanmasına izin verdiniz. Bize cevap hakkı doğduğu halde neden Kemal BULUT isimli şahısa hitaben yazdığım yazıyı yayınlamıyorsunuz?

Bilgi edinme hakkı bireye devletçe kanunla sağlanmış bir haktır. En doğal hakkımız olan bilgi edinme hakkımızı kullanmamızdan dolayı hiç kimse şahsımıza karşı terbiye sınırlarını aşacak üslup kullanamaz. Hiç kimsede bu tür yazıların yayınlanmasına müsaade edemez.

TEMAD; Assubayları temsilen, Assubay camiasının birlik ve beraberliğinin, sosyal dayanışmasının sağlanması için kurulmuş, Assubayların sosyal, ekonomik ve temel hak ve hürriyetleri ile ilgili sorunlarının çözümü için faaliyet göstermesi gereken, şeffaf, demokratik ve saygın olması gereken bir sivil toplum kuruluşudur.

Bilgi almak için dahi soramıyorsak, yapıcıda olsa eleştiremiyorsak, sorgulayamıyorsak Yada derhal kışkırtıcı, bölücü ,karıştırıcı damgası ile damgalanıyorsak şahsımıza yapılan hakaretlere maruz bırakılıyorsak, cevap hakkımızı kullanmak istediğimizde sansüre uğruyorsak TEMAD SİVİL TOPLUM KURULUŞU OLMAKTAN ÇIKMIŞ DEMEKTİR.

Lütfen! daha önceki yazımı ve bu yazımı yayınlayın.

Saygılarımla!

Degerli kardesim Rafet Aksari,Uzunada da benim kader arkadasim sagol. Murat Atam top cu idi.Emekliler olarak yasamaya calisiyoruz.
Selamlar

Bizi bilen, benimsemiş olan cesur yürekli yazar Umur Talu ya ne kadar teşekkür etsek azdır. Resepsiyon vesilesiyle alacaklarımızı haklarımızı yine ilgililere hatırlatmış. Eline yüreğine sağlık.

Degerli Abdullah ektik ağbim,selamlarımı sunar sağlıklı olmanızı dilerim.İnşallah ailce iyisinizdir.Murat ATAM'hakkında bilgi verirsen sevinirim.Branşı neydi..
Selamlar.