MESAJ PANOSU

Mesaj Defterine Yazın


Mehmet AKPINAR    11 Kasım 2008 17:14
Sayın Başkan gönderdiklerimi adımı görünce yayınlamıyorsunuz,haydi bunu anladım,ama bu haberde sizin bir hafta çalıştığınızı belirten bir ilavenizle birlikte gazeteyi resmedip sitenize koymuşsunuz ,Allah aşkına bu haberin neresinde sizin adınız geçiyor ,o satırlarıda ,resimleyip koyarmısınız.Bu güzel ama hala soyut olan bir haber sayesinde seçim yatırımımı yapıyorsunuz çok zor,artık uyanıldı,somut bir şey yok,hepsi söz verildi,cek ve cak,olsun eğer olursa bir sonraki dönem ben yapmıştım diye tekrar aday olursunuz ,oldumu.

Mehmet GÜRÇAY    11 Kasım 2008 16:31
Sn.Bşk.Öncelikle sizin bu cesaretinizden dolayı kutluyorum.

Sn.Bşk.NTV.Yaptığınız Röportaj da size sorulan soruların cevaplarını hayretle dinledim, Tarafınızdan verilen cevaplarda sanki Asb.ların tüm sorunları çözülmüş ve hiç bir sorunun kalmadığı anlaşılıyor. Zira Her sözünüzün sonunda " Sn.GNKUR.BŞK.nı bu konuda bilgisi var veya yapacağını söylüyor " şeklinde herşeyi güllük gülüstanlık gösterdiniz. Doğrusu Sizi Anlamakta güçlük çekiyorum.
Sn.Bşk. Allahtan Sn.Umur TALU bey vardıda sorunları dile getirdi. Sahi 1/4 olayında Sn.TALU' yu Ters köşeye yatırmanız neydi?
Sn.Bşk.Malesef bu hiç şık olmadı.
Saygılarımla.

Harun KURUOĞLU    11 Kasım 2008 14:52
ANILARIMIZI YAŞATIYORUZ

Mühendis olan oğlum, Haziran 2008 de Askerlik hizmet bitiminde, OYAK'ın tüm kuruluşları dahil Türkiye'de faaliyet gösteren özel sektöre ait birkaç firmaya iş için müracaat etti. Özel sektöre ait firmaların çoğundan, iş görüşmesi için teklif geldi, iş teklifi yapmayan firmaların tamamına yakını da, teşekkür mesajı gönderdi. Oğlum 15 günlük bir araştırma sonucunda, merkezi Ankara'da bulunan, kendi alanında Türkiye'de lider olan, birinci sırada istediği şirkette araya hiç kimseyi koymadan, kendi bilgisi ve yeteneğini kullanarak, işe başlamıştır. Kendi Kurumumuz olan OYAK'ın hiçbir biriminden ne bir teklif nede, nezaketen de olsa olumlu veya olumsuz bir cevap alamadık.
Esas beni üzen; yaptığımız araştırma sonucu, oğlumla beraber müracaat edip, hatta Askerliğini yapmadığı halde, ahbap, çavuş ilişkisi ile şu anda OYAK' şirketlerinde yeni işe başlayan Mühendislerin alındığını tespit ettim.Oğlumun nezaketen de olsa, aranmaması veya iş görüşmesi için teklif gelmemesinin gerekçesini (ASSUBAY OĞLU OLMASINDAN) başka ne olabilir ki diye düşünüyorum.
Bizler ekonomik,sosyal ve kültürel olarak ailemizle birlikte, hak etmediğimiz bir biçimde uğratıldığımız haksızlıkları ortadan kaldırma mücadelesi vermeye çalışan, hayatı stresli,sorunlu ve sıkıntılı yaşamak zorunda bırakılan bir mesleğin onurlu,kişilikli, fedakar ve cefakar, ama asla yılmayan bireyleriyiz. Bir zamanlar Sn Coşkun ULUSOY demişti ya "ASSUBAYLAR NE HAKKI ARIYORLAR ONLAR ANILARINI YAŞATSIN" boylarından büyük işlere karışmasın. Bizde anı çok Sn. ULUSOY yazmaya devam edeceğiz. Ne mutlu bizlere ki, içimizdeki mücadele azmi, haksızlığa,adaletsizliğe ve ilkesizliğe uğratılmaya devam edildikçe daha da depreşiyor.Son nefesimizi verene kadar, bu mücadelenin devam edeceğini buradan bir kez daha duyurmak istiyorum. Alın terimizin,emeğimizin,göz nurumuzun ve paramızla kurulan OYAK ve şirketlerimizin üzerine KARABATAN gibi çöktünüz. Saltanatınızı devam ettirin bakalım, nereye kadar götüreceksiniz Kafanızı kumdan çıkarıp ta şöyle bir Dünyaya bakın, ufkunuzu geniş tutun, ayakları çıplak, sermaye zengini, akıl ve kul sevgisi fakiri beyazlar tarafından insan yerine konulmayan iki ayaklı yaratık olarak görülen ,çok değil daha 40,50 yıl önce Köle olarak kullanılan Kenyalı Zenci şu anda AMERİKA'nın Başkanı."SULAR YÜKSELİNCE BALIKLAR KARINCALARI YER, SULAR ALÇALINCA KARINCALAR BALIKLARI YER,KİMİN KİMİ YİYECEĞİ SUYUN AKIŞINA BAĞLIDIR" özdeyişini hiç kimse, ama hiç kimse aklın dan çıkarmamalıdır diye düşünüyorum. Saygılarımla.

Bayram ÇAKIR    11 Kasım 2008 13:47
VEYSEL ÇETİNER'E TEŞEKKÜRLER.

Veysel ÇETİNER Beyefendinin yazısını birkaç kez okudum.Mükemmel bir yazı.Var olsun sağ olsun.Şimdiye değin nerelerde idi.Çok öğretici ve düşündürücü yazı.Bir pedegog ve sosyologun değerlendirmesi.Lütfen kulak verelim.Değişelim,gelişelim.Durumu muhafaza etmek geriye düşmektir.Hiçbir şey böyle gelmiş böyle gitmemektedir.Herşey hareket halinde,değişmekte ve gelişmektedir.Doğada aynı yerde yıllarca sabitlenmiş gibi görünen bir kaya parçası bile her an değişmektedir.Değişime ayak uyduramayan elemine oluyor (doğal seleksiyon) doğada.Yaşamın diyalektiğini
kavramamız gerekiyor.

Mehmet AKPINAR    11 Kasım 2008 13:31
TEMAD Genel Merkezinden gelen mesaj'a göre,saat 15,15 te NTV kanalında yakın plan programında Genel Başkan canlı yayına katılacakmış,Flash Tv ise bugün çekim yaparak sanırım haberlerde yine bir haber olarak röportaj yapılacakmış.Bilgilerinize.

SELÇUK İÇER    11 Kasım 2008 12:49
AYIPLARINIZI KENDİNİZ KAPATACAKSINIZ!!!!
Yıllardır bu zümreyi görmemezlikten geldiniz,Bizleri çoluk çocuğumuzu ezdiniz,ÇALIŞIRKENDE EMEKLİYKENDE.iNSANLIK DIŞI UYGULAMALARINIZ SINIR TANIMADI BİZLERİ TOPLUMDA SOSYAL STATÜSÜ OLMAYAN İNSANLAR HALİNE SİSTEMLİ OLARAK GETİRDİNİZ,HEP KENDİNİZE ÇALIŞTINIZ.İHYA OLDUNUZ.ZİNDAN HAYATI YAŞATTINIZ ASSUBAYLARA ŞİMDİ VERECEKLERİNİZİ YILLAR ÖNCE VERMENİZ GEREKMEZMİYDİ?YAZIK ETTİNİZ BİZLERE,HARPTEN ÇIKAN ASSUBAYLARI ÜÇ KURUŞ İÇİN SOKAKLARA DÖKÜP HAPİSHANELERE SOKMADINIZMI?MESLEKTEN İHRAÇ ETMEDİNİZMİ.Çok yazık ettiniz bizlere çoluğumuza çocuğumuza..AYIBINIZI KAPATINIZ ÇOK GEÇ KALDINIZ.tepemize binenler şimdi trilyonluk makam araçları ile maçlarda boy gösteriyorlar,çokmu zordu bunları yapmak şimdi utanmıyormusunuz vicdanınız sızlamıyormu?BU SİTEDE GECE GÜNDÜZ YAZDIK GENEL KURMAYA DEMEKKİ SESİMİZİ DUYDULAR.KENDİLERİNE.SABAH GAZETESİNİN TÜM ÇALIŞANLARINA VE DEĞERLİ UMUR TALUYA TEŞEKKÜRLERİMİ SUNARIM.tekrar çağrıda bulunmak istiyorum mücadeleye elele gönül gönüle omuz omuza devam edelim.Saygılar...

Selçuk İÇER
E.Kara Asb
1976-26

faruk    11 Kasım 2008 12:30
SAYIN ORGENERAL İLKER BAŞBUĞUN ASTSUBAYLAR İÇİN PLANLADIĞI KONU BAŞLIKLARI AÇISINDAN YARARLI OLACAĞINI VE YAZAR UMUR TALU'YA TEŞEKKÜRLERİMİ BİR BORÇ BİLİRİM. AYRICA BALÇOVA TEMAD'DA BULUNAN ABİLERİME SAYGILARIMI SUNARIM. HERKESE SELAMLAR SAYGILAR EMEKLİ.ASTSUBAY.ÖMER FARUK DEMİRKOL(ULŞ)

Yusuf ÖZKARA    11 Kasım 2008 12:24
T.C.
TÜRKİYE EMEKLİ ASTSUBAYLAR DERNEĞİ
ANTALYA İL BAŞKANLIĞINA
ANTALYA


SAYI: 30-8-08 29.10.2008
KONU: İlgi Kanun Hükmünün Değiştirilmesi

GENELKURMAY BAŞKANLIĞINA
ANKARA

İ L G İ : a) 5253 Sayılı Dernekler Kanunu md.13.
b) 16.06.1983 gün ve 2847 sayılı kanunun 7.md. uyarınca kamu yararına çalışan
dernek in(TEMAD) tüzüğü.
İlgi (b) Tüzük md.33. genel merkez ve şubelerde gerekli görülen hallerde yönetim kurulu kararıyla ücretli personel çalıştırılabilir.
Şubelerin bu husustaki işlemleri GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULUNUN onayı ile kabul edilir.
İlgi (a) Dernekler Kanunu madde 13. dernek yönetim ve denetim kurallarının kamu görevlisi olmayan başkan ve üyelerine ücret verebilir. Verilecek ücret ile her türlü ödenek, yolluk ve tazminatlar genel kurul tarafından tespit olunur. Yönetim ve denetim kurulu üyeleri dışındaki üyeler ücret, huzur hakkı veya başka bir ad altında herhangi bir karşılık ödenemez. Dernek hizmetleri için görevlendirilecek üyelere verilecek gündelik ve yolluk miktarları GENEL KURUL tarafından tespit olunur. Ücretli personel çalıştırılabilir ilkesi genel merkez yönetim kurulunun onayı ile hükmüne ilgi (b) tüzük amirdir.
İlgi (a) kanunda ise; Genel Kurul tarafından tespit olunur ile amirdir.
İlgi kanun ve tüzük burada çelişmektedir. Genel kurula başvurmadan dernek yönetim kurulu kararı ile ücretli personel çalıştırılabilir, İlkesi konarak ilgi kanunun ilgili maddesi değiştirilebilirse zahmetli olan genel kurula gitmeden, yönetim kurulu kararı ile personel alımı yapılabilir ve dernek faaliyetleri de tıkanmaktan kurtulur. Zamanımızda fedakârlık yapacak üye bulunmamaktadır. Alcık sınırında ekonomik mücadele veren üyelerimiz Derneğe bedava çalışarak birde ayda 400-500,00 YTL. Harcayacağıma bir işte çalışır 1000-1500,00 YTL. Alırım. Dernek benim karnımı doyurmuyor! gibi sözlerle karşılaşılmaktadır. Profesyonel dernek idaresi için ücretli personel çalıştırmak şart olmuştur. Hele de (1450) üyesi olan TEMAD Antalya İl Başkanlığı gibi bir dernek olursa.

İlgili kanunun ilgi maddesinin TEMAD'IN ilgi tüzük hükümleri ile uyumlu hale getirilmesi için gerekli girişimlerin ifasını arz ederim.
Yusuf Özkara
Muharip Gazi Antalya
TEMAD il Başkanı

DAĞITIM :
GEREGİ :

TEMAD Gn. Bşk.lığına /ANKARA


E K L E R :
EK-A kanun maddesi
EK-B tüzük maddesi

Arif ASLAN    11 Kasım 2008 10:50
Bir güzel haber daha,yine sabah gazetesinden .

Org. Başbuğ, ilk adım olarak, terör gazisi astsubay İbrahim Babür'ü OYAK'ın Ünye Çimento Fabrikası'nda istifa eden emekli tuğgeneral Hacı Bayram Karapınar'ın yerine yönetim kurulu üyesi olarak atadı. Gazi astsubay İbrahim Babür, 14 yıl önce Cudi Dağı'nda gösterdiği kahramanlıkla tanınmıştı. 1994'te Şırnak Silopi'de askerlerin arasında tuzaklı el bombası fark edince erlerini kurtarmak için kendini feda ederek bombayı alıp fırlatmış fakat ellerini kaybetmişti. Kopan ellerini bağlatmış ve vücudundaki bomba parçalarına rağmen mayınlı bölgeden erlerini tahliye etmişti.

mehmet emin atılgan    11 Kasım 2008 10:48
BASINIMIZIN, ADALET VE EŞİTLİĞİN YILMAZ SAVUNUCUSU CESUR YÜREK SAYIN UMUR TALU'YA ŞÜKRAN VE SAYGILARIMIZLA.......


Astsubay devrimi

Yazarımız Umur Talu'nun ısrarla işlediği "astsubayların hakları" konusunda, Org. Başbuğ büyük iyileştirme planı hazırladı
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un eylem planı şu düzenlemeleri öngörüyor:

OYAK YÖNETİMİNDE TEMSİL
Astsubayların subay orduevine girmesi.
OYAK yönetiminde temsil edilmeleri.
Subaylığa geçiş oranının yükseltilmesi.
Kara Harp Okulu'na yatay geçiş imkânı.
Kıdemli başçavuşlara görev tazminatı.
Daha fazla lojman kontenjanı ayrılması.
Emekli maaşında iyileştirme yapılması.
Komandolara özel nitelikli görev.
Subaylığa iki yıl erken başvuru.


Ast ama subay
Astsubaylıktan subaylığa geçiş oranı yüzde 10'a çıkacak

Astsubay meslek okulundan harp okuluna geçiş olanağı

OYAK'ın yönetim kadrosunda onlar da yer alabilecek

Astsubaylara ayrılan tesis ve lojman oranı yükseltilecek


Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yıllardır ihmal edilen en kalabalık ayağı astsubayların çalışma ve yaşam şartları iyileştiriliyor. Astsubayları 30 Ağustos resepsiyonuna davet ederek bir ilki gerçekleştiren Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ikinci jestine hazırlanıyor. TSK'da sayıları 100 bini bulan astsubaylar için hazırlanan 16 maddelik eylem planı şu unsurlardan oluşuyor:


* ASTSUBAYLARA subayların Komkarsu (Komutanlık ve karargâh subaylığı kursu) eğitimine benzer bir eğitimin verilmesi amacıyla Astsubay Akademisi'nin kurulması. İlk adım Balıkesir'de atıldı. Astsubay Yüksek Okulu'na alay verildi, "Üst Karargâh Hizmetler Eğitim Merkezi Komutanlığı" açıldı.

* ASTSUBAYLIKTAN subaylığa geçiş oranlarının yüzde 5'ten, yüzde 15'e kadar çıkarılması.

* MESLEK yüksek okulu öğrencisinin notuna göre Kara Harp Okulu'na yatay geçiş yapabilmesi.

* OYAK yönetim kadrosunda yer almaları.

* ASTSUBAYLARA tahsis edilen sosyal tesis ve lojman oranın düzeltilmesi.

* KOMANDO İhtisas kursu gören astsubaylar Kara Kuvvetleri içerisinde özel ve nitelikli görevlere atanabilmesi ve ilave tazminat ödenmesi.

* LİSANSÜSTÜ eğitime kıdem.

* GÖREV tazminatı.

* EMEKLİ maaşında iyileştirme.

* YEDİNCİ ve dokuzuncu yıllar arasındaki subaylık müracaatının beşinci ve yedinci yıllara çekilmesi.

* LİSE mezunu astsubaylara, Anadolu Üniversitesi'nde ön lisans eğitimine devam etme şansı ve Astsubay Meslek Yüksekokulu'nda yönetim Bölümü'nden mezun olanlara lisans eğitimi yapma imkânı tanınması. Böylelikle astsubayların görev yaptığı süre içinde akademik eğitimine de devam edebilecek.

* YURTDIŞINDA yabancı dil eğitimi.

* SUBAY temel kurslarına katıldıkları andan itibaren teğmen rütbesi verilmesi.

* RÜTBE bekleme sürelerinin düzenlenmesi. Astsubaylar 12 yılda başçavuşluğa terfi edip, 18 yıl aynı rütbede çalışabilecek.

* YAŞ haddinden emekli olan astsubayların askeri hastanelerin B polikliniğinden faydalanabilmesi.

CEYDA KARAASLAN







Fabrika yönetimine gazi astsubay atandı
Org. Başbuğ, ilk adım olarak, terör gazisi astsubay İbrahim Babür'ü OYAK'ın Ünye Çimento Fabrikası'nda istifa eden emekli tuğgeneral Hacı Bayram Karapınar'ın yerine yönetim kurulu üyesi olarak atadı. Gazi astsubay İbrahim Babür, 14 yıl önce Cudi Dağı'nda gösterdiği kahramanlıkla tanınmıştı. 1994'te Şırnak Silopi'de askerlerin arasında tuzaklı el bombası fark edince erlerini kurtarmak için kendini feda ederek bombayı alıp fırlatmış fakat ellerini kaybetmişti. Kopan ellerini bağlatmış ve vücudundaki bomba parçalarına rağmen mayınlı bölgeden erlerini tahliye etmişti.





Orduevi kapısı Aksaray'la açıldı
Astsubaylar, birçok alanda subaylarla aynı ayrıcalıklara sahip olamamaktan yakınıyor. Emekli astsubaylar OYAK yönetimi ile ilgili olarak ayrımcılığa maruz kaldıklarını belirterek konuyu AİHM'ye de taşımışlardı. Şimdiye kadar uygulamalarda özellikle sosyal tesis ve lojman tahsisinde ayrımcılık daha çok göze çarpıyordu. Astsubaylar, halen subayların kullanabildikleri orduevlerinin bazılarına giremiyor. Bu bağlamda ilk çalışma İstanbul'daki Aksaray Orduevi'nde yapıldı. Aksaray Orduevi'nden artık astsubaylar da yararlanabilecek. Astsubayların tüm orduevlerine girebilme çalışmaları zamana yayarak gerçekleştirilecek.





Umur Talu, 3 yıldır SABAH'ta gündeme getiriyordu
25 AĞUSTOS 2008 Sınıfsız bir kitle!
Şimdi, Org. İlker Başbuğ, son anda karar değişmezse, "doğru ve hakkaniyetli" olan bir şeyi yapıyor. Ama "yanlış olan" bir tek "resepsiyon" değildi ki! Bizzat Org. Başbuğ, şubatta Astsubay Meslek Yüksekokulu'ndaki konuşmasında, belli ki "haksızlık" gördüğü hususların da altını çizmiş, bir yerde vaat vermişti (Aslında kimisi sivil iktidar ve TBMM konusu ya!) (....) Orgeneral İlker Başbuğ, hiç olmazsa iyi bir adım atıyor..

.

5 MART 2006 Hesap-Kitap
Şu astsubay mevzuunu biraz izliyorum. Misal, Türkiye'de 1'inci derecenin 4'üncü kademesine layık görülmeyen tek "devlet memurları" onlar. Üniversite, master, doktora dahi işe yaramıyor; "pırpırlı" asker, "az-subay" oraya yanaştırılmıyor. Neden? Genelkurmay, Silahlı Kuvvetler'in çoğunluğu olan bu mensuplarının da her "Türkiye Cumhuriyeti memuru" gibi pekala 1'in 4'ünden emekli olabilmesini normal görüyor mu... Yoksa, ciddi ciddi karşı çıktı mı?



30 KASIM 2005 Vatan borcu...
Onca yazıda kendi ağızlarından da aktardım ki, geçim sıkıntısıyla, ayrımcılıkla, aşağılanmakla, istismarla, zoraki kesintisinin aktığı OYAK'ta emekliliklerinde bile yönetime girememekle, üniversite bitirse de hak ettiği dereceye sokulmamakla, hayat boyu "alttaki" olmaya mahkûm edilmekle bunalan, çıldıran da onlar.



9 EKİM 2005 Astsubay... Az-subay!
Oyak Erdemir ihalesini kazanıp ben de "Ne deve, ne kuş!"u yazınca, muvazzaf ve emekli astsubayların feryadı ulaştı dört bir yandan. Onların da maaşlarından yüzde 10'lar mecburi kesiliyor. Onlar da vazife hayatları süresince OYAK'ın yüzde 50-60 kaynağını oluşturuyor. Lakin, nedense, bir türlü yönetime giremiyorlardı.

Cengiz ERTEN    11 Kasım 2008 10:47
Değerli Meslektaşlarım;
Bu gün gazeteleri incelerken Sabah gazetesini elime aldığımda satırlarda gezinirken göz yaşlarıma hakim olamadım.Yıllarca ezilen,dışlanan,horlanan ve hakları gasp edilen bir zümrenin yavaşça uyanışını,dirilişini görmek o kadar güzelki...
Bu değişimi başlatan sayın Genelkurmay Başkanıma,köşelerine taşıyarak sorunlarımızı gündeme taşıyan değerli basın mensuplarına,çözüm aramak için çalmadık kapı bırakmayan,hatta o kapıları aşındıran TEMAD yönetimine,çeşitli basın yayın organlarında-internet sitelerinde sorunlarımızı sıcak tutan,tartışmaya açan,beyin fırtınası yapan ve çözüm üreten başta çok değerli büyüklerim olmak üzere tüm meslektaşlarıma;
Şahsım ve Zümrem adına şükranlarımı sunar ve minnet duygularımla çok teşekkür ederim.
''ARTIK HİÇ BİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK''
yAŞASIN ASSUBAY ONUR MÜCADELEMİZ.
Saygılarımla.....

abdullah ektik    11 Kasım 2008 10:11
http://www.emekliassubaylar.org
Sayın Ergun BABAHAN a bizleri destekleyen yazısından dolayı teşekkür ediyorum.
Sağ olsun. Sayın Ersen ne kadar sevinsek azdır. İnşallah bir gün o günleride görürüz.

Ersen Gürpınar    11 Kasım 2008 09:22
AZMİN ZAFERİ

Saygıdeğer Arkadaşlarım
Üç yıldır mesaj grubu ve sitemizde onur mücaadelesi veriyoruz. TEMAD ve Assubaylar Güçbirliği Platformu olarak haklı taleplerimizi ilgililer ve kamuoyu ile paylaşıyoruz Taleplerimizin imtiyaz değil adalet ve eşitlik olduğunu belirtiyoruz bizim haklılığımıza inanan birçok basın mensubu var özellikle cesuryürek Sn.Umur TALU sesimiz oldu Sn.Gnkur.Başkanımız İlker BAŞBUĞ verdiği sözleri hayata geçirmek için çalışmalar başlattı; Bugün Sabah Gazetesi manşetten Sn.Ceyda KARAASLAN\'nın yazısı ile bunları haber yaptı bir meslekdaşımızın oğlu olan gazetenin Gn.Yayın yönetmeni Ergun BABAHAN destek verdi bugünki sabahta okuyabilirsiniz. Adalet ve eşitliğin gerçekleşmesinde katkı sağlayanlara minnettarız. Saygılarımla

Mehmet AKPINAR    11 Kasım 2008 09:15
Ergun BABAHAN \'ın SABAH taki yazısı.11/11/2008
Benim babam bir astsubaydı. Küçük yaşta babası ölünce bir kurtuluş kapısı olarak askerliği seçmiş ve çok mutsuz olmuştu.
Bunun nedeni sadece ordunun hiyerarşik yapısındaki eşitsizlik değildi, askerliğin katı disiplinini de sevmezdi.
O sahnede olmayı severdi.
O yüzden astsubay orduevlerinde düzenlenen özel gecelerin sunucusu hep o olurdu.
Dans etmeyi severdi.
O dönemler değil orduda, Türkiye\'de demokratik hak aramanın imkânsız olduğu yıllardı.
Orduevleri ayrıydı, lojmanlar ayrıydı.
Bu öylesine kesin bir çizgiydi ki, subay ve astsubaylar farklı iki ordunun mensubu gibiydiler.
Kişisel bir meselenin peşindeymişim gibi görünmesin diye, bu konunun üstüne çok gitmedim açıkçası.
Ama Umur Talu gitti.
Hem de bıkmadan, usanmadan.
Yazdıkları ülkenin dört bir yanında yankı buldu.
Cep telefonundan arayanlar, maille ona olan şükranlarını bana iletenler de çok oldu.
Şimdi mutlulukla görüyorum ki, buza yazmamış.
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Talu\'nun yazılarında ısrarla vurguladığı talepleri hayata geçirmekiçin bir eylem planı hazırlamış.
Dileriz, kâğıtta kalmaz ve hayata geçer ve detaylarını haber sayfalarında okuyacağınız bu plan sayesinde bu eşitsiz durumda bir denge sağlanır.
Bir gazeteciyi bundan daha çok ne mutlu edebilir ki!
İstanbul\'un burnundaki bir okuldaki yoksul çocukların ayağına bir çift ayakkabı bulabilmek...
Talihsiz bir kaza kurbanı olan Şirvan için bir umut ışığı yakabilmek... (Bu arada olaya büyük bir duyarlılık gösteren yardımsever yurttaşlar kadar Sağlık Bakanı Recep Akdağ\'a da en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz.)
Veya astsubayların sesi olup taleplerini harekete geçirebilmek.
İnsanların yaşamlarında küçük şeyleri olumlu yönde değiştirmenin verdiği hazdan fazlası yokaçıkçası.
Ablasının yırtık, üstelik ayağına iki numara büyük ayakkabılarıyla okula giden bir kız çocuğunun yepyeni ayakkabılarını aldığı andaki sevincinden büyük ödül olabilir mi?
Şirvan\'a yürümek değilse bile yaşamını daha iyi koşullarda sürdürme şansı sağlamaktan daha tatmin edici bir haber yapılabilir mi?
Veya Umur ağabeyin yaptığı gibi, eşitlik mücadelesinde sesini duyurup bir sonuç almaktan etkili bir işbulunabilir mi?
Yaptığımız haberlerle Türkiye\'yi ve dünyayı değiştiremeyebiliriz.
Belki Türkiye\'de olayların gidişatını etkileyebilir, daha demokrat, daha liberal bir ülke için çorbaya bir tutam tuz da biz atabiliriz.
Ama gerçek insanların yaşamlarına doğrudan etki yapabiliriz.
SABAH olarak insanların sıkıntılarına ortak olmak, çözümü birlikte bulmak en büyük amacımız.
Bize atılmak istenen her türlü çamura, kirlerini bize bulaştırmaya çalışanların tüm çabalarına rağmen elimizden geldiğince böyle ilerleyeceğiz.
http://www.sabah.com.tr/haber,C3269576C4E5 42C88A8205DE5D1A6D29.html

veysel çetiner    11 Kasım 2008 03:51
http://www.egitimdebiz.com
Ne kadar acıdır, bilir misiniz? Korkularımız yüzünden kaybettiklerimizi düşünmek...
Yalanlar üzerine kurulan gelecek, hatalardan dersler almamak, paylaşamamak,
dünden kurtulamamak, iç çatışmalarla, maskelerle yaşamak...

Dün ölüdür. Şu an tek gerçektir. Yarın ise kucağınıza doğacak bebektir.
Cesetlerin ve yeni doğan bebeklerin kaygısıyla yaşamı kendimize zehir ediyoruz.
Tek gerçek olan şu anı,"şimdiyi" yaşayamıyoruz. Neden? Çünkü özgüven yoksunuyuz...

Oturmamış, gelişmemiş kişiliklerimizle, toplumsal kalıplarımızla,
kendimizi aşamadan, sıradanlıktan kurtulamadan birer robot gibi yaşamaya çalışıyoruz.
Paylaşmaktan korkuyoruz. Bizi rahatsız eden, hatalarla dolu geçmişimizi kendimize bile anlatamıyoruz. Kalmış ki başkalarına anlatmak düşüncesi bile bizleri ürkütüyor.

Oysa hata yapmak özgürlüğümüzdür. O doğal olan, öğrenmenin temeli sayılan "hata yapma özgürlüğümüzü" kullanmış olmakla, başka bir ifadeyle, acıyı tatmak, hissetmek "tatlının" iyi olduğunu da öğrenmek, anlamak olduğunu bilmiyoruz.

Üç yaşındaki bir çocuğa elini sobaya vurduğunda canı yanacağını defalarca söylemeniz
bir şey ifade etmeyecektir. Elini sobaya vurarak, canın yanması ile sobadan uzak durması gerektiğini yaşayarak öğrenecektir. Lütfen yaşamaktan korkmayınız!!!

Paylaşmak, mide bulantısı olup da kusamayan hastanın, kasılmaları göze alarak,
parmak atıp kusması, birkaç gün mide kasılmasına razı olup, sonrasında sağlığını kazanması gibidir...

Beyni-bilinçaltı dolu olan insan, sürekli mide bulantısıyla yaşayan hasta gibidir.
Düşünün, eskilerini çıkartamadığımız için yeni bir şeyler yiyemeden, sürekli "öğürerek" ama aynı zaman da taktığımız maskelerle farklı görünerek yaşamaya çalışan zavallılarız...
Sevgiyi, sevmeyi bilmiyoruz. En önemlisi kendimizi sevmiyoruz.
Sevgi, ilgi ve bilgi ile gelişir. Kendimizi tanımak, bilmek, değerli görmek "kendini semenin anahtarıdır.

Hangimiz, bir aynanın karşısına geçip, kendimizle yüzleşme cesaretini gösterebiliyoruz?
Dürüstçe kendisiyle yüzleşebilen insan, doğrularını-yanlışlarını görüp, kendisini değiştiren,
geliştiren, paylaşmaktan ve gerçeklerden korkmayan bir insan olur. İnsanlar dünyada benzersiz ve tekdir.

Benzersizliğimizi fark etmemiz, değerimizinde farkındalığını hissetmemizdir.
Tüm hatalarımıza rağmen değerli ve benzersiz olduğumuzu bilmemiz, acımızı hafifletir,
özgüveni, özsaygıyı ve en önemlisi kendimizi sevmeyi bize öğretir. Bu da kişisel bütünlüğümüzün temelini oluşturur.

Deneyimlerimiz ve çektiğimizi düşündüğümüz acılar gerçekte kendimizi bulmamızı sağlar.
Yani olumsuzluktan olumluyu yakalamış olmakla biz, sıradanlıktan kurtulup, gelişmiş birer insan olarak "insan" olmanın hazzını yaşarız.
İşte o zaman yaşam bir başkadır, sevgi, saygı, güven, dostluk bir başka anlam taşır artık



VAR OLMAK MI, KAYBULMAK MI, KAYBULMAMAK İÇİN, VAR OLMAK İSTİYORSAK, DAHA GÜVENİLİR, MUTLU, SAĞLIKLI, HUZUR DOLU YARINLAR İÇİN LÜTFEN TEMAD A ÜYE OLALIM&..

SELÇUK İÇER    11 Kasım 2008 03:26
BİRLİK BERABERLİK ÇAĞRISIYDI..
Değerli Meslektaşlarım Sayın GÜRPINAR amacım sadece birlik beraberlik mesajı vermek ve sıkıntıları dile getirmekten ibarettir.Saygılarımla..
Yönetici yorumu Yönetici yorumu:
Sn.İçer sizin bu iyiniyetinizden eminiz zaten Sn.Gürpınar sizin mesajınızdaki bazı hususları aydınlatırken sizin ortak yol çağrısı yaptığınızı belirtmiştir.

Bayram ÇAKIR    10 Kasım 2008 23:27
Site Yönetimine,
Selam ve saygılarımı sunarım.
Biraz da egoistçe davranarak sizleri meşgul ettiğimin farkındayım. Sizler gerekli yanıtı bana verdiğiniz halde. Ben emekli astsubayım. Bu sitede de meslektaşlarım var. Başka sitelerde de var. Meslektaşlarımın sesini duydukça heyecanlanıyorum. Ben de yararlı olabilecek bir şeyler yapmak istiyorum.10 yıldır emekli olmama rağmen burada gündeme getirilen sorunlarımız hakkında fazlaca bilgim yok açıkçası. En ince ayrıntısına kadar öğreneceğim. Ben ağırlıkla ülke ve dünya sorunları ile ilgili oldum. Kendimi okumaya ve araştırmaya verdim. Meslektaşlarımı da âcizane bir şekilde bilgilendirmeye çalışıyorum. Polemik oluyor diye ürkmemek gerekir. Ortaya konulan bir fikirdir, ateşli silah değildir. Şu zamanın astsubayı aydın fikirlidir, hoşgörülüdür. Eleştiriye seviyeli şekilde karşılığını verir. Yeri gelince de özeleştirisini vakurca yapar. Bizler bu durumda değil miyiz? Bir esinti ile birbirimize mi giriyoruz?
İnsanlarımızı hafife almak aklımızın ucundan geçmez. Yapıcı eleştiri hafife almak değildir. Bundan herkes yararlanır.
Üç ay önce zorunlu olarak Antalya-Finike'ye geldim. Ankara'da iken iki kez TEMAD Genel Merkezine gittim. Üye formunu aldım. Doldurup teslim etmedim. Bu benim ayıbımdır. En kısa sürede üye olacağım. Esen kalın.

Bayram ÇAKIR
E.J.Asb.
1977/5
Yönetici yorumu Yönetici yorumu:
Sn.Çakır
Sınırsız özgürlük olmaz bazı düşünceler ateşli silah olmasa bile ateşli silahların itici gücüdür. Sitemizde elbet mesleki sorunlarımızın yanı sıra ülke sorunlarını da tartışacağız ama dini ve siyasi konuların özgürce tartışılacağı platform burası değildir.Sitemizde yayın ilkelerine uygun hertürlü düşünce, fikir ve eleştiriyi dile getirebilirsiniz. Bir meslekdaşımız olarak assubay onur mücaadelesine katkılarınızı daima saygı ve minnetle karşılarız.Bizim tek yasal temsilcimiz TEMAD'a üye olmanızı bizlerde diliyoruz. İyi günler dileriz

Ersen Gürpınar    10 Kasım 2008 22:17
Sevgili Selçuk İçer Kardeşim
Sizi yazılarınızdan tanıyorum yüreğinde Assubay sevdası olan duygulu ve birazda heyecanlı birisiniz Sizinle birçok kez yazıştık dertleştik paylaştık Siz bizim ayrık otları olarak nitelediğimiz Yeni oluşumun gölgesi olan Kenan Saka ve Mehmet Erol'un İstanbuldaki toplantılar için sizden yardım istediklerini ama içinize sindirmediğinizi bildirdiniz bende o toplantılara katılın arkadaşlarımıza yardımcı olun ama kendilerine neden kişisel hırs peşinde olduklarını, düne kadar TEMAD içersinde TEMAD savunuculuğu yapıp bu sitede Assubay onur mücadelesine katkı sağlayanları karşı grup olarak görenlerin, emeği yok sayanların ve bugüne kadar kendi reklamı dışında bir tek Assubay sorununu dile getirmeyenlerin anti demokratik bir seçim sonucu oluşturulan liste ile bizi temsil edemeyeceklerini düşünenler adına lütfen sorgulayın dedim. Sizi ikna mı ettiler? İkna olmadıysanız bu arkadaşlara neden çekilin bölünmeyelim çağrısı yapmıyorsunuz, hizmet için mutlaka yönetimde olma şartımı var? Birçoğumuzun yaptığı bir hata var konuları genelliyoruz siz yazınızda Sitelerde sansürler, ağlamalar diyorsunuz bu sitede kime sansür uygulandı kim ağlıyor, Kim senin adamın benim adamım kavgasını yapıyor örnek verir misiniz? Kişisel hırsların olduğunu sizde kabul edip kişisel hırsların sonu ne olacak diyorsunuz; Kişisel hırsların sonu yakında hüsranla bitecek bizde bu nedenle uyarıyoruz. Yeni oluşumun muhalifinden söz ediyorsunuz kim muhalif, kim oluşturduğu birlikteliğe muhalif olur? Oluşuma değil kişisel hırsı aklının önüne geçenlere muhalif olduğumuzu anlatmaya çalışıyoruz ama malum sahibinin sesi sitede endişesini dile getirenler infaz ediliyor mesajları yayınlanmıyor, yayınlananlar bir süre sonra yayından kaldırılıyor eleştiri konularına yanıt vermek yerine gündem değiştiren polemiklere yer veriliyor tıpkı daha önce TEMAD sitesinde yapıldığı gibi ne demişler hoca verir talkımı kendi yutar salkımı; Siteye bir mikser tayin etmişler desteksiz mesnetsiz atışa devam ediyorlar. Bunları sağduyu sahipleri değerlendirmiyor mu sanıyorlar? Onlar gerçeklerin öğrenilmesini engellerken bizler,sizler gibi yazıları ile topluma ışık olmaya çalışanların uzlaşmacı olmak adına net sorgulama yapmaması kafaları daha da karıştırmaktadır.
17 Kişinin evet 20 kişinin hayır dediği kapalı kapılar ardında Bizans oyunları ile yapılan aday listesini siz içinize sindiriyor musunuz? Sindirdiğinizi sanmıyorum; Sindiriyorsanız tartışmamız gerekmiyor ama sindirmeyenlere saygı duymamız gerekiyor. Bugüne kadar bizler beklemedik ayrık otları yazısının tarihine bakın Bazı arkadaşlarımız antidemokratik durumu ve Bizans oyunlarına tepki olarak listelere girmediler; Listede yer almasına rağmen içine sindiremeyenler acaba ikna eder miyiz, düzeltebilir miyiz diye bugüne kadar sustularsa susmaya devam mı etsinler. Sizlere sunulan projeler üç kişinin emeği değil yüzlerce kişinin yıllardır süren emekleridir kimse ne projeleri nede yeni oluşumu sahiplenme gafletine düşmesin Sizinle birçok ortak görüşüm olduğundan yazdığınız düşüncelerin bir ortak yol çağrısı olarak yapıldığını düşünüyorum ama gerçeklerin bilinmesine bu zümrenin yıllardır önyargılar sonucu oluşan haksızlıklarına çözüm olacak yönetimlerin şaibesiz kişilerden olmasına hepimiz katkı sağlamalıyız. Bir tarafta yılların özlemi bir değişim hareketi bir tarafta birkaç kişinin hırsı egosu işte tercihimizi yapacağımız konu budur. Haklısınız bizi yok saymaya çalışanlar var buna izin vermeyelim Demokratik, katılımcı liste için yapılan çağrılara HAYIR diyenler beni temsil edemezler Sağduyulu yüreğinde astsubay sevdası olan bu zümrenin vebalini yüklenmek istemeyen arkadaşların bir çözüm bulmasını bekliyoruz. Saygılarımla

SELÇUK İÇER    10 Kasım 2008 16:51
CAMİANIN FERYATLARINA KULAK VERİN! (Bu yazı camiamızdan gelen talepler nedeniyle yazılmıştır)Delege seçimi, tercihli liste, blok liste, sen, ben, senin adamın benim adamım, sanal kimliklerle hakaretler, küçük düşürücü söylemler, istifalar, sitelerde ağlamalar, sansürler, kişisel hırslar. Sonu ne oldu? Bölünme parçalanma, Hep beraber bir sürü emek sarf edilerek ortaya çıkartılan Yeni Oluşum karşısında da Muhalifleri. Vaat etmemiş miydiniz Assubay Onuru için mücadele edeceğinizi ne oldu seçimler sonrasında listeye girdikleri için sarılıp öpüşenlere tebrikleri kabul edenlere, umut bağladıklarımıza seçimler yaklaşınca İstifa, sitelerde ağlama dert yanma. Senin listen benim listem, ben onu istemem, istememde istemem. Zaten seçimde demokratik değil... Değildi de neyi beklediniz anlamanız uzun mu sürdü? Yeni oluşum yönetim kurulu üyelerinin İstanbul Kadıköy ve Üsküdar TEMAD ilçe Başkanlıklarındaki çalışma toplantılarına refakat ettim ve rehberlik yaptım, Emekli Assubaylarlada şahsi temaslarım oldu. Çilekeş meslektaşlarımız karamsarlık, yalnızlık duygusu içerisindeler, sosyal statüye kavuşamamanın hakların alınamamasından açlık sınırı altında yaşamdan dolayı FERYAT ediyorlar. Yeni oluşuma umut bağlamışlar, projeleri dikkatle dinleyip önerilerde bulunuyorlar her iki şubede destek vereceğini taahhüt ediyor. Bu olumlu yaklaşımlar boşa çıkartılmamalıdır. Oluşumuna, istifacısına, muhalifine, delegesine, sitesine, yöneticisine, sanalına, gerçeğine sansürcüsüne, sesleniyorum; Sen ben kavgasını basit oyunları bırakınız. Camiaya olan sorumluluğunuzu yerine getiriniz. Listenizi, delegenizi gözden geçiriniz anlaşınız mutabık kalınız. HER YERDEN FERYATLAR YÜKSELİYOR ORTALIK ATEŞ YERİ, MESLEKTAŞLARIMIZ PAZARCILIK. İŞPORTACILIK DEĞNEKÇİLİK, EŞLERİ PAZARDA LİF, DON GÖMLEK DANTEL SATIYOR. HERKESİN CANI BOĞAZINDA. LÜTFEN BIRAKIN İSTİFAYI ŞAHSİ KAPRİSLERİ, FERYATLARA KULAK VERİNİZ. BİZLERİN SESİNE KULAK VERMİYORSANIZ VİCDANINIZIN SESİNE KULAK VERİNİZ. BU TARİHİ SORUMLULUKTUR. CAMİAYA KARŞI GÖREVLERİNİZİ YERİNE GETİRİNİZ. BUNUN VEBALİNİ KALDIRAMAZSINIZ. ŞAHSİ EGOLARINIZI BU ZÜMRENİN ÜZERİNDE GÖRMENİZ BU CAMİAYA YAPILAN EN BÜYÜK KÖTÜLÜK OLACAKTIR. BİR ARAYA GELİNİZ BİZLERİ YOK SAYMAYINIZ. TARİH SİZİ ANACAKTIR. Saygı ve Sevgilerimle.
Selçuk İÇER
E.Kara Asb
1976-26

Bayram ÇAKIR    10 Kasım 2008 14:02
Site Yönetimine,

Hiçbir yazım yayınlanmayacaksa başımın çaresine bakayım.Mutlu mesut topluluğunuzla kendiniz çalın kendiniz oynayın.Selamlar.

Bayram ÇAKIR
E.J.Asb.
Yönetici yorumu Yönetici yorumu:
Sn.Çakır bu sitede yönetimde görev yapanlar özveri ile gönüllü hizmet veriyorlar Kimsenin site kontrol paneli başında nöbet tutmasını bekliyemezsiniz özellikle bazı polemik yaratan mesajların değerlendirmesi zaman almaktadır Siz sürekli mesajlarınızda bir fırsatını bulup polemik yaratmaya çalışmaktasınız Antalyadan yazdığınızı bildirmenize rağmen İP numaranız Ankaraya ait Antalya ve Ankara'da tanınmıyorsunuz TEMAD üyesi değilsiniz. Yazmama kararınıza rağmen Toplumumuzu tahrik eden hafife alan mesajlarınıza rağmen site herkeze açık olduğundan üyeliğiniz sonlandırılmamıştır.Size birkez daha sitemizin yayın ilkelerini okumanızı öneriyoruz.

Cengiz ERTEN    10 Kasım 2008 11:07
BİR ÖĞRENEBİLSEK.
Yaşlı kadın, bir antika dükkânından aldığı yüzyıllık fincanı özenle salon vitrinine yerleştirdi. Fincanın biçimi, üzerindeki işlemeler, renkler onun bir sanat eseri olduğunu söylüyordu. Ödediği fiyatı hatırladı; hayır, hiç de pahalıya almamıştı.
Hayranlıkla fincanı seyretmeye devam etti. Derken, birden fincan dile geldi ve kadına şöyle dedi; 'Bana hayranlıkla baktığının farkındayım. Ama bilmelisin ki, ben hep böyle değildim. Yaşadığım sıkıntılar beni bu hale getirdi.
Kadın şimdi hayret içindeydi. Önündeki kahve fincanı konuşuyordu!
Kekeleyerek: 'Nasıl? Anlayamadım?' diyebildi yaşlı kadın.
'Demek istiyorum ki, ben bir zamanlar çamurdan ibarettim ve bir sanatkâr geldi. Beni eline aldı, ezdi, dövdü, yoğurdu. Çektiğim sıkıntılara dayanamayıp:
'Yeter! Lütfen dur artık!' diye bağırmak zorunda kaldım.
Ama usta sadece gülümsedi ve 'Daha değil!' diye cevapladı beni.
'Sonra beni alıp bir tahtanın üzerine koydu. Burada döndüm, döndüm, döndüm. Döndükçe başım da döndü. Sonunda yine haykırdım:
'Lütfen beni bu şeyin üzerinden kurtar. Artık dönmek istemiyorum!'
Ama usta bana bakıp gülümsüyordu:
'Henüz değil!'
'Derken beni aldı ve fırına koydu. Kapıyı kapayıp ısıyı arttırdı. Onu şimdi fırının penceresinden görebiliyordum. Fırın gitgide ısınıyordu. Aklımdan şöyle geçiyordu: Beni yakarak öldürecek'
Fırının duvarlarına vurmaya başladım. Bir taraftan da bağırıyordum:
'Usta usta! Lütfen izin ver buradan çıkayım!'
'Pencereden onun yüzünü görebiliyordum. Hala gülümsüyor ve 'Daha değil!' diyordu.
'Bir saat kadar sonra, fırını açtı ve beni çıkardı. Şimdi rahat nefes alabiliyordum, fırının yakıcı sıcaklığından kurtulmuştum. Beni masanın üstüne koydu ve biraz boyayla bir fırça getirdi.
'Boyalı fırçayla bana hafif hafif dokunmaya başladı. Fırça her tarafımda geziniyor ve bu arada ben gıdıklanıyordum.
'Lütfen usta! Yapma, gıdıklanıyorum!' dedim. Onun cevabı ise aynıydı: 'Henüz değil!'
'Sonra beni nazikçe tutup yine fırına doğru yürümeye başladı. Korkudan ölecektim. 'Hayır! Beni yine fırına sokma, lütfeeen! Diye bağırdım.
Fırını açıp beni içeri iteleyip kapağı kapattı. Isıyı bir öncekinin iki katına çıkardı. 'Bu sefer beni gerçekten yakıp kavuracak!' diye düşündüm. Pencereden bakıp ona yine yalvardım, ama o yine 'Daha değil!' diyordu. Ancak bu defa ustanın yanaklarından bir damla gözyaşının yuvarlandığını gördüm.
Tam son nefesimi vermek üzere olduğumu düşünüyordum ki, kapak açıldı ve ustanın nazik eli beni çekip dışarı çıkardı. Derin bir nefes aldım, hasret kaldığım serinliğe kavuşmuştum. Beni yüksekçe bir rafa koydu ve usta şöyle dedi:
'Şimdi tam istediğim gibi oldun. Kendine bir bakmak ister misin?
Ona Evet dedim.
Bir ayna getirip önüme koydu. Gördüğüme inanamıyordum. Aynaya tekrar tekrar baktım ve Bu ben değilim. Ben sadece bir çamur parçasıydım.
'Evet, bu sensin!' dedi usta. Senin acı ve sıkıntı diye gördüğün şeyler sayesinde böyle mükemmel bir fincan haline geldin.
Eğer seni bir çamur parçası iken üzerinde çalışmasaydım, kuruyup gidecektin.
Döner tezgâhın üstüne koymasaydım, ufalanıp toz olacaktın.
Sıcak fırına sokmasaydım, çatlayacaktın.
Boyamasaydım, hayatında renk olmayacaktı.
Ama sana asıl güç ve kuvveti veren ikinci fırın oldu.
Şimdi arzu ettiğim her şey var üzerinde.
Ve ben kahve fincanı, şu sözlerin ağzımdan çıktığını hayretle fark ettim:
Ustam! Sana güvenmediğim için beni affet!
Bana zarar vereceğini düşündüm.
Beni benden fazla sevip iyilik yapacağını fark edemedim.
Bakışım kısaydı, ama şimdi beni harika bir sanat eseri yaptığını görüyorum.
Benim sıkıntı ve acı diye gördüğüm şeyleri bana verdiğin için teşekkür ederim&
Teşekkür ederim.
* * * * * *
Usta fincanı, Yaratıcı insanı şekillendirir.
Yeter ki acı da ki hikmeti görelim.
Kahrın da hoş, lütfun da hoş demesini bir öğrenebilsek

Bayram ÇAKIR    09 Kasım 2008 23:58
BÜYÜK ÖNDER TSK YÖNETİMİNİ ŞİMDİ GÖRSE!

Fevziye GÖL hanımın Büyük Önder için yazdığı yazıdan dolayı kendisine teşekkür ederim. Ellerine sağlık. Onun ölüm yıl döneminde herkes Atatürkçü. Ortalık Atatürkçüden geçilmez. Bir de onun bizlere bıraktığı emanetin durumuna bakalım. Riyakarlık diz boyu. Hepimiz de bu oyunu kuzu kuzu seyrediyoruz. Silkinmek ve efsundan kurtulmak için bilmem ki ne yapmalı? Çuvaldızın bedenimize batması için ne gerekiyor?
Fevziye Hanım'a bir hatırlatma yapmak isterim. Kendisi de biliyordur kanımca. Yazısında ARNOLD TONYBEE'NİN bir sözüne yer vermiş. Bu İngiliz yazar o tarihlerde yazdığı MAVİ KİTAP isimli yazısında sözde Ermeni Soykırımının gerçek olduğunu ileri sürmüştür. Saygılar.

Bayram ÇAKIR
E.J.Asb.

kadirkocalar    09 Kasım 2008 22:04
SAYIN MESLEKTAŞLARIM SON ZAMANLARDA MESAJ SİTELERİNDE ÇOK ÜZÜCÜ MESAJLAR OKUMAKTAYIM. TEMADIN ÇITASINI DAHA YUKARILARA ÇIKARMAK, DAHA İYİ HİZMET, BEN DEĞİL, BİZ DİYE YOLA ÇIKAN ARKADAŞLAR ARKASINDAKİ MÜCADELEYİ ÜZÜLEREK TAKİP ETMEKTEYİZ. HAKLARIMIZIN ALINMASI İÇİN YEK VUCUT OLACAĞIMIZ YERDE DAHA SEÇİME BİLE GİRMEDEN ADETE ARKADAŞLARIMIZ BİRBİRİNE GİRMEKTEDİRLER. ACABA BU KADRO GÖREVE GELSE BİRLİK BERABERLİĞİMİZİ NASIL SAĞLAYACK TAKDİRLERİNİZE BIRAKIYORUM. NETİCEDE TEMAD YÖNETİMİNDE 11 ARKADAŞIMIZ OLACAK YÖNETİME GİREMEYEN ARKADAŞLAR TEMAD' KATKI YAPMAYACAK MI? YÖNETİMDE VARSAM TEMAD'A KATKI YAPARIM YOKSAM YOKUM ANLAYIŞI TEMAD' DÜŞÜNEN DEĞİL ŞAHSİ MENFAATİNİ DÜŞÜNEN BİR ANLAYIŞIDIR. ACABA SORUYORUM BU YENİ OLUŞUMCU ARKADAŞLARDAN KAÇ TANESİ YÖNETİM LİSTESİ KESİNLEŞTİKTEN SONRA VEYA SEÇİM YAPILDIKTAN SONRA SEÇİMİ KAYBETMELERİ HALİNDE TEMAD'A DESTEKLERİNİ DEVAM ETTİRECEKLERDİR. BİZ EMEKLİ ASTSUBAYLAR OLARAK YÖNETMDE YER ALSAKDA, ALMASAKDA, SEÇİMİ KAZANSAKDA KAYBETSEKDE TEMAD' ASAHİP ÇIKTIĞIMIZ VE DESTEĞİMİZİ DEVAM ETTİRDİĞİMİZ TAKDİRDE HAKLARIMIZI ALACAĞIZ VE TEMED'IMIZI LAYIK OLDUĞU SEVİYEYE ÇIKARTACAĞIZ SAĞILARIMLA.

cengiz    09 Kasım 2008 19:14
emekli ve çalışan astsubay arkadaşlardan resimle ilgilenenler için astsubaylar adına RESİM SERGİSİ açmayı planlıyorum.Lütfen beni arayın.AKDORA SANATEVİ CEP:0 532 578 01 99
Yönetici yorumu Yönetici yorumu:
Cengiz Bey sitemiz üyesi Sn.Selim Pek ve Sn.Murat BİNEKOĞLU ressamdırlar sanıyoruz daha birçok assubay ressamımız var onlar ve sizde sitemizin BİZDE VARIZ bölümüne kayıt olarak birbirinizle irtibat kurmayı temin edersiniz. Serginiz için şimdiden site yönetimi olarak kutluyor kolaylıklar diliyoruz.

Basri Bayrak    09 Kasım 2008 17:15
Değerli Meslektaşlarım
Şimdi arkadaşlarımızın özellikle iletişim kolaylıklarından yararlanarak sorunlarımızı tartışmasını büyük bir memnuniyetle görmekteyiz. Gençler mücadeleyi bizden daha iyi noktaya götürmekteler bunu izlemek beni mutlu etmektedir. Bazı arkadaşlarımız astsubay onuru diyerek mücadeleyi başlattı güzel şeyler yapılırken güzel şeylere daima gölge düşer bu doğaldır ışığınız kuvvetli ise kararlı iseniz gölgeler kaybolmaya mahkûmdur. TEMAD yönetimindeki arkadaşlar mutlaka büyük gayret gösterdiler ama imkânlar bu kadarmış hataları da olmuştur hala daha bu hatalardan ders aldıklarını görememekteyiz daha iyisini yapmak için bir araya gelen arkadaşlarımız yeni oluşum dediler bizlerde destek olduk ama birkaç arkadaşımız ısrarla inatla kişisel davranıyor bunların hatalarını yazdık bende dile getirdim ama şu gözü kör olasıca önyargı eşitlik özgürlük diyenleri bile tahammülsüz yaptı dikkat ettim eleştiren herkese net sitesinde karalama yapılıyor ama Kenan Saka ve Mehmet Erolun TEMAD sitesinde yayınlanan mesajlarını gördük Süleyman Merdanoğlunun geçmişte bu zümre için bir şey yapmaması kendini emekli albay olarak tanıtmasını,yahooda kurduğu astsubay grubunda astsubaylarla ilgili bir tek faaliyette bulunmayıp özel site ve işinin reklamını yapmasını arkadaşlarımız belgelediler bize Saka ve Erol sessiz Merdanoğlu yuvarlak laflarla sonra açıklayacağım sözleri ile konuyu geçiştirme gayretindeler inanmayanlar şimdi ne düşünüyor merak ediyorum. Nihayet yeni oluşum aday listesinde olan arkadaşlarımız dahi yapılan hataları entrikaları itiraf edip haksızlığa sessiz kalamadılar Demokratik katılımcı ve adil bir liste yapılmasını tekrar son kez buradan şahsım ve meslektaşlarım adına talep ediyorum Dost acı söyler isteyen istediği gibi yorumlasın güneşi balçıkla sıvayamazsınız Hayırlı olur inşallah bunu bekliyoruz. Sağlıklı mutlu günler sizin olsun.
Not.
Sn. Özden birçok arkadaştan sonra beni de birilerinin yönlendirdiğini yazıyor Selçuk İçere sonradan kemale erdi çünkü üzerinde baskı vardı diyebiliyor Sn. Selçuk İçer kardeşime ve Sn. Hakan Hezer'e yürekli açıklamaları için teşekkürler o açıklamaları okuyanların biraz yüzü kızarır umuyorum. Dostlar ne olur bu polemiklere kendinizi kaptırmayın daha önce olduğu gibi mücadeleye yoğunlaşın hepiniz sağ olun, var olun


3753
Mesaj Defteri yazıları