MESAJ PANOSU

Mesaj Defterine Yazın


kemal düz    26 Ağustos 2007 17:14
BENİM DE UNUTAMADIKLARIM VAR: HAKKARİ 1993 - 95: GÖLGEDEKİ YILLAR

Damardan boşanan kan gibi ılık ve uğultulu
son lodoslar esmeye başladı.
Nazım Hikmet  Kuvâyi Milliye Destanı

Savaş demeye dilim varmıyor bu olaylar savaş özelliği taşımıyor. Olsa olsa etnik feodal /aşiret oluşumlu gerici bir iç isyan hadisesidir. Bunca yıl yaşanılanlar savaş kavramıyla değerlendirilemez. Neden söz ettiğimi anladınız herhalde: Güneydoğuda 20 yılı aşkındır süren anarşizan olaylardan: Bu varolan gerçek: gerek klasik gerekse modern savaş kavramları içinde yer alamaz.. Buna savaş diyenler ya kasıtlıdırlar ya da savaşın ne olduğunu bilmeyenlerdir. 1993-95 yılları arasında Hakkari ve çevresine bulundum. Hakkaride görev yapan her Türk askeri ömrünün her anında orada görev yapmanın ve yaptığı hizmetin haklı gururunu yaşar.. Ülkenin birlik ve bütünlüğüne katkı sunmanın neticesidir bu. Bu nedenle şüphesiz ki bu gururu ben de yaşamaktayım. Bu duyguyu aynı zamanda bütün ailemle yaşamaktayım çünkü onlara o dönemi benimle birlikte yaşadılar.
O yılları anlatmayı hiç de sevmem, ancak tarihe ben de bir çizik atayım istedim. General Osman Pamukoğlu ki bizim Komutanımızdı- kitabı aylarca çok satanlar arasında yer aldı. Anlattıkları konusunda pek çok eleştirilecek husus vardır şüphesiz, fakat burası o konuların yeri değil.. Ben biraz daha anlatılmayanlardan söz etmek istiyorum. Pek çokları bilir -bilmez oraları o dönemin gerçeklikleri dışında anlattı ve buna devam edeceklerdir. Hatta o bölgeyi ve dönemi hiç bilmeyenler bile duydukları ölçüsüne bir şeyler anlatma sevdasındalar&. Birileri tam yazmazsa başka birileri böyle bir talep varsa şüphesiz yazacaklardır. Biz başlayalım:
Bir cumartesi günü telefon etmek için üç-dört arkadaş, postaneye gittik. Girişte 810 yaşlarında bir kaç boyacı çocuk boya sandıkları önlerinde oturuyorlardı, boyayalım gibi bize birşeyler söylediler, içimizde muzip bir arkadaş vardı. Çocuklarla konuşmaya başladı, onlara birkaç soru sordu, son sorusu şöyleydi;  Büyüyünce ne olacaksın? Çocuk: Asker olacağız dedi. Hepimizin yüzünde bir sevinç, bir gülümseme belirdi, bu cevap hoşumuza gitti, sonra arkadaş tekrar sordu. Ne askeri olacaksın? Aldığımız cevap resmen bizi şok etti. Ben çocuğun verdiği cevabı burada yazmak istemiyorum. Öyle bir cevap verdi ki! Yüzlerimiz buz kesti, elimiz yüzümüzü ter bastı, oradan süratle ayrıldık. Ne dediği önemli değil, hiç de hoş olmayan bir cevap verdi. Olayın vehametini o zaman daha iyi anladık.
İzin dönüşü konvoy gününü bekliyoruz: Biraz Vanda dolaşalım dedik sonra arkadaşlardan biri dedi ki, hadi bir yerde bira içelim bira içecek bir yer aradık, zarzor izbe bir yer bulduk, meyhane sahibi etrafı kolaçan etti bizi, içeri aldı, pencereler kapanmış loş bir yerdi. Bize birer bira getirdi, korkar bir hali vardı. Meğer bira içiriyor diyerek adamın vitrinini birkaç defa indirmişler. Biraları içer içmez hemen oradan uzaklaştık. İzine gidiyoruz Ankaradan uçaktan indik, hep birlikte yattık yeri öptük, öptük&. toprağı. Güvenlik ne güzel, ah bilseniz bir.
Hakkarinin Geçitli köyünde yoldan geçen minübüsü durdurdum. Hakkariye gidiyordu. Bir miktar para uzattım; Kaptan bana bir rakı getir, akşam dönüşte bırakırsın dedim. Adamın rengi attı elleri titredi, bana: Aman komutan yapma bunu bana dedi. Ne var ? Niye ki? dedim Çoluk çocuğum var dedi Ne oldu ki? diye sordum, Bir tek bu minübüsüm var, Allah korusun bir şey olur da! dedi. Ne olur dedim, Aman komutan, rakı istemede bütün Hakkariyi sana getireyim sonra arabama bir şey olur! dedi, anladım rakı getirirse arabasının devrileceğinden korkuyordu. Kalsın istemiyorum. dedim&.
Hakkaride içki satan sadece bir tek büfe vardı, köy bakkalı gibi bişey: oradan haftada bikaç kez buzbağ şarabı alırdım. Bir gün bir arkadaşım bana dedi ki, Ağbi sen bugün şarap aldın mı? Ben de  Evet aldım, nereden biliyorsun?. Bana: Ağbi bu Hakkaride iki kişi şarap içiyor: biri sen biri de ben. dedim Nasıl anladın? Bana dönerek Ağbi gidiyorum büfeye şarap alacağım, şişeleri göz ucuyla sayıyorum bir tane eksilmiş, diyorum bunu kesin, Kemal ağbi almıştır, sana farkettirmeden soruyorum, sen evet diyorsun şimdi anladın mı Hakkarinin şarapçılarının kim olduğunu şimdi evet haklısın diyorum sonra her büfeden şarap aldığım da aynı saymayı ben yapıyorum ki o arkadaş ve benim dışımda Hakkari de şarap içen yoktu anlaşılan.
Bir tane de gazete satan yer var en çok da dergi satıyor. Bir gün gazete satan büfemsi yerin sahibine sordum, En çok hangi dergiler satıyor diye. O da bana aynen şunu dedi,Vallah  billah en çok porno dergiler satıyor. Ben Cumhuriyet gazetesi okuyordum, yine sordum gazeteciye, Cumhuriyet gazetesi kaç tane satıyor, bana şöyle dedi: İki tane geliyor birini siz alıyorsunuz, birini de iade ediyorum.
Geçitli köyünde arkadaşla bakkala gidiyoruz bakkal dedimse evin bir odasına bisküvi sigara, gazoz falan koymuşlar öyle bir yer. Yaşlı bir adamla konuşuyoruz. Yaşlı adam bir ara aynen şunu dedi, Komutanım hepimiz müslümanız. Ona göre ortak yanımız: sanki sadece islamdı
Geçitli köyünün korucuları iki grup halinde köyün hakim yerinde bulunan mevzilerine nöbete gidiyorlarmış, sonra kendi aralarında sorunlar yaşamışlar: bakmışlar olmuyor hep birlikte köyün bütün erkekleri nöbete aynı saatte gidip aynı saatte dönmeye başlamışlar: ne hikmetse.
Hakkarililer anlatırlar dı, Hakkarinin kurtuluşu şöyle olmuş. Bir aşiretin elinden diğer aşiret yönetimi alırmış böylece Hakkari kurtulmuş oluyormuş. Hakkarinin bu nedenle birkaç defa kurtuluş günü varmış. Aşiretler birbirleriyle bu yüzden hiç anlaşamazlarmış.
Televizyoncular gelmişti, TRTden Gezelim Görelim Programı için: Programın yapımcısı, adı Fatma hanımdı herhalde,15 veya 20 cm karın üzerine çıkmış şöyle konuşuyordu ekranlara, Sayın seyirciler şu anda Hakkariden 2 metre karın üstünden sesleniyorum size Hakkariden kimi zaman böyle yalanlar gelir kulaklara. Kendisinin Hakkarili olduğunu söyleyen Yılmaz Erdoğan o yıllar da da Türkiyede biraz tanınıyordu Tv sayesine, ancak Hakkaride hiç tanınmıyordu çünkü Tv pek de çekmiyordu, insanlar bilmiyorlardı Yılmaz Eroğanın ne meşhur ve Hakkarili olduğunu..
Bahar gelince Hakkarililer Berçelan yaylasından ışkın toplar ve yerler& Çocukların cebi biraz para görür böylece&
Yeni bir özel Tv açılmıştı hep Hakkari meydanını gösteriyordu. Bir de Televizyonda sunucu Ali ağbileri vardı. Habire Ahmet Arifin 33 Kurşun isimli şiirini okunmasını isterlerdi Ali Ağbilerinden. O da onları kırmazdı. Ayrıca İstanbullu bir spikerleri gelmişti&
Artık dönme zamanı gelmişti elektrik, su ve telefon borçlarını kapatacağım: saat 10 sıraları, TEKe gidiyorum odalar boş, PTTye gidiyorum görevli yok, Belediyeye sular idaresine gidiyorum kimseler yok. Soruyorum nerde görevliler diye: Bana verilen cevap şu: Bugün Cuma memurlar saat öğleden sonra üç ten önce gelmezler, hepsi namaza gitti, namaza gitmeyenler ortalıkta yok.. Ramazan ayında ise ikindiden sonra bankalar hariç hiçbir devlet dairesinde işler yürümezdi çünkü memurlar erkenden evlerine giderlermiş. İşte Hakkariden bende kalanların bir kısmı. İşte böyle bir yerdi Hakkari. Şimdi nasıldır kim bilir?

Kemal Düz

MEHMET ALİ KILINÇ    24 Ağustos 2007 22:56
Sayın Kemal Er meslektaşıma duyarlılığı ve bizleri bilgilendirdiği için teşekkürler. İşin acı olan tarafı, basından izlediğimize göre önümüzdeki günlerde eğitimden laikliğe birçok konuyu ilgilendiren anayasa maddelerinde değişiklik yapılacakmış. Baskıcı 12 Eylül anayasasından özgürlükleri kısıtlayıcı maddeleri kaldırıyoruz adı latında, ülkeyi birilerinin çizdiği plan doğrultusunda hamur gibi yoğurup istediklere kıvama getirmek için bakalım hangi tuzakların kurulduğunu göreceğiz. Endişeliyim. Saygılarımla..

kemal er    24 Ağustos 2007 17:09
HAKLARIMIZ VE ÜLKE SORUNLARININ BİR POTADA OLDUĞUNU ANLAMALIYIZ

Değerli meslektaşlarım: Şöyle bir haklarımızla ilgili sorunları düşünüyorum. Ve üzülüyorum. Diğer taraftan ülkemizde başka sorunlarla ilgili düşündüğümde, karşıma daha korkunç bir manzara çıkıyor. Örneğin Uzman Çavuş’ ların sorunları daha da büyük. Ordu evlerinden faydalanamamaları korkunç bir sorun. Hiçbir hak ve hukuk anlayışıyla bağlantısını kuramıyorum. Şehit olurken beraber oluyoruz. Ama iş bir olanaktan faydalanmaya gelince, işler tersine dönüveriyor. Bu durumu sivilden görüştüğüm, birçok vatandaşımız da olamaz böyle bir şey diye karşılıyor. Silahlı Kuvvetlere olumlu bakan vatandaşlarımızın kafasında soru işaretleri belirmeye başlıyor. “Vatanını En Çok Seven En Çok Çalışandır” sözünün de bu anlamda pek değeri kalmamış oluyor. Bu kadarla değil elbet, başka meslek gruplarının da sorunları çok devasa boyutlarda. Memurların, köylülerin durumu içler acısı.
Keşke bu kadarla kalsa. Ya söz konusu vatanın birliği bütünlüğü ve çıkarlarımızın yabancılara peşkeş çekilmesi ise… Bununla ilgili örneklerden sadece birini, Sayın Altan Öymen’ in bir konuşmasından kısaltarak alıntılamak istiyorum. “Meclisten alelacele bir petrol yasası çıkarıldı… Bu petrol yasası Cumhuriyet tarihimizde en utanç verici yasadır. … Bu yasayla eski yasalarda bulunan çok hayati bir cümle metinden çıkarılmıştır. Nedir o? Eski yasa diyor ki: bu yasanın amacı Türkiye’nin milli menfaatlerini korumaktır. Bunu çıkarttılar biliyor musunuz? Bunu çıkarttılar! Dünyaya ilan ediyorsunuz, biz milli menfaatlerimizi korumayacağız diyorsunuz. Biz araştırdık, başka ülkelerin yasalarında ne var diye. Hepsinin petrol yasasında milli menfaatler korunacaktır lafı var. Daha iki hafta önce Irak’ta kabul edilen, askeri işgal altındaki bir ülkede kabul edilen petrol yasasında bile Irak’ın ulusal çıkarları korunacaktır diyor. Biz de öyle hükümler var ki, diyor ki Türkiye’de üretilen petrolün tamamı serbestçe yurt dışına ihraç edilebilir. Kıtlık olur, sıkıntı olur, önemli değil, yabancıların bir litre petrolü Türkiye’de bırakma mecburiyeti yok. Başka ne diyor? Efendim devletin payı %2’ye indirilmeli. Yüzde 2! Danimarka Meclis Başkanı buradaydı, geçenlerde onunla konuştuk onların da Petrol Yasası var kuzeydeki petrolle ilgili, “Sizde yüzde kaçtır devlet payı? Bizde %70” dedi. Norveç’te yüzde kaç biliyor musunuz? Norveç’te %90. Türkiye’de %2. Düşünebiliyor musunuz arkadaşlar? Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın devlet adına yaptığı bütün çalışmalarla ilgili maddeler metinden çıkarılmıştır. Türkiye Petrollerinin hiçbir etkisi kalmamıştır. Yabancı devletlere Türkiye’de arama işletme hakkı vermeyen madde eski metinden çıkarılmış. Yani yabancı devlet adına Türkiye’de petrol arayabileceksiniz, Türk devleti adına arayamayacaksınız. Vardığımız nokta bu. Şimdi sizi dehşete sevk edecek bir şey söyleyeceğim, Türkiye 2007 yılının başında nerede işte bunu göstereceğim. Şimdi 2 Kasım 1993 tarihinde dünyadaki en büyük petrol şirketlerinden biri Türkiye’ye yazı yazıyor resmen. Enerji Bakanlığı Petrol Dairesine. Orada diyor ki: “Biz Karadeniz’de bir milyar varil değerinde petrol rezervleri keşfettik. Ve çok geniş doğalgaz rezervleri olduğunu keşfettik. Ama bunları çıkartmamız için petrol yasanızı değiştireceksiniz.” Nereden nereye, işte böyle. Ve yazmışlar Petrol Yasasının hangi maddesi ne olacak. Hepsini madde madde yazmış. Bunları yaparsanız bu petrolü çıkarırız diyor. Ne istiyor? Meclisten ruhsat sahalarının alanının genişletilmesini. Ruhsat sürelerinin uzatılması. Yeni yasaya bakıyoruz. Bunun fazlası var. Çünkü bu yasaya göre bir yerde bir petrol çıkarırsanız ebediyen çıkarabilirsiniz. Hiçbir süre kısıtlaması yok. İnanılır gibi değil. Türkiye’ye kalacak petrol miktarı %45’e indirilsin deniyor. Bizimkiler onu az bulmuşlar, tamamı yurtdışına gitsin diyorlar. Yasa bu. Şimdi Türkiye buraya geldi. Değerli arkadaşlarım, hiç boşuna lafı uzatmayalım, bunun bir tek adı vardır. Bunun adı teslimiyetçiliktir. Bunun adı teslimiyetçiliktir! Biz buna itiraz etmiyoruz, buna isyan ediyoruz. Buna hakkınız yok! Bunu yapamazsınız!” Merak ettim bir de, google a yazdım. Karşıma şu adress çıktı. Konuyla ilgilenenler inceleyebilir. http://www.vatanpostasi.org/index.php?option=com_content&tas k=view&id=278&Itemid=40
Daha neler neler var. “Deveye sormuşlar. Boynun niye eğri diye. O da cevap vermiş. Nerem doğru ki” diye. Buradan şuraya gelmek istiyorum. Demokrasi kültürünün gelişmemiş olduğu; hak ve hukuk anlayışının eksiklerle dolu olduğu; medya kuruluşlarının tarafsızca halkın bilgilendirilme ihtiyacına cevap veremediği; sivil toplum örgütlerinin daha yeni yeni toplumsal hayattaki görevlerini algılamaya başladıkları bir ülkede, hangi meslek grubuyla ilgili hangi hakların elde edilebilmesinden bahsedebiliriz. Tabii ki, meslek kuruluşları ve silahlı kuvvetler mensupları kendi haklarını elde etmeye çalışacaklar. Ancak, ben şuna inanıyorum. Bir ülkenin bağımsızlığı söz konusuysa; yolsuzluk ve hırsızlık yapanlar bizleri yönetebiliyorsa; demokrasi ve özgürlük kavramlarını herkes kendine göre anlayıp yorumluyorsa; hukuk konusunda önemli sorunlar yaşanıyorsa; önce bu sorunların çözülmesi gerekir. Bu sorunlar çözülmeli ki, tüm vatandaşlar aynı Anayasa ile yönetildiklerini hissetsinler ve sorunlar kolayca çözülebilsin. Bizler tabii ki haklarımız için mücadele edeceğiz ve bu yolla da ülkemizde demokrasi kültürü gelişecek, hak aramanın kutsal bir görev olduğu insanlarımız tarafından benimsenecek. Aynı zamanda, ülke sorunlarına karşı da duyarsız kalmayacağız ki, ülkemiz ve demokrasi, insan hakları gelişsin ve sorunlarımız daha kolay çözülsün. Değerli meslektaşlarıma saygılarımla.

mehmet burkay    24 Ağustos 2007 14:51
Saygı değer meslektaşlarım….
Bu kadar sorunlarımız dururken,şahsi meselemi ortaya koymak gerçekten bana zul veriyor.Bu konu, Genel Merkezin, bir üyesine yapmış olduğu haksızlıklar karşısında, ne kadar adil,ne kadar tarafsız ve ne kadar da herkese eşit uzaklıkta olduklarını, açıkça ortaya koymaktadır.İki gün önce Ahmet ÖZTAŞ isimli bir üyemizin, hakkımda yazmış olduğu,iddialarla ilgili cevabi yazımı, Genel Merkezimizin, panosunda yayınlanmak üzere,23-AĞUSTOS-2007 günü gönderdim.Ancak yayınlamadılar…O panonun, kişi kavgalarına açık olmaması gerektiğini elbette biliyorum.Eğer benim cevabi yazım, Genel Merkez panosunda yayınlanmaması gerekiyorsa,beni şikayet eden arkadaşımızın yazısını, NEDEN YAYINLADILAR?
O iddiaların doğru olduğuna inanıyorlarsa, NEDEN HAKKIMDA GEREKLİ İŞLEM YAPILMADI?
Sn.Genel Başkanımız Antalya olağan üstü kongremizde ‘BİZ HEREKESİ KENDİMİZE EŞİT MESAFEDE GÖRÜYORUZ’ demedi mi? Ne çabuk unuttular bu sözlerini? Eşitlik bunun neresinde? Bunu, tarafımıza gösterilen ve Sn.Ahmet ÖZDEN den gelen, bir tavır olarak niteliyorum.
Genel Merkezimizin bu tutumunu KINIYORUM.HERKESE EŞİT MESAFEDE OLDUKLRI GERÇEĞİNİN ARKASINDA OLMALARI DİLEĞİMLE…..Saygılarımı sunuyorum…

Not :O arkadaşımıza cevabi yazım, www.anttemad.com. Dadır.

Mehmet BURKAY
Antalya TEMAD Şb sekreteri

Yılmaz Türkoğlu    24 Ağustos 2007 01:15
Ahmet Bulut arkadaşımızın belirttikleri birçok assubay gazino ve orduevinde mevcut işin tuhafı buraya hizmet verdirenlerde ASSUBAY ama birde bizim umursamaz tavrımız var olumsuzlukları birbirimize anlatmaktan öteye gidemiyoruz dilekçe hakkımız var ısrarla bu konuları takip etmemiz gerekiyor şayet dilekçeye rağmen düzeltilmiyorsa toplu olarak tepki göstermemiz gerekiyor Sn.Ahmet Bulut arkadaşım bize orduevi müdürlüğüne verdiği dilekçeye aldığı veya alamadığı yanıtı yazarsa destekleriz.

ahmet bulut    23 Ağustos 2007 22:49
konya astsubay orduevindeki bu ilgisizlikten beceriksizlikten artık sıkıldık daraldık.temad olarak bir ilgilenseniz diyorum,konyadaki temadın zaten kendine hayrı yok kafalarını kumardan kaldıramıyorlarki bu işlerle ilgilensinler.konyadaki temad ın binasıda artık kumarhane olmuş durumda bunuda açıklıkla dile getiriyorumki lütfen ilgilenin.buraya aklı başında birinin biran önce el atması gerekmekte.orduevininde tuvaletlerine,barına ve oyun salonuna allah aşkına biri giripte baksın şu komutanlardan.rezillik diz boyu,ailenle beraber gidip konya orduevinin barında oturamazsın,bukadar çirkinleşmiş burası.hiç görmek istemediğimiz şeyler karşımıza çıkıyor.bunu bu orduevinin müdürüde gördüğü halde hernedense hiçbir adım atmıyor ve üstelik birde bu kepazeliği çıkaranlarla beraber kafa çekiyorki bu adam ne işi var burada bunu kimseler görmezmi değerlendirmezmi anlayamadım.lütfen ilgilenirseniz seviniriz.

Dr.Kemal Er    23 Ağustos 2007 14:00
Nitelikli seçim dolandırıcılığı
Vatan sadece, asker olarak can vermeyle kurtulmaz. Her türlü dolandırıcılığa karşı koymadıktan sonra, ülkenizi satsalar haberiniz olmaz.
Bazı bilgiler gösteriyor ki, son seçimlerde nitelikli dolandırıcılık yapılmıştır. Bakınız örnek olarak Yalçın Bayer’ in Hürriyetteki yazısından kısa bir bölüm: “AKP’nin 681 oyu nasıl 1553 oldu GEÇEN cuma günü ’İşte belgesi’ diye İzmir 2. bölgeden (Karşıyaka) gelen 6 sandık tutanağında, oy sayılarının AKP lehine değiştirildiğini gündeme getirmiştik. Şimdi de aynı bölgeden elimize gelen yeni ’şok’ belgeleri açıklıyoruz. Yeni 20 sandık tutanağının tümünde AKP lehinde, CHP ve MHP aleyhinde oylamalar yapılmış. Örneğin, ilgili 16 sandıkta AKP’nin oy toplamı gerçekte 681 iken, Yüksek Seçim Kurulu bilgisayardaki rakam ise 1553 olarak gözüküyor. Yani AKP’ye 872 oy ilave edilmiş (iki katından daha fazla). CHP ile değişiklik yapıldığı görülen 11 sandık tutanağında CHP’nin gerçek oyunun 1818 iken; YSK’nın bilgisayar sonuçlarında bu rakam 844 olarak gözüküyor. Yani 1818 oydan toplam 974 oy düşürülmüş oluyor.” Bu yazının tamamını okumanızı tavsiye ederim. Adres: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/7130506.asp?yazarid=42 Kanıtlar sadece bu kadar değil. Aydın’ dan bir örnekte aşağıda, bu bilgi de bana mail yoluyla geldi. Bakınız buradan gelen bilgiyi olduğu gibi alıntılıyorum. “Aydının köylerini inceledim. Köye şaibe bulaşamaz. Nüfus ve seçmen sabittir. Oynama olmaz. Bunu örneklendireceğim ki AKP nasıl olup da % 46 olmuş bu sırrı hep birlikte çözelim. Merkeze bağlı köyler bunlar ve meclise giren partilerin oylarını veriyorum:
Köy adı CHP MHP AKP .
Çiftlik 10 67 52
Dağdemir 3 161 86
Gölhisar 36 321 116
Kalfaköy 6 122 60
Savrandere 39 138 72
merak eden YSK nin Aydın sayfasını açıp bakabilir. AKP nin yüksek oy aldığı köyler bir elin parmağını geçmeyecek şekilde.” Yukarda yazdıklarım bana gelen örneklerin bir kısmıdır. Bu adiliği yapanlardan hesap sorulmalı. Bu ülkenin vatan sever hukukçularını göreve çağırıyorum. Değerli meslektaşlarıma saygılarımla arz ederim.

Yılmaz Türkoğlu    23 Ağustos 2007 02:39
Sadece memurlar net sitesinde bizi eleştirseler öpüp başımıza koyacağız toplumda bu kadar yanlış değerlendirilen,tanınan başka bir meslek grubu varmıdır merak ediyorum.Gerçi boşuna merak ediyorum bu haksız eleştirilere kurumumuz sessiz kaldıktan sonra Sn.Gürpınara teşekkürler Arkadaşlarımız bizi bu tür yazılardan anında haberdar ederlerse zamanında tepki koyma imkanımız olacaktır Her platformda kendimizi tanıtmalıyız. Tüm Temad şubeleri siteleri ile bu tanıtıma katkı sağlamalıdırlar. iyi günler dilerim

yiğit    22 Ağustos 2007 17:34
Sayg1deer meslektaşım Sn. Hakan Beye bizleri bilgilendirdiği için teşekkür ederim. Saygılarımla

Mithat Türetken    22 Ağustos 2007 00:59
Memurlar. Net



Haksız ve seviyesiz eleştiriler
19 Ağustos 2007 01:28 Düzenle Sil
Uzun süredir üyesi olduğum Memurlar Net sitesini takip edemedim bugün mesaj grubumuza gelen bir iletide 30 Nisan 2007 tarihinde Genelkurmay bildirisine Emekli astsubaylar derneğinin verdiği destek konulu habere yapılan seviyesiz yorumlardan haberdar oldum. Genelkurmayın bildirisini değilde ona verilen desteği haksız görebilirsiniz ama kişisel egonuzu.kuyruk acınızı TSK sevgisizliğini assubaylar üzerinden tatmin etme hakkını kimse size veremez. Siz önyargılar sonucu ekonomik ve sosyal haksızlıklara uğramalarına rağmen vakur ve sadakatla görev yapan ve bu ülke için en çok şehit ve gaziyi veren mesleğin assubaylar olduğunu biliyormusunuz? Eleştiriler bizi doğrulara götürür ama bu tür yorumlar eleştiri değil kelimenin tam anlamı ile seviyesizliktir. MEMURLAR NET YÖNETİMİNİN BU AÇIKLAMAMI ANILAN HABER YORUMLARINA İLAVE EDEREK BELİRTİLEN YORUMLARIN SİLİNMESİNİN TEMİNİNİ SAYGILARIMLA ARZEDERİM.
Ersen Gürpınar


19 Ağustos 2007 02:59 Düzenle Sil
memurlar netin Ersen beyin önerine kulak vereceğini ümit ederim. Bu kadar haksız ve seviyesiz eleştiri görmedim.İnsaff
hakanx

21 Ağustos 2007 23:49
1

Bu konu 23 defa okundu. 21 Ağustos 2007 23:

Yukarıdaki mesaj memurlar net sitesindeki öneriler bölümünden alınmıştır.Bizleri haksız eleştirenlere verilen güzel bir yanıtı desteklememiz gerekmiyormu? ayrıca bu tür haberlerden birbirimizi haberdar edersek anında kendimizi müdafa etme ve kamu oyuna doğruları anlatma imkanımız olacaktır Bu vesile ile Sn.Gürpınar a teşekkürlerimi sunuyorum

Yusuf ÖZKARA    20 Ağustos 2007 17:43
EY DOST NEREYE


Sözde bizi emekli edecekti OYAK, 24 yıl boyunca ben ve benim gibi üyelerden para kesildi. Bu gün 95.000 Assubay, Gnr. Sb. As. Memur ve askeri sivil memur uzman toplam sayısı 205.000 civarındadır. Bu sayı aktif (çalışanlar) toplamıdır. Bu aktif toplam aynı zamanda OYAK’ ın aktif toplamına neredeyse eşdeğer bir rakamdır.
Edindiğim bilgilere göre:
OYAK’ın aktif üye sayısı: 195.788
OYAK’ın emekli üye sayısı: 34.977
OYAK’ ın üye tam sayısı:230.765
1 mart 1961 tarih ve 205 sayılı yasa ile kurulmuş OYAK, bugün 48 senedir aktif olarak faaliyet göstermektedir. Bugün; 230.765 üye ise;1961 yılından bugüne kadar, bu sayı 615.000 gibi bir rakama ulaşıyor. İşte bu üye sayısı, geçmişin rakamları,bugünün dev OYAK ve yan kuruluşlarını yarattığı ortaya çıkıyor.
OYAK, bana sadece 1994 yılının parası ile: 2.250.000 TL.birikmişimi verdi. Benim gibi; 384.000 üye ye aynı muameleler yapılarak kaderlerine terk edildi. 2.250 000 Türk Lirasına o günün behrinde ancak bir oda takımı dizilebiliyordu. Vermeden almak, bir ALLAH’ a, bir de OYAK’ a mahsus. Aldı – vermedi. Ne yaptı sonunda; bazı çıkar grupları, Belçika’lılara ve bir Ermeni kapitaliste sattılar. Bize yaratmadıkları gibi, Türk milletine de yaratmadılar. Keza, Finansbank’ın alıcısının Bizans Fener patriği olduğu gibi, OYAKBANK’ın alıcısının da, Amerika Ermeni Patrikhanesi olduğu meydana çıkar ise, hiç şaşmamak gerekir. 700.000 kişilik ordunun mensuplarının, emekli dul ve yetimlerinin alın teri ve kan bedeli olan OYAK; TSK düşmanlığı yapan illegal işbirlikçiler tarafından ezeli düşmanlarımıza, nüfus kütüğü bilgilerimizle birlikte satıldı.
2005’in 30 Kasım’ı ; Türkiye’de toprak satışı miktarı; Trakya yüz ölçümü kadardır. 2007 Ağustos’una gelinceye dek bir Trakya daha satılmıştır.
Hükümet, (bakanlıklar) toprak satışına gizli kolaylıklar sağlamışlardır. Toprak alana(6) ay ikamet izini, ardından da (5) yıl ikamet süresini uzatma sağlamışlardır. Uygulamada İçişleri Bakanlığının payı büyük olmuştur. Türkiye’den toprak alanlar, Grosvirna’yı oluşturmak isteyen Anadolu’nun çoğu vilayetini atalarının toprağı ve tapusu kabul eden dış Ermeniler, Bizans Devleti’ni Amerika’da kuran Bizans patrikhanesi,
Arz-ı Mevut İmparatorluğu’nu oluşturmak isteyen iç ve dış Siyonistler, keza Hatay’ın intikamı için Hafız Esat’cı Arap’lar,kısmen Alman’lar,burjuva Rus’lar,kısmen Türki devletler ve ezeli-ebedi kendine Türk’ü rakip ve düşman sayan İngiliz’lerdir.
KİT malları kalmadı,çoğu satıldı. Barajlar,fabrikalar,tesisler,deniz ve hava limanları,yollar, köprüler,airport ve deniz portland’lar,devlet ve özel bankalar,Tüpraş’lar,Petro-kimya’lar, Telekom,Tekeller-müskiratlar,Rafinaj’lar,oteller,endüstriyel merkezler ve kurumlar, madenler,petrol bölgeleri,kıyılar,ormanlar,sahiller,SEKA’lar,çimento fabrikaları,et kombinaları,üretme çiftlikleri,araziler,gemiler hatta; ATA’nın, SAVARONA’sı,yatlar,tarihi binalar,sit alanları,kamu binaları,vakıf arazileri ve daha aklıma gelmeyen Cumhuriyet varlıklarının çoğu vs.. (Ziraat ve Halk bankası’nda saklanan tüm verileri özel bir yazılımla ele geçiren yabancı gizli servisler {MOSSAD, CIA} ayrıca kamu bankalarına ait birçok bilgiyi de ele geçirdiler.)
Bir çınar vardı. Bu çınarı,muzır böcek sürüleri için-için yedi çürüttü ve sonunda çınarı devirdiler.. Bir “Bahtı Kara maderini”çıktı, bu çınar enkazından halk kültürü ile birlikte bir filiz yeşertti.. Bu filiz; (85) yıldır ayakta,ancak,gene muzır böcekler bu fidanın yapraklarını yiyerek bitirdiler. Sıra şimdi,dallara geldi.Dalların çoğunu kırptılar - kestiler. Kesemedikleri- kırpamadıkları üç dal kaldı.Cumhur dalı (onu da yakında kırpacaklar),yüksek mahkemeler dalı ve TSK dalı.Bu üç dal da kırpılıp kesilirse ağaç kuruyacak ve bir fiske ile devirecekler.
Dünün isyancıları bugün ATA’nın meclisinde ve oturduğu koltukta, konuştuğu kürsüdeler.Makam – mevkii işgaline,nüfus işgaline uğramış vatan.Bir zamanlar,bir Yugoslavya Devleti vardı.O devlet,şimdi nerede?AB ve ABD yıktı tabii ki..Aynı senaryo
pek yakında Türkiye Cumhuriyeti’ne de uygulanacak. Türkiye,yıkılmanın eşiğinde; Türk nüfusu azınlık durumuna düştü. Kimse farkında değil ya da umurunda olmuyor.
Sayın Umur Talu ne yapmış: Şırnak’da Yarbay’ın şehit olmasının ardından yazılmış bir Yarbay’ın“zırhlı araç,çelik yelek ve avadanlık yetersizlikleri ve çözümler”hususundaki mesajıyla,Sayın Talu’ya gelen Asssubay,Uzman Çavuş mesajlarından alıntılarla “sosyal güvenlik kurumu” OYAK ve Askeri Vakıf imkanlarının zırhlı araç, yelek,lojman için “Subay, Astsubay, Uzman Çvş. ve erlerin daha uzun ve daha iyi yaşatılması amacıyla kullanılması” temennisiyle “cenazelerine üst rütbelerin de gittiği Assubayların,özellikle de tamamen dışlanan uzman çavuşların,sağ iken de üst rütbeliler tarafından insan yerine konması ve aileleriyle en iyi koşullarda (ki) orduevlerine kabulü”
Genel Kurmay Askeri Ceza Kanunu 95/4 maddesindeki suçun işlendiği değerlendirmesini yapıyor.
Öldükleri gerçek şehitler her gün allı kırmızılı,dizi-dizi.Ama,duyan,gören,bilen, düşünen yok.Ateş düştüğü yeri yakıyor.Umursamaz olmuş,narkoz enjekte edilmiş bir toplum olmuşuz adeta:(düşman uyanık) milletimin çöküşten haberi yok!.TSK sadece tabutlamayı – cenaze kaldırmayı,defnetmeyi harükülade ifa ediyor.“Kanı yerde kalmayacak!..”nutuku da atıyor ama, o kan yerden hiç kalkmıyor.Kanlar yeni kanlara gark oluyor.
Bir Assubay orduevine giremez,restaurantında yemek yiyemez.Bırakın Assubayı, muharip gazi Assubay,hatta;İstiklal savaşı gazisi olsa bile..
Ben Muharip Gaziyim,emekli Assubayım.Antalya Subay Gazinosu’nda yemek yeme mecburiyeti hasıl oldu.Yanımda olan sivil fahri üyeye ve subay kızı bir hanıma servis açıldı.
Ne yazık ki; Muharip Gazi olduğumu,kartımı göstererek bildirdiğim halde bana aynı masada servis açılmadı.Kaldı ki,gazinolardan sb.-asb ortak istifade edebilir ilkesinin var olduğunu biliyoruz.Gaziliğin hangi rütbe olduğunu ne subayı,ne assubayı,nede eri biliyor!.Rütbelerin en büyüğü olduğu öğretilmiyor mu acaba?Mustafa Kemal de,kendine en büyük rütbe olarak TBMM’nden verilen GAZİ’lik ünvanını kullanmadı mı?Biz Gaziler:Sadece
30 AĞUSTOS’ların ve Cumhuriyet Bayramlarının konu mankenleri yada göstermelik kuklaları mıyız? !!!
………………..
UMUR TALU,vicdanlı yüreğini ortaya sermiş, adına yakışır bir şekilde TSK ‘nin
yükünü omuzlarında ve sırtında taşıyan ama,ezilen iki sınıfın dert,elem,ihtiyaç,şikayet ve
sızlanışlarını dile getirmişlerdir.
TSK,kendi camiasıyla uğraşmayı bırakmalıdır.TSK, bu teennisiyle düşmanlarına fırsat vermiş olmaz mı?
TSK, kendi camiasıyla değil de yukarıda dikkat çektiğim konulara yönelmeli ve
yoğunlaşmalıdır.
Cumhuriyetin kanunlarının geçmediği,AB kanunlarıyla çökertilmek istenen
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtarılması için ”ne yapılmalı’’yı düşünmelidir.AB mahkemelerince özgür ve bağımsız bir devletin;- Hasan KUNDAKCI Paşa’sına dörtbuçuk
sene hapis cezası verilmesi ve yakalama emri çıkarılması- hususunu düşünmelidir.Kişi ve
kişilere değil,Türk Milleti’ne reva görülmesi hususunu düşünmelidir.Oportünist ve eyyamcı
anlayışta olanlara mahal vermeme,gaflette olanları uyandırma hususunu düşünmelidir.Bizler,Cumhuriyet ordusu’nun mihenk taşlarıyız.Kalemşörlerimizi de tanımalıyız.Onlara da sahip çıkmalıyız.
UMUR TALU, SAYGI ÖZTÜRK,İLKER SARIER,HALİT TUNÇ,NAİL GÜRELİ,
EMİN ÇÖLAŞAN,kanayan yaraya parmak basan gazetecilerimizden bazılarıdır bunlar.
Ama boş verelim bunları..
Bizim m.ali birand yan’ımız,abdurrahman dilipak’ımız,nazlı ılıcak’ımız,cengiz
çandar’ımız,ertuğrul özkök’ümüz,hasan cemal’imiz,fatih altaylı’mız,ahmet altan’ımız,mehmet altan’ımız ,neşe düzel’imiz ,hasan fehmi koru’muz,nuray mert’imiz,derya sazak’ımız,oral çalışlar’ımız,mehmet barlas’ımız vs var:Biz bunlara sahip çıksak yeter.Bunlar,TSK’yı da Türkiye Cumhuriyet’ini de iyi savunuyorlar,savunurlar da:Tabii ki ;ikinci cumhuriyeti..
‘GÖRMEDEN ÖLÜRSEM EĞER ÜMİDETTİĞİM FEYZİ ;
YAZILSIN SENGİ KABRİMDE :” VATAN MAHZUN, BEN MAHZUN!..,,’18.08.2007
YUSUF ÖZKARA
MUHARİP GAZİ
ANTALYA TEMAD BAŞKANI

galip kaplan    20 Ağustos 2007 16:10
DEGERLİ MESLEKTAŞIM MEHMET ALİ KILINÇ KAYSERİ TEMAD BAŞKANIMIZ İLE İLGİLİ YAZINIZI OKEYLERKEN BİLGİSAYARDAN KAYNAKLANAN BİR HATA SONUCU MESAJINIZI YANLIŞLIKLA SİLDİM KUSURA BAKMA TEKRAR ATARSAN SEVİNİRİM. GALİP KAPLAN
GENEL BAŞKAN YARD

Hüseyin SAVCI    20 Ağustos 2007 15:15
Sevgili Ağabeyim İsmail Hakkı BAYINDIR'ın TEMAD başkanlığına göndermiş olduğu mektubu bilgilerinize ve takdirlerinize sunarım.

Hüseyin SAVCI


Sayın Başkanım,

1. 23 Haziran 2007 tarihinde hürriyet gazetesi ekonomi yazarlarından Sayın Zeynep Göğüş hanımefendiyi OYAK ve Assubaylar ile ilgili bir yazısından dolayı uyardım ve OYAK konusunun TEMAD tarafından AİHM'ye götürülmek üzere olduğunu ve daha geniş ve doğru bilgi alması için sayın yazarı sizlere yönlendirdim. Geriye dönerek doğru bilgilendirme ve TEMAD'a yönlendirme konusunda bana teşekkür etti. Ancak sizlere ulaşıp ulaşamadığı konusunda bir bilgiye sahip değilim. Bu konuyu bir daha da köşesinde gündeme getirmedi. Ayrıca TEMAD'ın, AİHM'ye taşıyacağını kamu oyuna duyurduğu OYAK konusundaki gelişmeler henüz açıklığa kavuşmamıştır.

2. 17 Ağustos 2007 tarihinde Sayın Arif ASLAN arkadaşımızın TEMAD mesaj panosuna geçmiş olduğu bir yazıdan TESUD'un şirketleşme konusunda çalışmaları olduğunu ve TESUD A.Ş. 'nin gündeme getirildiğini öğrendim ve aşağıdaki konuları sizlerle paylaşmayı düşündüm.

3. Neden TESUD A.Ş. kurulmak istenmektedir ? Emekli generallerimizin ve subaylarımızın buna ihtiyaçlarımı var ? Bu girişimler bana çok şeyler anımsatıyor. Örneğin ;

a. Hileli iflas, Hileli şirket birleşmesi, vergi kaçırmak için kurulan paravan şirketler.
b. Kirli siyaset için kurulan yedek siyasi partiler.
c. Yasama dokunulmazlığı,
d. Örtülü kazanç sağlama ve birşeyleri ve bireyleri kamüfle etmek için kurulan vakıflar,
e. Kılıfı hazırlanarak batırılan bankalar,
f. Türkiyenin litarütüründen bir türlü düşmek bilmeyen kırmızı çizgiler ve kapatılan Ordu Pazarları gibi saymakla bitmez.

4. Yöneticilerinin böbürlenerek anlattıkları Sümerbank'ı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'ndan 50.000 YTL'ye alarak kendi bünyesine katan Oyakbank bu gün itibari ile yabancılara satılmıştır. Kim buna dur diyebilmiştir. Sözde, biz OYAK Bank'ta paramızın bir kuruşunu tutmayız diyen insanlar (TEMAD ve TESUD dahil) şimdi nerede ? Kim parasını OYAK Bank'tan çekti ? İrtica ve Cumhuriyetin temel nitelikleri ile iligili olarak sivil toplum kuruluşlarına destek veren emekli silahlı kuvvetler mensupları neden SPK'nın önüne dikilip OYAK Bankın yabancılara satışının engellenmesini istemiyorlar. OYAK genel kurulunda; OYAK'ı 50.000 YTL'ye TESUD A.Ş.'ye sattık şeklinde alınabilecek bir karara kim ne yapabilir ?

5. Türkiye piyasasında ve gündeminde her an ön planda bulunan bazı kişilerin; Ordunun bankası da sigorta şirketi de demir-çelik şirketi de olmaz, böyle bir yapının dünyanın hiç bir yerinde olmadığını ifade etmektedirler. Şeffaf ve rekabete uygun olmadığını söylemektedirler. İktisadi boyutu da piyasa ekonomisi kurallarına uygun değil demektedirler. Ordunun işi ticaret olmamalı, AB ülkelerinde böyle bir yapı yok. Satarlarsa iyi olur. Türkiye bu yükten, asker de bu eleştirilerden kurtulur demektedirler.

6. Ayrıca AB tarafından da, her fırsatta OYAK'ın hukuk devletine tezat teşkil ettiği dile getirilerek birşeylere kılıfmı hazırlanmaktadır ?

7. TEMAD yönetim kurulunun aşağıdaki sorulara cevap bulmasının gerekli olduğunu düşünüyorum.


a. TESUD A.Ş. neden kuruluyor ?

b. Niyet kontrolü için % 50 'si TEMAD'a ait olmak üzere ortaklık teklif edilmelimidir ?


Çalışmalarınızda başarılar dilerim.


İsmail Hakkı BAYINDIR
Emekli Assubay

Yurtsever Büyük    19 Ağustos 2007 15:15
BENCE MİLLİYETÇİLİK İKİNCİSİ


Bizim Türk toplumu olarak ; okuma, araştırma, inceleme ve her konunun kendi içinde ayrıntısına inme hususlarında eksikliğimiz olduğunu düşünüyorum. Bu durum eğitim sistemimizden kaynaklanıyor olabilir. Belkide bu yüzden olaylara objektif bakma yönünde zaaf yaşarken, çifte standart uygulama, peşin hükümlü olma, ideolojilere körü körüne bağlanma konularında pek becerikliyiz. Bunun tarihimizde bir çok örneğinin bulunduğunu en azından tarih kitaplarından okuduk. Ayrıca 80’li yıllar olarak anılan yakın tarihimize ait o meşhur dönemini hepimiz bilmekteyiz. Savunduğunu iddia ettiği ideoloji hakkında 5-6 akıllı cümle kurabilecek bilgisi birikimi olmayan binlerce gencimiz kamplara ayrılarak dövdü, dövüldü, öldü, öldürdü, hapse düştü, işkence gördü,fişlendi,evinden eğitiminden oldu.
* * * *
Emekliyiz ancak, meslek yaşantımızda başımıza gelenlerden kaynaklanan bir çok kırgınlığımız ve küskünlüğümüz var. Bunlar hemen herkesinki gibi roman olabilecek nitelikte ve hatta bir kısmı çok hazin. Buna rağmen örneğin bir 30 Ağustosta, başında genç üsteğmeni veya yüzbaşısı ile birlikte tören bölüğünün protokolün önünden geçmesinin verdiği coşku, bayrama katılan vatandaşlarımızın Mehmetçiğe alkışı tezahüratı beni hala duygulandırır ve göz yaşlarımı tutamam.
* * * *
Diğer taraftan askere giden gençlerimizin günlerce süren törenlerle düğün alayı benzeri organizasyonlarla uğurlanması , Bayrağımızı şehirlerin kasabaların her yerden görülebilecek en yüksek noktalarında dalgalandırma gayreti, onun deseninden don yapılmasına olan tepkimiz bize has, hoş olarak da değerlendirilecek uygulamalarımız.
* * * *
Ancak artık; Beşiktaşlı Muhammet’in Barselona alt yapısına seçilebilmesi , basketçi Mehmet Okur’un NBA da ALL-Stara seçilen ilk Türk oyuncu olmasının verdiği gurur mutluluk yavaş yavaş bunların önüne geçmeli. Bu tür haberlerin dünya basınında yer almasının çoğalmasının etkilerinin farkında olmalı ve enerjimizi benzeri faaliyetlere harcama gayreti içinde olmalıyız.
* * * *
Türkiye’nin yurt dışındaki imajını bozma konusunda baş rol oynayan bir gece yarısı ekspresi filmi var. Yıllardır ve hala, özellikle ermeni diasporasının etkin olduğu Avrupa şehirleri başta olmak üzere tüm dünyada bu film gösterilir. Hatta Fransada Türkiye’yi karalayan bu film için bir sinema salonu tahsis edildiği bu salonda filmin devamlı ücretsiz olarak yıllardır gösterildiği söylenmektedir. (Amerikalı bir tutuklunun Türkiye hapsanelerinde başından geçtiğini ileri sürdüğü olayları anlatan, bu tutuklununda içinde rol aldığı sinema filmi)
* * * *
Ali Nur Velidedeoğlu denen sinema ile ilgili Yurt dışı festivallere katılan bir Türk , sanırım geçen yıl, bu olayın kahramanı, filmde oynayan tutukluya böyle bir festivalde rastlar. Adamla tesadüfen tanışır, konuşur, konu filme gelir, adam başından geçen olayın filmdeki gibi olmadığını, filmde olayın değiştirilerek yalanlar üzerine bir kurgulama yapıldığını, Türkiyeyi kötü göstermeye yönelik sahnelerin kendi başından geçenler olmadığını, kendisinin o tarihte filmde oynamak zorunda kaldığını, karalamaya müdahale konusunda etkili olamadığını özgür iradesi ile yıllar sonra açıklar.Ali Nur Velidedeoğlu’ da bunu röportaj haline getirir.Türkiyeyi yıllarca karalayan bu filmin yalan olduğuna dair bu kanıt You-Tube da yayınlandı.Halada mevcut.
* * * *
Ancak bu video You-Tube de Ajdar’ın nane nane ve çikita muz kılibinden daha az tıklandı.Bu video sitede rekor sayıda tıklansa idi. Ana sayfada listeye girer, daha çok ses getirir ve dünyadada daha çok kişi izlerdi.
* * * *
Şimdi denilebilirki; dünyada, Avrupada daha çok izlense ne olur. Avrupa bize peşin hükümle bakıyor,çifte standart uyguluyor hiçbir şey fark etmezdi. Bence böyle düşünmek biraz kolaycılık ve acelecilik, yönümüz batı diyorsak ,içe kapalı bir toplum olma niyetinde değiliz diyorsak,oyunu kuralına göre oynamalı,sabırlı olmalıyız. Kendi hasletlerimizi ve kültürümüzü muhafaza konusunda gayret göstermeli, ancak gelişen, değişen, küçülen dünyaya ayak uydurmalıyız başka çaresi yok. Ben kısa sürede sonuç alacağımıza inanıyorum.

Ahmet CAN    19 Ağustos 2007 13:09
SEVGİLİ ARKADAŞLAR,
ZATEN ASSUBAY HAZIRLAMA OKULUNA ADIMIMI ATTIĞIM 1969 YILINDAN BERİ EZİKLİK VE UMUTSUZLUK YAŞAYAN EMEKLİ BİR ASSUBAYIM AMA;
ASSUBAYLAR ORG VE TEMAD SİTESİNDE SON GÜNLERDE YAZILANLARI OKUDUĞUMDA BÜSBÜTÜN UMUDUMU YİTİRİYORUM.ŞÖYLEKİ;
BİZLER, BİRİNCİ DERECEDEKİ EMEKLİSİ DAHİ AÇLIK SINIRI ALTINDA GELİRİ OLAN İNSANLARIZ.MUVAZZAFLARIMIZA UYGULANAN ÜCRET POLİTİKASI İSE,"BENİM TEĞMENİM,BAŞÇAVUŞTAN AZ MAAŞ ALAMAZ"TEMELİNE OTURTULMUŞ.YANİ MUVAZZAFIDA,EMEKLİSİDE AÇ OLAN BİR ZÜMREYİZ.BUNA RAĞMEN BAZI AYMAZLARIMIZ HALA VATAN MİLLET VE SAKARYA EDEBİYATI İLE HAMASET YAPMAYA ÇALIŞIYOR.DÜNYA GÖRÜŞÜ KENDİSİ GİBİ OLMADIĞINI SANDIĞI MESLEKTAŞINA ACIMASIZCA SALDIRIYOR.KENDİSİ HER ŞEYİ YAZIP SÖYLEYEBİLİR,AMA KENDİSİNDEN OLMAYAN ASLA.BIRAK KARDEŞİM BU AYAKLARI.BİZ KENDİ ACIKLI HALİMİZE YANIP,BÜTÜN ENERJİMİZİ BU KÖTÜ TALİHİMİZİ DEĞİŞTİRMEK İÇİN HARCAYALIM.O VATAN MİLLET SAKARYA EDEBİYATI YAPMASI GEREKENLER BELLİ VE YAPIYORLAR VE HER DAİM YAPARLARDA.SANA BANA GEREK YOK.NASILKİ HERŞEYİN KAYMAĞINI YERKEN SANA BANA İHTİYAÇLARI YOKSA,BU KONULARDADA YOK.AKILLI OLSANA.KİMSE KUSURA BAKMASIN,KENDİ ARAMIZDA ASGARİ NEZAKET VE SAYGI KURALARINADA UYULMAYAN ANLAMSIZ BİR DİDİŞME İÇİNDEYİZ.YAPTIKLARIMIZIN ÇOĞU LAF SALATASINDAN İBARET.BU ELEŞTİRİMİN EN BAŞINA KENDİMİDE KOYUYORUM.LÜTFEN ARTIK TEK SES HALİNDE ASIL SORUNLARIMIZIN ÇÖZÜMÜNE ODAKLANIP,SONUCA GİDİLEBİLECEK YOLU HER NE PAHASINA OLURSA OLSUN BULALIM.SAYGILARIMLA.

Ersen Gürpınar    19 Ağustos 2007 12:47
http://www.blog.milliyet.com.tr/ersengurpınar
Saygıdeğer Arkadaşlarım
Basında bizlerle ilgili olumlu ve olumsuz yazıları sık,sık görüyoruz ancak tüm basını takip etme (özellikle internet) olanağımız olmadığı için dikkatimizden kaçan bazı konular olmaktadır. Mynet mesaj grubumuza Sn.Hakan Hezer'in taşıdığı ve Memurlar net sitesindeki bir haber ve yorumlarını birçoğumuz esefle okuduk biz bunları hak etmiyoruz burada Temad'ın destek yazısını eleştirmiyorum Genelkurmayın bildirisini eleştirme cesaretini bulamıyan ruhu karalar vur abalıya misali herzaman olduğu gibi bizleri eleştirmiştir. Ne yazıktır ki buna yine Genelkurmay sessiz kalmıştır. Bizim haksızlıklarımızla ilgili yazılara tepki gösterilmesine rağmen bu konuya seyirci kalınmıştır Geçte olsa bu konuya yazacağımız seviyeli tepkilerle kendimizi tanıtma imkanı bulacağız Benim Memurlar net yönetimine yazdığım yazı umarım birçok kişi tarafından okunur sizlerde bu yazının altına düşüncelerinizi yazmanızı istirham ediyorum. İyi gün dileklerimle
http://form.memurlar.net/topic.aspx?id=339132

MEHMET ALİ KILINÇ    18 Ağustos 2007 21:31
UYANIK OLALIM...

Değerli Meslektaşlarım...
Aklımın erdiği, dünyayı, ülkemde olup bitenleri izleme yeteneğine sahip olduğum son kırk yılda ve özellikle son beş yılda şu senaryo daima, tekrar tekrar oynanmıştır. Bir sivil toplum örgütü, bir kooperatif birliği veya bir devlet kuruluşu birileri tarafından kendi amaçlarına hizmet etmediğine inanılıyorsa değişmeyen yöntemlerle ele geçirilmeye, çalışılmış, ele geçirilememişse, kendine hizmet etmiyorsa fonksiyononu yapamaz duruma düşürülmüştür.
Nasıl mı? Kuruluşun içinde bulunan kişiler birbirine düşürülerek. Gerekirse yasalar çıkarılıp kendine hizmet etmeyen kurumun fonksiyonları başka bir kuruluşa devredilip eskisi görüntü olarak yerinde durduğu halde fonksiyonları sıfırlanarak. Eskisini yok etmeye gücü yetmiyorsa yanına paralel aynı fonksiyonlarda yeni bir kurum kurdurarak(TÜSİAD-MÜSİAD). Ne yapıp edip gerekirse kurum içindeki adamları çeşitli yöntemlerle satın alıp demokratik yönemleri kullanıp kurumu ele geçirerek. Bu yönemlerde de başarılı olamazsa yasal yetkilerini zorlayarak kurumu zor durumda bırakıp görevini yapamaz duruma getirerek (Karadenizdeki fındık sorunu ve FİSKO BİRLİĞİN başına gelenler )
Son zamanlarda TEMAD Mesaj panosunda ortaya çıkan, provakasyon kokan mesajlar ve Halil Ergenli arkadaşımızın deyimiyle "sanal efelere" biraz da bu gözle bakalım diyorum. Saygılarımla

zeki akdeniz    18 Ağustos 2007 12:42
sayın mehmet gürçay'ın yazısından da anlaşılacağı üzere zihnimde oluşan bazı tereddütlere cavap bulmam daha kolay oldu.tabiki bu benim şahsi düşüncem.Temad mesaj panosuna bakıldığında sadece belli bir siyasi oluşumun(hadi onu da söyleyeyim:Adı sol fakat görüşleri hiç de öyle olmayan,kendi görüşü dışındakileri ve kendilerine oy vermeyenleri cahil,aymaz,satılık,iktidar yalakaları vb.(yazan mehmet kaya temad panosu)diye Atatürk'ün EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ ULUSUNDUR"vecizesine rağmen milleti markalayan temad yönetimine faaliyetlerinden dolayı (hangi faaliyetler ise ) takdirlerini sunan kişilerin oluşturduğu bir dernek göruntusu vermektedir.Temad yönetimi ise küçük olsun benim olsun,Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın,olumlu da olsa kimse eleştiri de bulunmasın(çünkü bu tür yazıları yayınlamıyorlar)türünde devam edelim zihniyeti hakim.sanılmasın ki bütün camianın görüşleri panoda yazılan gibidir.ama bütün bunlara rağmen ben hala ümitliyim.
herkese saygılarımı sunarım.

Haluk TIRAVOĞLU    18 Ağustos 2007 11:17
YALOVA TEMAD�

BİR GURUR ABİDESİ.

İstenince oluyor,

Yalova�dan söz ediyorum. Yalova TEMAD�dan.

Her gittiğim yörede nerede bir TEMAD görsem hemen ziyaret ederim, mıknatıs gibi çeker beni, aynı düşüncede birleşmiş topluluklarla sohbet, fikir alışverişi, onların düşüncelerinden yararlanmak feyz almak, ortak sorunları paylaşmanın verdiği hazzı hissederim, nefes alırım yalnız olmadığımı anlarım.

Yine öyle oldu. 1 aya yakın süredir sivil denizcilikle ilgili özel bir seri eğitim için Gölcük Karamürsel Meslek Yüksek Okulu�ndayım, yani yuvadayım. Geçen cumartesi (11 AĞUSTOS 2007) Yalova TEMAD�ı ziyaret etme fırsatımoldu.

Yalova TEMAD�ı ziyaret ederseniz gördüklerinize sakın şaşırmayın yok yok ya da şaşırın şaşırın.

Yalova TEMAD�da astsubay sorunlarından uzak tüm dikkatini oyuna vermiş üyeler göremezsiniz,

Yalova TEMAD�da sizi keskin bir anason kokusu karşılamaz,

Yalova TEMAD�da sigara dumanı yoğunluğundan görme ve nefes alma sorunu yaşamazsınız,

Yalova TEMAD�a ilk gittiğinizde karşılaşacağınız bir sıcak �hoş geldiniz� dir. Kararlı, onurlu, ne yaptığını bilen, ne yapacağını bilen bir çift bakış karşılar sizi.

Siz hiç evinizden 500 km. uzaklıkta kendinizi evinizde hissettiniz mi?

Ya da, �Evet ben buraya aitim, benim yerim burası� dediniz mi?

Ya da, emekli bir astsubay olarak geleceğe umutla baktınız mı? hiç.

Lokal yok, mütevazi bir apartmanın 4. katında, kapı açılınca bilgi, kültür, eğitim ve mücadele kokan bir hava ile karşılaşıyorsununz.

Sürekli fikir üreten her şeyden önemlisi fikirleri hayata geçiren, astsubay sorunlarının çözümüne katkının yanında kentin yönetimine ortak bir SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ. Bulunduğu ve adını onurla taşıyan kentin tüm üst yöneticilerinin taktirine mahzar olmuş adı telaffuz edilince saygıyı çağrıştıran ve önünde ceket iliklenen bir sivil toplum örgütü Yalova TEMAD.

Toplam 150�ye yakın üyeden aidat alabiliyorlar (ama bu sayı her geçen gün artıyor). Bir apartmanın 4. katında bir antrede karşılanıyorsunuz. Girişin her yanı Yalova TEMAD�ın yerel basınında faaliyetlerini gösteren sayfalara ayrılmış. En büyük odayı toplantı salonu yapmışlar, bir U masa var, amacı belli, faaliyet fışkırıyor her yerinden. Duvarlar assubayları anlatıyor özenle hazırlanmış tablo ve panolarla.

Kentin en önemli ve büyük özel hastanesiyle ilgili özel bir anlaşmanın yoğun hazırlığı içindeydiler ben gittiğimde. Bu hastaneyle özel bir anlaşma yapacaklar, assubaylar kaliteli ve özel bir sağlık hizmeti alsın diye.

Yalova�da 10 u aşkın firma TEMAD kartını gösteren üyeye %20-30�lara varan indirimler yapıyor (sevgili Hakan HEZER�in kulakları çınlasın, canım arkadaşımın hayata geçirmek istediği en büyük projesi) ve bu firmalar TEMAD logosu taşıyan ilan panolarıyla bunu duyuruyorlar.

Kentin sahil boyundaki ünlü lokantaları yine aynı uygulamayı yapıyor.

Toplu yemek ve davetlerde TEMAD�a özel fiyat politikaları uyguluyorlar.

Resmi ve özel tüm girişimlerde TEMAD olumlu veya olumsuz tepkileriyle kentin yönetimine ortak oluyor ve görüşlerine itibar ediliyor.

Bölgedeki askeri kurumlarla sürekli irtibat halindeler, ilk aklıma gelen Donanma Komutanlığı ile birlikte ortak çalışmalar yaparak, Deniz Kuvvetleri�ne astsubay yetiştiren Deniz Asssubay Meslek Yüksek Okulu�nun kendi kentlerinde olması bilinciyle sürekli irtibat halindeler. Mesleğe gönül vermiş gençlerimize daha şimdiden TEMAD�ın var olduğunu hissettiriyorlar.

15 kişiyle başlanan emekli assubayların haklı mücadele adresi ve örnek Sivil Toplum Örgütü TEMAD Yalova�da çığ gibi büyüyor.

Yalova�da TEMAD denince akla, kahvehane meyhane gelmiyor. Nezih, nitelikli, kişilikli ve özgün bir sivil toplum örgütü geliyor.

Yalova TEMAD valisinden belediye başkanına , halkıyla da bütünleşmiş bir gurur tablosu olmuş bu güzel sahil kentinde.

Yalova TEMAD üç kuruş para gelecek diye işletmeci firmaların ağzının kokusunu çekip kendini kullandırtmıyor.

Yani burada her şey assubayların haklı mücadelesinin düzeyli savunmasına adanmış.

Yani istenince oluyormuş.

Yani önce istemek lazımmış.

Yalova TEMAD�ın yüreği assubaylar için çarpan, seçkin, eğitimli, nezih ve kişilikli yöneticilerini ve astsubay sevdalısı emekli assubaylarını bir kez daha kutluyor, bu çalışmaların tüm şubelerimize örnek olması temennisiyle önlerinde saygı ile eğiliyorum.

En derin saygılarımla.

Haluk TIRAVOĞLU
(E) Dz.Asb.

Mesut MAVİTUNA    18 Ağustos 2007 11:08
Değerli Meslekdaşlarım ve Temad Yöneticilerimiz

Bu sitede normal bigi içeren yazılarımız yayınlanmaz ve yayına soktuğunuz arkadaşımızın yazısını yayından kaldırırken, iktidarı öven ve ona oy verdiğini beirterek, YÜCE ATATÜRKÜMÜZ'e atfen kurulmuş olan, Atatürkçü Düşünce Derneğini karalayarak dil uzatan ve zamanında sözde sosyal demokrat olduğunu söyleyen kişinin bu tarz yazılarına nasıl yer verdiğinizi ve halen ekranda kalması beni ve benim gibi düşünen MUSTAFA KEMAL in askerlerini derinden üzmektedir.

BU TÜR SİYASİ İÇERİKLİ KİŞİSEL DÜŞÜNCELERİ ARAMIZDA BESLEYİP TEMAD DERNEĞİMİZİN TARAFSIZLIĞINI BOZDURMAYALIM.

Bizler bu vatanın ekmeğini yedik ,haksızlıklar olmasına rağmen yemeye de devam ediyoruz. Dernek olarak her partiye aynı mesafede olmak benim düşünceme göre ilkemiz olmalı ve günlük siyaset için parti propagandası yaptırmamalı ve yapmamalıyız.

Partiler gelip geçicidir. Ancak TÜRKİYE CUMHURİYETİ VE ATATÜRK İLKE VE İNKİLAPLARI İSE, SONSUZA KADAR YAŞAYACAKTIR. Yaşatacak olanda ATATÜRK İLKE VE İNKİLAPLARINA İNANMIŞ MİLYONLARCA KEMALİST OLACAKTIR.

Saygılarımla

Mehmet GÜRÇAY    18 Ağustos 2007 00:23
İyi günler Meslektaşlarım;
Sizlere yakın zamanda, TEMAD ile ilgili bir olayı anlatmak istiyorum.
Malumunuz, Ülkemizde bir genel seçim olgusunu yaşadık, Bu seçim döneminde birşeyler yapma gereğini düşünerek ve aynı zamanda bu dönemler birçok uygun pozisyonların oluştuğu bir zaman olması nedeniyle kendimce iyi olduğunu düşündüğüm bir çalışma gerçekleştirdim. Düşünce olarak, Emekli Assubayları ve dolaysiyla TEMAD'ı kamuoyuna tanıtmak,Gücünü göstermek ve Siyasi Erk'in dikkatini çekmek aynı zamanda güçlü bir Sivil Toplum Örgütü oldumuzu göstermek amaçlı bir çalışmaydı.
Malumunuz Sn.Hulki CEVİZOĞLU Ankara 1 Bölgeden Bağımsız M.V.Adayıydı. Sn.Cevizoglu ile irtibata geçerek TEMAD ile tanışmasını sağladım.TEMAD Gn.Merkezinde 2,5 saat Gn.Bşk. ve yönetim Kurulu ile birlikte görüşme yapıldı. Sn.Cevizoğlu'nun isteği seçimlerde destekti. Tabiki İnsanların Hür iradesine ipotek koymak söz konusu olamaz,Ancak Gn.Merkezin bu fırsatı iyi değerlendirmesi gerekirdi. Bu Konuda Gerek Gn.Bşk. Gerekse yönetimdeki Bşk.yardımcıları ile Konuşmamda Özellikle KANALTÜK Tv.de a canlı yayın talebinde bulunulması ve yazılı basında da TEMAD hakkında haber yapılmasını istemelerini rica ettim. Canlı yayında da Assubayların sorunlarından ziyade TEMAD'ın Tanıtılması,Gücünün Anlatıması,Çalışma prensipleri açısından Ne denli Güçlü Bir Sivil Toplum Örgütü olduğunun anlatımasını rica ettim. Zira ö dönemde ve Seçim Kargaşasında Assubayların sorunlarının anlatımasının bir anlam ifade etmeyeceğini anlatmak istedim.O dönemde Gücümüzü ve Varlığımızı anlatabilseydik,
Siyasi partiler ve adaylar mutlaka TEMAD'ın kapısından eksik olmayacaktı. Aynı Zamanda Bugüne kadar bel bağladığımız o malum kurumların da dikkati çekilmiş olacaktı.Sn.Cevizoğlu'nun Mütakip seferlerde, canlı yayına davet etmesine rağmen Sn.Gn.Bşk.MustafaEROL bey ve Yönetimdeki Bşk yardımcıları malesef Canlı yayına çıkmaktan imtina etmişlerdir. Sn.Gn.Bşk.ı Zar zor ikna ederek Telefonla Canlı yayına bağlanmasınısagladık.1 'incisinde dörtgün öncesinden haberli olmasına karşın hazırlıksız gereksiz bir konuşma yapılmıştır.İkinci Telefon Görüşmesi için.Sn.Cevizoğlu'nun Gece 0,30 da Sekreteri beni arayarak "Gn.Bşk.Mustafa beye Ulaşamıyoruz.lütfen siz irtibada geçin de telefonla canlı yayına bağlanacağız" diyerek ricada bulunmuştur. Randevusu olan Sn.Gn.Bşk.ESKİŞEHİR'de Nişan töreninde buldum ve lütfen, irtibata geçmesini sağladım.
Daha sonraki Ceviz Kabuğu Proğramında Canlı yayına davet etmesine karşın Sn.Gn.Bşk.tatile gitmesi nedeniyle ne kendisi nede Bşk.Yardımcılarından canlı yayına çıkma zahmetinde bulunmamişlardır.Benim ısrarıma karşı bakarız deme lütfunda bulunmuşlardır. O hafta Sn.TESUD .Gn.Bşk.canlı yayına çıktı malesef bizimkiler çıkmadılar. Sn.Cevizoğlu Proğram sonunda canlı yayında sitemini dile getirmiştir " Sivil Toplum Kuruluşları,dernek yöneticilerini sorunlarını anlatmaları için davet etmemize rağmen katılmamışlardır"diyerek, çelişkiyi dile getirmiştir.
Tabi bu olaylar esnasında okadar çok Kapris.ve komplekslerle karşılaştım ki malesef onları burada yazamayacağım. Tabi Sn.Hulki CEVİZOĞLU'nun TEMAD YARARINA diğer önerileri ve Gn.Mrk.Sözverip te yerine getirmediklerini malesef yazamayacağım.
Sayın meslektaşlarım bu olayı yazmamdaki amaç biz assubayları artık bazı şeylere dur dememiz gerektiğinin bilincine varmamız lazım diye düşünüyorum.
Sayın meslektaşlarım; Bu arada bir konuyu belirtmeden geçemiyeceğim,BenTEMAD Gn Merkezine hayatımda İlk olarak Sn.Cevizoğlu ile birlikte gittim.Birdaha da gitmedim. İrtibatım hep telefonla olmuştur.Bazı meslektaşlarımın bu olayı anlatmamın farklı yorumlanmaması için açıklama gereğini duydum.
Sn.Meslektaşlarım; Şimdi size soruyorum, Sn. TEMAD Gn.Bşk'ı ve Yönetim Kurulu Acaba Sn.Cevizoğlu'nun bırakın kendisine Sekreterine dahi Ulaşma şansları var mı? Düşünün birkere Ceviz Kabuğu Proğramı En az 5-6 Saat sürmekte. Acaba TEMAD Gn.Bşk.'ı ve Yönetim Kurulu 1 yıllık Tüm Gelirlerini verse bu kadar zaman süresince Televizyonda Canlı yayında kalma şansları var mı?
Lütfen bu kaçırılmış fırsat için Düşüncelerinizi paylaşmak isterim.
Saygılarımla.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

MEHMET ALİ KILINÇ    17 Ağustos 2007 22:17
MEVLÜT MÜRSEL UZUN TEMAD KAYSERİ İL BŞK.
YER:
Kayseri

Tarih:
17 Ağustos 2007, Cuma
08:00


DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIM

AK PARTİ İKTİDARINA OYBİLİNÇLİ BİR VERMİŞ ŞEKİLDE OY VERMİŞ SOSYAL DEMOKRAT PARTİDEN BELEDİYE BAŞKANLIĞI YAPMIŞ BİR KİMSE OLARAK HUZURLUYUM VE BU İKTİDARA KARŞI DA GÜVEN DUYUYORUM. kİEM NE DARSE DESİN ADD GİBİ ODAKLARIN ÜLENİN HUZURUNU BOZMA GAYRETLERİ BOŞA ÇIKMIŞ,TABİR CAİZSE ANADOLU TABİRİYLE KEPMİŞTİR. BU ODAKLARIN BU ÜLKEYE LAF SALATASINDAN BAŞKA VERECEĞİ HİÇ BİR ŞEY YOKTUR. BEN SİYASİ ORTAMDA YAŞARKEN EN HAYIRLI KARARI VERMİŞ OLMANIN HUZURUNU YAŞIYORUM. BÜYÜK TÜRKİYE İDEALİ ANCAK AK PARTİ İTİDARI SAYESİNDE GERÇZEKLEŞECEĞİNEOLAN İNANCIMLA SOLCU ARKADAŞLARIMIN DOAHA SAĞLIKLI DÜŞÜNMESİNİ DİLİYORUM...

Değerli Meslektaşlarım...
TEMAD Kelimesi Bildiğim kadarıyla\\\" Türkiye Emekli Assubaylar Derneği \\\" kelimelerinin kısaltımışı olup bir meslek le ilgili
moda adıyla sivil toplum örgütüdür. Bir siyasi parti değildir ve bu derneğe üye olanların da doğal olarak aynı fikirde olmaları beklenemez.
Temad\\\'ın faaliyet alanı tüzüğünde tarif edilmiştir. Ama bir dernek olarak en başta gelen görevlerinden biri emekli meslektaşlarımız arasından
derneğe üye olanların sayısını artırmaktır. Bunu nasıl yapacaktır? Mümkün olduğu kadar üyeler arasında olabilecek fikir ayrılıklarını arka plana
atmalı, asagari müşterekleri ön plana çıkarmalıdır. Doğru olanı budur. Bu platformlarda mümkün olduğu kadar birlik beraberliği engelleyici siyasi
görüş ayrılıkları tartışılmamalıdır.
Yukarıda alıntı yaptığım yazıda biraz anlam bozukluğu olsa da, anladığım kadarıyla, \\\"Atatürkçü Düşünce Derneği\\\" ADD\\\'ye hakarete varacak şekilde
dil uzatılmaya kalkışılmıştır. Cevap vermek zorunda kalıp bu platformları işgal ettiğim için meslektaşlarımdan özür diliyorum. Temad ilgilileri böyle bir yazıyı mesaj panosuna koymamış olsalardı ben de cevap vermek zorunda kalmayacaktım Bilmeyenler için tekrar anımsatayım. ADD harfleri bu devletin kuruluş
felsefesi olan Atatürk\\\'çü düşünceden almış derneğin adıdır. Ben de o derneğe üye emekli bir Assubayım. Kendimi solcu olmaktan ziyade yurtsever olarak tarif ederim.
Bu derneğin huzursuzluk kaynağı addedilmesini kendime, ülkeme, geçen 85 yıla hakaret kabul ederim. Ne yapalım kimileri ne kadar üzülürlerse üzülsünler
Türkiye Cumhuriyetini bir Nakşibendi Şeyhinin değil arkasında Çanakkale Zaferi olan Mustafa Kemal\\\'in öncülüğünde kurulduğu gerçeğini değiştiremezler.ADD\\\'de isminden de
anlaşılacağı üzere Mustafa Kemal yolunu izleyen bir dernektir.
Bu konuda verilebilecek cevaplar sayfaları değil kitap ciltlerini doldurabilir. Bu cevaplarla bu platformları meşgul etmek istemiyorum, gerekirse verebilirim.
Tekrar ediyorum herkesin aynı düşüncede olmasını beklemiyorum. Bu platformlarda birlik ve beraberliğe zarar verecek davranışlardan kaçınmak ben sade üyenin görevi olduğu gibi genel merkezin ve hele bir şube başkanın öncelikli görevidir. Bu sorumluluk duygusu içinde kısa kesmek istiyorum. Aynı anlayışı ADD derneğine huzur bozucu yaftasını yapıştıran sorumluluk sahibi zattan da bekliyerek bu platformda birlik beraberliğe verdiği zarardan dolayı özür dilemeye davet ediyorum.
Sonuç olarak;ülkemizin bu zor günlerinde kendinizi bir role soyunmak zorunda hissediyorsanız lütfen Kurtuluş Savaşı yıllarında Konyalı Delibaş Mehmet değil, Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi olunuz. Saygılarımla..

MEHMET ALİ KILINÇ

Yukarıdaki mesajı Temad Genel merkezi mesaj panosuna yazdım. İki saat yayında kaldıktan sonra kaldırıldı. Kaldığım yerden daha fazlasıyla devam ediyorum. Vedikleri oyların sonucu yaptıklarından mutlu olanlar varsınlar olsunlar. Şunları hatırlatmakta fayda görüyorum. 15 Mayıs 1919 da İzmire çıkan işgalci Yunan ordusuna karşı gelmenin şeriata aykırı olduğu fetvasını veren, işgal kuvvetlerini dahi kitabına uydurup, meşru gösteren çevreler vardı. 19 Mayıs 1919 da Samsuna çıkan Mustafa kemalin arkasında bırakınız %47 oy desteğini boynunda idam fermanı asılıydı. \\\"Biz zenginliği istediğimize, ilmi isteyene veririz\\\" şiarına uyarak halkının bir kısmını peşinen açlığa mahkum edip, çözüm olarak onları ramazan çadırlar ve askıda ekmek yöntemini gösterenlerle, sadaka ekonomisiyle bizim işimiz olamaz. Birilerinin kapısında yalakalık yapıp sadaka bekler durumda olmaktansa aç kalıp hakları için haysiyetiyle mücadele eden emekli assubay olmayı tercih ederim

M. Ali KILINÇ
Yönetici yorumu Yönetici yorumu:
Kişilerin siyasi tercihleri üzerine kimse ipotek koyamaz ancak bu tür yazılar siyasetle uğraşması yasak olan bir derneğin mesaj panosunda yer almamalı idi bu arkadaşımızın İl başkanı olarak bu açıklamayı yapması bunun Temad sitesinde yayınlası talihsizliktir, Fikir özgürlüğü adına yayınlandığı iddia ediliyorsa karşı fikir olan Sn.Kılıçın yazısının yayından kaldırılması da talihsizliktir.

erencan    17 Ağustos 2007 18:48
Sayın BURKAY , ellerine sağlık. Kim ne derse desin , ne düşünürse düşünsün , biz hakl1y1z ve susmayacağ1z. Sayg1lar1mla.

mehmet burkay-antaly    17 Ağustos 2007 11:05
KİMLER BİZLERİ BU HALE GETİREREK FAKİRLEŞTİRDİ ?


Bizler ; T.S.K de ön saflarda ve en zor şartlarda görev yapan, bir camianın mensuplarıyız.Bizler Mehmetçik e yön veren,Astlarını eğiten onlara öğretmenlik yapan,uçakları uçuran,tankları yürüten,Gemileri yüzdüren ŞEREFLİ BİR CAMİA NIN mensuplarıyız.Bizler yazın sıcağında hudutlarda,kışın ayazında en sarp dağlarda nöbet tutan,gözlerini kırpmadan, Vatan için canını feda eden, fedakar bir camianın mensuplarıyız.BU GÖREVLERİMİZLE DE HER ZAMAN ÖVÜNECEĞİZ.
Hizmetin fazlasını, sırtımıza yükleyerek,sefasını da subaylara layık görmek, doğru ve etik olmadığı gibi, hiçbir vicdan da bunu asla kabul etmemelidir.Yapılan bunca hizmet ve fedakarlığın karşılığını asla parayla da ölçmek istemiyoruz.1987 yıllarında çalışan asb.kd bçvş.lar, bir binbaşı maaşı kadar ücret alıyorken,Şimdi çalışanın maaşı neden bir ütğm.maaşının altına düştü? NEDEN AÇLIK SINIRINA KADAR İNDİRİLDİK.KİMLER BİZLERİ BU HALE GETİREREK FAKİRLEŞTİRDİ. Yoksa;
1- Assubayların çocuklarının üniversitelerde okuyarak, ülke yönetimlerinde söz sahibi olması birilerini rahatsız mı ediyor?
2-Assubay çocuklarını Meclis başkanı,Belediye Başkanı,Milletvekili,Bakan veya Bürokrat olarak görenler bu durumdan rahatsız mı oldular? da maaşlarımızı bu kadar güdük bırakarak, çocuklarımıza da ceza vermek mi istediler.
Oysa bizler, sivil hayatımızda aç da kalsak, T.S.K. in şerefini asla zedelemedik,zedelemeyeceğiz.Görevimiz esnasında da, Devletimiz in malını çalarak,EMEKLİ OLDUKTAN SONRA , HİÇ DE YARGILANMADIK.
1 Derece dedik olamadı.631 sayılı kanun hükmünde kararname ile Yarbaylara kadar verilen tazminatlar, binbaşı ve astsubay kd.bçvş.lara da verilmesi gerekirken, tazminatlarımızı alamadık. Çalışanımızın Hali perişan, HIRSIZLIK MI YAPSIN ? Emeklimizin hali perişan, DOLANDIRICILIK MI YAPSIN? Asla Böyle bir davranışı tasvip etmiyoruz .Ancak ;Geçim standartlarımızı, müstehak olduğumuz, ailemizi geçindirecek, bir gelir düzeyine getirilmesini istiyoruz.Bir emekli kd.Bçş.un 3 aylık maaşı bir emekli albayın 1 aylık maaşına eşittir.BUNU HANGİ VİCDANA SIĞDIRIRSANIZ SIĞDIRINIZ…
BİZLER DE T.S.K. DE , ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİNİ VE LAİK CUMHURİYETİ KORUMAK İÇİN YEMİN ETTİK.GÖREVLERİMİZİ BAŞARI İLE TAMAMLAYIP EMEKLİ OLDUK.SON UYGULAMADA, 631 SAYILI KANUN HÜKMÜNDEKİ KARARNAMENİN, YARBAY SEVİYESİNE KADAR UYGULANARAK;BİNBAŞILAR LA ASB.KD.BÇVŞ.LAR, BUNUN DIŞINDA BIRAKILIP, HAKLARIMIZ ADETA GASP EDİLMİŞTİR. T.S.K.İ SEDECE YARBAY VE DAHA YUKARI RÜTBELERDEN Mİ OLUŞUYOR?. .BİZLERE, ÖMRÜMÜZÜ VERDİĞİMİZ MESLEĞİMİZ DE, BAŞKA BİR ZANAAT DA ÖĞRETMEDİNİZ Kİ, SİVİL HAYATIMIZDA O İŞLERLE UĞRAŞARAK, GEÇİMİMİZİ TEMİN EDELİM. BİZLER KİMSEDEN SADAKA DA İSTEMİYORUZ.VERİLMEYEN HAKLARIMIZIN İADESİNİ İSTİYORUZ. T.S.K.İN YÜKÜ ASSUBAYLARIN OMUZUNDA OLMASINA RAĞMEN, HER NE HİKMETSE HAKLARINI ALMAKTA SAHİPSİZ KALARAK NEDEN GÜÇLÜK ÇEKMEKTEDİRLER? BİZLER DE KIBRISTA EN ÖN SAFLARDA SAVAŞMADIK MI? BİZLER DE P.K.K.YA KARŞI OPERASYONLARDA GÖREV ALMADIK MI? BİZLER Kİ, ONCA ŞEHİTLER VERMEDİK Mİ? VATANDAŞLARIMIZIN, HUZUR VE GÜVENİNİ TEMİN İÇİN YURT SAVUNMASINDA BİRLİKTE NÖBET TUTMADIK MI? SİZLERİN OLDUĞUNUZ YERDE, HER ZAMAN BİZLER DE OLMADIK MI? AMA NE ÜZÜCÜDÜR Kİ SİZLER,HAKLARIMIZIN VERİLMESİNDE BİZİM YANIMIZDA OLMADINIZ Kİ....
AYRICA 58. YASAMA DÖNEMİNDE , İKİNCİ DEFA ÇOĞUNLUKLA GELEN, İKTİDARDAN BİZ ASSUBAYLARIN HAKLARININ İADESİ HUSUNDA, GAYRET VE ÇABALAR GÖSTERİLMESİNİ BEKLİYORUZ .İÇLERİNDE ASTSUBAY ÇOCUKLARININ VE KÖKENLERİNİN ASTSUBAY OLDUKLARINI BİLDİĞİMİZ MİLLETVEKİLLERİMİZ VAR.ONLARIN BİZLERİ DAHA İYİ ANLAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ. LÜTFEN ARTIK ŞU ASSUBAYLARIN FERYATLAINA KULAK VERSİNLER.BİZLER SENDİKALI BİR TOPLUM DA DEĞİLİZ .YANİ DEVLETLE KARŞI KARŞIYA PAZARLIK YAPMAK GÜCÜMÜZ DE YOK .DEVLETİMİZİN BİZLERİN DURUMLARINI TESPİT VE ANLAMASINI BEKLİYORUZ.AMA SENDİKALILARIN, ÇALIŞAN VE EMEKLİLERİ MAALESEF,BİZLERDEN DAHA MÜREFFEH BİR HAYAT YAŞAMAKTADIRLAR. ŞUNU DA ANLAMAKTA GÜÇLÜK ÇEKİYORUZ. HAKİM’E,POLİS’E ,İMAM’A VE DİĞER DEVLET MEMURLARINA VERİLEN EK İYİLEŞTİRMELER HİÇ KİMSEYİ RAHATSIZ ETMİYOR DA,ASSUBAYLARIN VERİLMEYEN HAKLARINI İSTEMELERİ, HERKESİ RAHATSIZ VE HUZURSUZ ETMEKTEDİR.HER5KES BAŞINI ÖNÜNE EĞİP DUYMAMAZLIKTAN GELMEKTEDİRLER. HATTA HAKLARIMIZIN ALINMASI HUSUNDA, BİZLERE DESTEK VEREN, ÇOK DEĞERLİ YAZARIMIZ , U M U R T A L U’NUN BİLE, YAZDIĞI YAZISININ İÇERİĞİNE BİR KULP TAKILARAK, TECZİYE EDİLMESİ YOLU TERCİH EDİLMEKTEDİR. NE U M U R T A L U, NE DE BİZLER, SUÇLU DEĞİLİZ ASIL SUÇLULAR HAKLARIMIZI VERMEYENLERDİR.BU FERYATLAR HAKLARIMIZI ALINCAYA KADAR DA HANG,İ SUÇLAMALAR YAPILIRSA YAPILSIN, DEVAM EDECEKTİR…..SAYGILARIMLA
Mehmet Burkay
Antalya TEMAD şb.sekreteri
Yönetici yorumu Yönetici yorumu:
Sayın Meslekdaşım
Bizim terimizi ve kanımızı ŞAŞAL SUYU zannediyorlar ki bizim başlangıç derecelerimizi başta emniyet hizmetleri sınıfı personeli olmak üzere birçok devlet memurundan daha alt derece ve kademeden başlatıyorlar tazminatlarımızı ödemiyorlar bunların sorunlusu siyasiler değildir onlar teklif edilen yasaları görüşürler bu kadar haksızlığa rağmen ÜLKESİNİ BU KADAR SEVEN BİR BAŞKA MESLEK VARMIDIR?HAKLARIMIZIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ ONURU OLAN HERKEZ BU DAVANIN İÇİNDE OLMALIDIR E.G.

veli    17 Ağustos 2007 08:40
http://05426012516
Ben 1964 y1l1nda Çerkeş'te doğdum 1979 y1l1nda Çankırı Assubay Hazırlama Okuluna girdim.1980 yılında devre kaybettim Okul numaram 1134 iken 3113 oldu 1983 yılında okuldan atıldım.1984 yılında askere gittim. İzmir Narlıdere çavuş tlm. halen Ankara\'da Y1ld1r1m Beyaz1t E.A. Hastanesinde çalışmaktayım.2000 yılının temmuz ayında okul bahçesinde buluşmaya bir ben ve Yunus Kazandere geldi.Gelmeyen arkadaşlara çok k1rg1n1m. SELAMLAR ...!Veli ÇAKIROĞLU 05426012516


3753
Mesaj Defteri yazıları