MESAJ PANOSU

Mesaj Defterine Yazın


MESUT MAVİTUNA    07 Eylül 2007 13:46
Alıntı yaptığım bu yazının bütün vatanseverler tarafından okunmasını ve gerçek olayların birkez daha gözler önüne serilmesini istedim.
BÜTÜN DÜNYADA, KENDİNİ TÜRK MİLETİNİN BİR FERDİ OLARAK GÖREN VE KABUL EDEN HER TÜRK'ün, TÜRK'den başka dostu yoktur.
Kalelerimizin ve Tersanelerimizin dost görüntüsü içinde bulunan kahpe, hain ve sinsilerce işgal edilmeden ve millet olarak fakru zaruret içinde bulunmadan olayları çok iyi takip etmesi ve uyanık olması şarttır.
Tehlike daima ufacık bir kıvılcımdan çıkar.
Hem DEVLETİ hemde MİLLETİ yakar.

Saygılarımla

..GENELKURMAY
BAŞKANIMIZ "ONLAR TERÖRİST" DEDİ..
ŞİMDİ KALKMIŞ MÜTAREKE BASINI. OTURMUŞ BU GECE..
NASIL OLUR EFENDİMİ? KONUŞUYORLAR.. EEE PES YANİ.. EVET..ONLAR TERÖRİST, EVET ONLAR ELİ KANLI İMRALI ÇİYANININ, ÇİYANLARI.. NE GÜNLERE KALDIK TANRIM.. EVET GÜN GELİR TÜRK'ÜN ÖFKESİ GÖK KUBBEYİ BAŞLARINA YIKAR YA DA YIKACAK..
Saygıyla.
G.İrhan

KAN UYKUSUNDA'DA BAHSEDİLEN, BİNGÖLDE 33 ŞEHİT VERDİĞİMİZ O TALİHSİZ OLAYI TANIKLARI ANLATIYOR!!
MUTLAKA OKUYUN!!

"Otobüsün kapısını o açtı"

Röportaj:Gülden AYDIN

33 erin şehit olduğu 13 yıl önceki katliamdan sağ kurtulan üç asker, yaşadıklarını anlattı.

Yıl 1993. Malatya'dan iki sivil midibüse biniyorlar. Hepsi sivil giysili. Üniforma ve postalları çantalarında. Hiçbirinde silah yok, kendilerine refakat eden tek bir askeri personel de. Saat 18.00. Bingöl'e 10 kilometre var. Dağlık, dar bir yol. Birden silah sesleri yankılanıyor. İlk virajı geçtiklerinde, 50 PKK'lının karşı yönden gelen Bingöl Tur'a ait bir otobüsü durdurup, çoğunluğu terhis olmuş ya da dağıtıma giden sivil erlerden oluşan 50 yolcuyu esir aldığını görüyorlar. Şoföre bağırırlar; 'Geri dön!' Şoför oralı olmaz. Zaten 4 saatlik yolda 3 mola vermiş... Otobüsün kapısını, 'Orada ben yoktum' diyen Şemdin Sakık, o zamanki adıyla 'Parmaksız Zeki' açıyor.

OSMAN PARTAL ANLATIYOR

Trabzonluyum. İki midibüsteki toplam 50 askerden biriydim. Van-Özalp'taki birliğime gidiyordum. Yol boyunca gereksiz molalar veren şoför bir ara lastik patladığını söyleyip durdu. Lastiğin patlamadığını, krikoya dokunmadığını gördüm. Aksın altına girdiğinde birileriyle konuşma yaptığını duydum. Galiba telsizle konuşuyordu. Şemdin Sakık, şimdi Hürriyet'te yayımlanan açıklamalarında 'Eylem planlanırken buradan askerlerin geleceğini bilmiyorduk' diyor. Yalan söylüyor. Çünkü ilk otobüsün en ön koltuğunda oturuyordum. Yolumuzu kestiklerinde şoförün kapısını bizzat Sakık açtı. Toprak rengi üniforması vardı üzerinde, aynı renk kasketi ters takmıştı. Omuzundaki tüfeğin namlusu yere bakıyordu. Şoföre, diğer otobüsün nerede olduğunu sordu. 'Arkada, geliyor' cevabını aldı. İki dakika sonra diğer otobüs düştü pusuya. Yani bizi bekliyorlardı.

DOĞULU-BATILI DİYE AYIRDILAR

Geceyarısına kadar teröristlerle yürüdük. Mola verildiğinde niçin kaçırdıklarını, amaçlarını sorduk. 'TC ateşkes ilan edince, iki gün içinde sizi serbest bırakacağız' dediler. Saat 01.00 sularıydı. Sakık'ın talimatıyla tek sıra olduk. Şemdin Sakık nereli olduğumuzu sorup, Doğulu-Batılı diye bizi iki gruba ayırdı. Sakık, doğulu olmayan benim de içinde olduğum 34 kişinin eğitim kampına götürülmesini söyledi. Dağda koşar adım yürümeye başladık. Bize eşlik eden teröristler sürekli değişiyordu. Toplam 300 kişiydiler. Bir köye gittik. Kapısını çaldıkları evlerden başka teröristler çıkıp gruba katıldı. Kimi terörist evlere gidip istirahat etti. Bir ahıra soktular bizi öldürmek için. Sonra vazgeçtiler. Tekrar yürümeye başladık. Sabahı göremeyeceğimi düşünüyordum. Yıldızlara son kez bakıp annemi, babamı, köyümü düşündüm. Bir ırmaktan geçerken su içtik. Dağ yoluna çıktık. Davranışları sertleşti. Durdurdular. Saat 03.00 sıralarıydı. Yolun kenarına dizilmemizi istediler. Kolkola girip sıklaşmamızı istediler. Yanımdaki arkadaşıma "Devrem bizi vuracaklar" dedim.

DEVREMİ ÖLÜ GÖRÜNCE BAYILDIM

Tir tir titriyordum. Kalaşnikof, Bixi ve Kanvasların emniyetlerini açtılar. Sonumuzun geldiğini anladım, kelimeyi şahadet getirip kendimi yere attım. Taramaya başladılar. Dizime bir mermi isabet etti. Vurulanlar üzerime düşüyordu. Kafamı koruyordum. Hepimizin öldüğünden emin olmak için yüzlerce mermi yağdırdılar. Gittiklerini, seslerin uzaklaşmasından anladım. Altı yedi arkadaşım sağdı henüz. Diğerleri paramparçaydı. Can çekişenler, hırıldayanlar, ağlayanlar, inleyenler... Su istiyorlardı. 'Anne, anne' diye bağırıyorlardı. Öldüğümü zannediyordum. Kendimi çimdikledim, ölmemişim. Devremi beyni parçalanmış görünce bayılmışım.

Bizi yan yana dizip 1570 mermi sıktılar, ayılınca şehit arkadaşlarımı sırt üstü çevirdim. Dokunduğum her uzuv elimde kalıyordu. Beyin, ayak... Yardım aramak için yukarı doğru koşmaya çalıştım. Kan kaybediyordum. Asfalta çıktım, bir kamyonla yakındaki Elmalı Karakolu'na gittim. Olanları anlattığımda dinleyen jandarmalar ağlamaya başladı. Helikopter, tanklar geldi. Şehitleri aldık. Olay yerinde 1570 mermi kovanı bulundu. Yani silahsız erlerin herbiri için 50 mermi kullanmışlardı...

Şoför biliyordu

ERKAN OMAY ANLATIYOR

Adanalı hemşerim Mehmet Tura'yla Manisa-Kırkağaç'ta acemi eğitimimi tamamladım. 24 Mayıs sabahı, jandarma komando olarak Siirt'teki birliğimize gitmek üzere Malatya'dan iki sivil midibüse bindirildik. 50 askerin hiçbirinde silah yoktu. Bizi koruyan refakatçı da. Bingöl'e 10 kilometre kaldığını belirten tabelayı geçtik, ilk dönemeçte silah sesleri duyduk. Saat 18.00'di. Karşı yönden gelen Bingöl Tur otobüsünü tarayan 50 kadar PKK'lı, çoğunluğu bizim gibi asker olan yolcuları indirmişti. Şoföre geri dönmesi için bağırdım. Duymazdan geldi. Zaten tuhaf şekilde, 4 saatte 3 mola vermişti. Bizi indiren PKK'lılar geleceğinizi biliyor, sizi bekliyorduk' dedi. O sırada feryat figan, yaşlı bir adam çıktı karanlıklardan. Oğluma ne yaptınız diyordu. Adını söyleyince oğlunun otobüslerde olmadığı anlaşıldı. Çok yaşlı olduğu için babaya dokunmadılar. Geldiği gibi gitti. O baba sayesinde kurtulduk. Hepimizin öldüğü sanılıyordu. Askere gidip sağ kalanlar olduğunu söylemeseydi teröristler hepimizi öldürecekti.

YANLIŞLIKLA 9 ŞEHİT DAHA

Sürekli yürüyorduk. Ertesi gün 12.00'de silah seslerinden askerlerin yaklaştığını anladım. Asıl harekat 16.00'da başladı. Sikorsky ve F-16'lar uçuyordu tepemizde. PKK'lılar kazma kürek çıkarıp siper kazdı, kayalıklara saklandı.

Bizi hedef olarak ortada bıraktılar. Askerimiz, yanlışlıkla içimizdeki 9 eri şehit etti bu yüzden. Müthiş bir yağmur vardı. Bizi kalkan olarak kullanan Şemdin Sakık bir ara yanımıza geldi, sağ kaldığımızı görünce şaşırdı. Teröristler geri çekiliyordu. 13 kişi kalmıştık. Kurşuna dizilenlerin arasından kurtulan Osman Partal da aramızdaydı. Ellerimizi çözmeyi başardık. Kaçmaya başladık. Karşılaştığımız birkaç teröriste 'Bizi serbest bıraktılar' dedik. İnandılar. Birbirimizden ayrılmış, askerlerin bulunduğu yöne koşuyorduk. Bulduğum bir dala beyaz mendil bağladım, bir yandan bağırıyordum. Tükendiğim anda korucular ve askerlerden oluşan timle karşılaştım. Mavi berelileri görünce ağlamaya başladım. Komutan "PKK'lı var mı içinizde" diye sordu. Sonra sarılıp hepimizi tek tek öptü. Bingöl Cezaevi'ndeki bir koğuşa götürdüler bizi. Elbiselerimizi değiştirdik. Evlerimize telefon edebileceğimizi söylediler. Kafam durmuştu yaşadıklarımdan sonra. Evin telefon numarası bir türlü aklıma gelmediği için arayamadım.

ERKAN UMAY ANLATIYOR

10 kişilik yakın korumaları arasındaki, 'hemşire' diye hitap ettikleri kadın bizimle alay etti. Sakık, 'Sorunumuz rütbelilerle, size bir şey yapmayacağız' dedi. Her birimize nereli olduğumuzu sordu. Aramızda Denizli ve Konya'dan olanlar çoğunluktaydı. Hemşerilerden oluşan timler daha başarılı olur, tehlikelidir diye bir kenara ayırdılar. Şehit olan 33 arkadaşımızın çoğunun bu iki ilden olmasının nedeni bu. Bu arada bir er 'Ben Kürt'üm' deyince PKK'lı 'Kürt-Türk fark etmez. Asker askerdir. Biz askere düşmanız' dedi. Tek sıra olmamızı istediler. En başta ben vardım. Mehmet Tura 6'ncıydı. Yan yana olalım diye gittim, 7'nci oldum. 'Baştan 6 kişi gelsin' dediler. Diğer sıralardan aldıkları 6'şar kişiyle bir grup oluşturdular. 'Kolkola girin' deyip götürdüler. Arkadaşlarımız kolkola ölüme gittiler.

SİLAHLAR 10 DAKİKA HİÇ SUSMADI

Derken yer gök Kalaşnikof cayırtısına boğuldu. Kalaşnikoflar 10 dakika boyunca hiç susmadı. Mehmet'in bana son bakışını unutamıyorum. Sırada yer değiştirmesem, onun önünde dursam beni götüreceklerdi, Mehmet ölmeyecekti. Adana'da ticaret lisesinde sevdiği bir kız vardı. Terhis olur olmaz evleneceklerdi.

Askerin üniformasını çıkartıp kendisi giydi

ERKAN UMAY ANLATIYOR

Sayıları 150'yi bulan PKK'lıların silah tehditi altında yürümeye başladık. Bir köyün alt tarafında durduk. 15 yaşındaki terörist '200 metreden sigarayı bile vururum' diyerek böbürleniyordu. İçimizde komando olup olmadığını sordu. Tişörtümde 'Kırkağaç-Komando' yazıyordu. Beyaz gömleğimi çıkarmamı istediler.Devrem Konyalı Adnan Gebeş'in verdiği parkayı giyip, bunu sakladım. Bu sırada teröristler el koydukları çantalarımızda bulunan üniforma ve postallarımızı giydi. Türk askeri kılığına büründüler. Ellerimizi sicimle bağladılar. Mehmet Tura'yla kaçmaya karar vermiştik. Tuvalet bahanesiyle elimi çözdürdüm. O sırada korkunç suratlı bir terörist gelip Kalaşnikofu ağzıma soktu. 'Bir daha kaçmayı aklından geçirirsen beynini dağıtırım' dedi. Sabahın 02'sine kadar yürüdük. Elebaşı Şemdin Sakık, Türk askeri üniforması giymiş, elindeki telsizle emir yağdırıyordu.

Üstün başarılı işsiz

Erkan Omay, Diyarbakır Askeri Hastanesi'nde bir hafta psikolojik tedavi gördü. Hava değişiminden sonra havancı jandarma komando olarak Eruh'taki birliğine katıldı. Sevkiyatın yine korumasız otobüslerle yapıldığını görünce tepki gösterdi, birliğine uçakla gönderildi. Katıldığı operasyonlarda çok sayıda üstün başarı belgesi aldı. Şu anda işsiz olan Omay, 'En ufak bir şey olsun, askere gönüllü giderim' diyor.

--
SİLGİN KALEMİNDEN ÖNCE BİTİYORSA,YANLIŞIN DOĞRUNDAN ÇOK DEMEKTİR...

ibrahim ta_k1n    07 Eylül 2007 11:28
Sitenizde, Türkçe yaz1m ve imla hatalar1 beni hayal k1r1kl11na uratm1_t1r. Bu konuya özen gösterilmesi gerektiini dü_ünmekteyim.

Sorunlar1n1z1n en k1sa zamanda çözülmesini temenni eder, ba_ar1lar1n1z1n devam1n1 dilerim.

Sayg1lar1mla,

0brahim TA^KIN

Türkoğlu    06 Eylül 2007 22:05
Sayın Meslekdaşlarım
Bu site ve mesaj grubu kurulmadan önceki durumu lütfen hatırlayınız TEMAD mesaj panosunu günde 15-20 kişi ziyaret ediyordu.arkadaşlarımızın ellerine yüreklerine sağlık onlar sayesinde birçok adım atıldı birleşmeye dayanışmaya başladık ama en küçük eleştiriye neden tahammül edemezler anlamak mümkün değil bizler davamıza hizmetten başka ne amaçlıyabiliriz. Hatırlarsınız zamanın millieğitim bakanı şu okullar olmaza Milli eğitimi ne güzel idare ederdim demiş biz muzurlar olmasa ne rahat edecekler 75 TEMAD şubesinde bilgisayarı olmayanlar var mail adresleri yok siteleri yok çokmu zor değil ama dikensiz gül bahçesi arzuluyorlar site açsalar eleştiri olacak ne yaptıklarını faaliyetlerini açıklamak ve çalışmak zorunda kalacaklar Bu vesile ile Site kuran assubay onuruna çalışan şubelerimize minnettarlığımı sunuyorum darısı diğerlerinin başına Temad şubelerini sadece lokal olarak düşünenler kendi adlarına kahvehane açsınlar ELEŞTİRİ İLGİDİR ELEŞTİRİ YOL GÖSTERMEKTİR ELEŞTİRİ DAHA MÜKEMMELE ULAŞMA ARZUSUDUR

Mehmet AKPINAR    06 Eylül 2007 12:30
Emekliye kıyak yok
http://www.takvim.com.tr/eko107.html

Bankaları n verdiği promosyonlardan emekliler alamayacak. Bir emeklinin başvurduğu Sosyal Güvenlik Kurumu, "Promosyon almadığımız gibi komisyon ödüyoruz" yanıtı verdi.

***

Emekliye promosyon yok

Bir işçi emeklisinin başvurusunu yanıtlayan Sosyal Güvenlik Kurumu, 'Emekli aylığının ödenmesi karşılığında bankalardan promosyon alınmadığı gibi bankaya komisyon ödeniyor' dedi.

Banka promosyonu talep eden emekliye kötü haber var. Türkiye İşçi Emeklileri Derneği (TİED) üyesi Seyde Koç, avukatı aracılığı ile Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) başvurarak, emekli aylığının banka aracılığı ile ödenmesi dolayısıyla 'banka promosyonu' adı altında bir gelir elde edilip edilmediği konusunda bilgi istedi. Koç'un başvurusuna verilen yanıtta, şöyle denildi: "Kurumumuz ile bankalar ve PTT arasında yapılan emekli maaş ödemeleri protokolünde aylıkların ödenmesi karşılığında herhangi bir promosyon alınmadığı gibi SSK emekli maaşlarının ödenmesi karşılığında kurumumuzca PTT ve bankalara maaş tutarının binde 5'i oranında komisyon ödenmektedir."

mehmet burkay    06 Eylül 2007 09:51
Sayın Mehmet EROL abiciğim, Genel Merkezimiz, bizlerin eleştirilerini, birer azar gibi algılayarak,bizlere karşı tavır koyuyorlar, fikirlerimize ,düşüncelerimize, zincir vurduklarının farkında olmadan, adeta bizlere küsüp ceza veriyorlar.Bu sitenin, herkesin fikirlerine açık olması gerekmez mi?Yeter ki;Camiamıza zarar verici,camiamızı yıpratıcı ve şahıslara hakaret edici, konu içeren yazılarımız olmasın.Bizler de, bu konuda şikayetçiyiz.Fikir ve düşüncelerimiz GENEL MERKEZ’imizin panosunda yayınlamıyor .Bu anlayışla, hangi haklarımızın takipçisi olacakları da, ortadadır.Ben yanlış bir fikir de ortaya atmış olabilirim.Ama;O yanlışların içinde, mutlaka bir doğru bulunabilir.Dikkat ediniz, bir başkalarının direkt şahsına yazılan yazı cevaplarını bile yayınlamadılar.Bu davranışların, akla ve mantığa sığacak yanı yoktur.Kaldı ki;Siz, profesyonellik isteyen bir konuda, kendi deneyimlerinizi de, bir okuyucu yönünüzle ortaya koyuyorsunuz.GENEL MERKEZ’İMİZİN ŞU HASSAS DÖNEM DE, TARAF OLMAKTAN KAÇINARAK,HERKESE EŞİT YAKLAŞIMDA BULUNMASI, MESAJ PANOSUNDA, HERKESİN FİKİRLERİNE YER VEREREK,BİZLERİN GELİŞMESİNE,AÇILMASINA VE YAYILMASINA, YÖN VERECEK FİKİR VE DÜŞÜNCELERİ, GEREKİRSE,NOTUNA ALARAK BİR BAŞLIK ALTINDA TOPLAMALI VE HEDEFİNİ SEÇMELİDİR..Saygılarımla

HalukTIRAVOĞLU    06 Eylül 2007 00:24
Bugün yoğun işlerim nedeniyle hiç internete giremedim. Şu anda saat 06 EYLÜL 2007 00.21, TEMAD ın bugün OYAK ın AİHM'e götürülmesi konusuyla ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığıyla br toplantısı vardı. Toplantı sonucu ne oldu? bilen gören varsa lütfen bana bildirsin, merak içindeyim. TEMAD sitesinde de konuyla ilgili bir açıklamayı göremedim de.

Hikmet    05 Eylül 2007 21:24
Milli Savunma Komisyonunda görev alan Sayın Milletvekillerimi Kutlar.
Sayın Milli Savunma Bakanımızın Gecen Dönemde Basında yer alan, verdiği Söz için (“Değerli Astsubay’larımızın bütün sorunlarını biliyoruz. Çözümler üretilmiş, ilgili bakanlıklar arasında tam görüş birliği sağlandığında sonuçlanacaktır’’) Desteklerinizi Bekliyoruz.
Selam ve Saygılarımı İletir, İyi çalışmalar dilerim.
Hikmet BOLAT
Em.Astsb.

Mahmut    05 Eylül 2007 20:05
Sayın Erşahince bilgilendirmeniz için teşekkürler.

erdoğan erşahince    05 Eylül 2007 16:04
T.B.M.M.nde04,09,2007 tarihinde komisyon seçimleri yapılmıştır.MSB komisyonuna Çankırı milletvekili Nurettin Akman Sözcü olmuştur.Milletvekilimiz 1968 mezunu J.Asb.dır.kendi adına okuyarak subay olmuştur.Aynı zamanda AKP MYK üyesidir.Yine aynı zamanda sayın TEMAD genel başkanımızında sınıf arkadaşıdır.artık işlerimizin derdimizin kolay anlatılacağını umuyorum.selamlar.

Mehmet EROL    05 Eylül 2007 14:11
SAYGIDEĞER MESLEKTAŞLARIM

Birkaç günden beri TEMAD ile ilgili olarak yaptığım eleştirisel yazılar nedeniyle TEMAD yönetiminin tarafıma kızdığını ve sakıncalı personel listesine almış olduğunu üzülerek tespit etmiş bulunuyorum.

Örnek olarak birkaç gün önce Temad yönetiminden Sayın Galip KAPLAN'ın 5 eylül de yapacakları toplantı da AİHM'e gitmek için gerekli kararı alacakları yönünde aldıkları kararı kutlayan ve beklentilerimizi belirten bir yazı yazdım ve bu yazım Temad WEB sitesi Mesaj Panosun da yayınlandı.

Ne zaman ki WEB sitesi ile ilgili olarak yapılması gerekenleri yazdığım için işler birden ters döndü,

Mesaj panosundaki yazılarımda kaldırıldı.

Arkadaşlar bazı şeylerin bilinmesinde yarar görüyorum.

Bundan birkaç ay önce (Nisan 2007)de Temad Genel merkezinde bu sitenin şimdiki şekliyle işlevini yapamadığını izin verirlerse kendilerine bir proje hazırlayacağımı ve kabul görürse yeni bir site yapacağımızı belirterek öneride bulunmuştuk

Bunun bedeli olarak ta Genel merkez WEB sitesi için 1.000.00 YTL, diğer her şube için de 250.00 YTL olarak fiyat teklifi sunduk ve WEB sayfasını projelendirerek, hazırlanmış olan çıktısını da alarak kendilerine sunduk.

Ancak projeyi görünce sen bunu bırak biz yönetim kurulu olarak toplanıp bir karar alalım dediler. Ben de bırakıp çıktım.

Projeyi uygulayıp uygulamamak yönetim kurulu kararına bağlıdır ve yönetim kurulunun kararına saygımız sonsuzdur. Onu eleştirmek haddimize düşmez.

Yalnız yeni bir site yaptırdıklarını ve yaptırılan sitenin nasıl bir site olmasını istediklerini öğrendiğimde dayanamadım ve TEMAD WEB SİTESİNDE OLMAZSA OLMAZLAR başlıklı yazımı yazdım.

Bu yazıda ki amacım bu WEB sitesinin bize yaptırılması değildir. O geçmişte kaldı. Şimdi isteseler de teklif getirseler de bu siteyle ilgilenmiyoruz. İlgilendiğimiz yapılan sitenin geleceğe dönük olarak bir kere yapılması ve kullanıma açılmasıdır.

Ancak; genel merkezin her eleştiri sonun da şahsımıza karşı tavır alması kendilerine bir şey kazandırmaz, aksine kaybettirir.

Bizler yazılarımızla TEMAD’a güç katan katmanlarız.

Yoksa Temad yönetiminde Ahmet bulunmuş, Mehmet bulunmuş bizi ilgilendirmez.

Bizi ilgilendiren Emekli astsubayların tek yasal temsilcisi olan TEMAD’ın daha iyi bir organizasyon ile kitlelere ulaşması ve onların sorunları ile ilgilenilmesini sağlamaktır.

Buradan küserek bir kenara çekileceğimizi düşünenler varsa onlarda yanıldıklarını izleyip göreceklerdir.

Önümüzdeki günlerde bizi daha güç bir mücadelenin beklediği bilincindeyiz.

Bu sayfadan gerçekleri yazmaya devam edeceğim.

Saygılarımla
Yönetici yorumu Yönetici yorumu:
Sn.Erol Bu sitenin form bölümünde eleştirilerle ilgili bir yazı yazmıştım. Orada da belirttim dikensiz gül olmaz,gülü sevende dikenine katlanır. Eleştiriler iyi niyetle ve hakaret niteliği taşımadığı sürece bizi mükemmele götürür. BİZ TEMADIN KARŞISINDA OLABİLİRMİYİZ ONU YIPRATABİLİRMİYİZ Bunu düşünmek bile davaya ihanettir; Ancak hiçbir zaman her şartta körü körüne destek olamaz,eleştirileri öneri olarak yorumlamakta yarar vardır. Temad yönetimi bizlerin oyları ile yönetime seçilmişlerdir saygı duyarız ama Biz Temad için olduğumuz kadar Temad'ta bizim için vardır, doğruları hep birlikte bulacağız kırmadan dökmeden KİMSENİN KİMSEYE KIRILMA LÜKSÜ OLAMAZ HEPİMİZİN TEK DÜŞÜNCESİ ASSUBAY ONURU TEK ADRESİMİZ TEMADTIR Bunu Temad yönetimide bilecek bizlerde bileceğiz.Tüm sorunların güçbirliğimiz ile çözüleceği günler umuduyla sevgi ve saygılar sunarım. E.G.

mustafa öktem    04 Eylül 2007 18:13
BÖYLE BİR SİTE YAPTIĞINIZDAN DOLAYI EMEĞİ GEÇEN TÜM ARKADAŞLARA SELAMLAR

Ersen Gürpınar    04 Eylül 2007 12:49
http://www.blog.milliyet.com.tr/ersengurpınar
Saygıdeğer Arkadaşlarım
Daha önce ilgililere ve kamuoyuna duyurduğumuz taleplerimiz birkaç madde eksiği ile ilan olarak SABAH gazetesinde yayınlanmıştı. Sn.Hakan Hezer bu metni Cumhurbaşkanına gönderdiğini mesaj grubumuza bildirmiştir kendisine teşekkür ederiz Bizler haklılığımızı her plotformda dile getirmeliyiz bu metnin üzerine birkaç kelime düşüncelerimizi yazarak Milletvekillerine,Kuvvet Komutanlıklarına genelkurmaya basın mensuplarına siyasi partilere ulaşabileceğimiz her yere göndermekte yarar olacaktır. Bilgilerinize sunuyorum
x x x
En çok şehidi ve gazisi bulunan mesleğin mensupları Astsubaylar önyargılar sonucu ekonomik ve sosyal haksızlıklara uğramıştır.Yanlış bilgilendirmeler sonucu sorumluluk ve görev koşulları benzerlik göstermemesine rağmen bazı kamu görevlileri kendilerini Astsubaylarla kıyaslama talihsizliğini göstermektedirler;Haksızlığa uğradığımız ilgili makamlarca kabul edilmesine rağmen çözüm üretilmemektedir.Aşağıda belirttiğimiz haklarımızın verilmesi konusunda gereğini saygılarımla arzederim.

1.Fakülte ve yüksek okul mezunu astsubaylar birçok devlet memurundan daha alt derece ve kademeden göreve başlatılmaktadırlar;

anayasanın adalet ve eşitlik ilkesi gereği MYO mezunlarımız 9/2 lisansmezunlarımız 8nci dereceden göreve başlatılmalıdır.

2. Yüksek okul mezunu olupta 1/4 dereceye yükseltilmeyen tek kamu görevlileri astsubaylardır

3. Temsil ve hizmet tazminatları astsubaylara verilmelidir. Danıştay\'ın iptal gerekçesi doğrultusunda yeni düzenlemeler yapılmalıdır

4. AİHM ce de yasaklanan muhakemesiz şahsi hürriyeti kısıtlayan ceza sistemi değiştirilmelidir

5. Sosyal tesisler ve lojmanlardan sayılarımızla orantılı faydalanmamız sağlanmalı assubaylara ait tesislerin fiziki durumları düzeltilmelidir

6. Sorumluluk ölçüsünde yetkiler arttırılmalı,astsubay MYO ları mutlaka lisans düzeyine çıkartılmalıdır Lisansüstü ve doktora eğitimi yapan

astsubaylara başarılı her öğretim yılı için bir kademe verilmelidir.

7. Kalkınmada öncelikli illerde görev yapan kamu görevlilerine verilen kademe TSK mensuplarına da verilmelidir

8. Üyelerinin % 60 ını oluşturan OYAK ve iştiraklerinin yönetim ve denetim kurullarında astsubayların temsil edilesi sağlanmalıdır

9.Askeri hastahanelerde rütbeye göre sağlık hizmeti uygulamasına son verilmelidir

10.926 Sayılı askeri personel yasasından önce sanat okulu,lise mezunu ve 2 yıllık harp okulu mezunlarına tanınan intibak hakkı Asb.MYO

yasasından önce mezun olan assubaylara da tanınıp bunların intibakları MYO mezunu olarak yapılmalıdır.

ASTSUBAYLAR TERLERİ,KANLARI VE CANLARI İLE BU ÜLKEYE VE TSK.LERİNE OLAN BAĞLILIKLARINI KANITLAMIŞLARDIR

İSTEKLERİ İMTİYAZ VE AYRICALIK DEĞİL ADALET VE EŞİTLİKTİR BUNUN GERÇEKLEŞMESİNİ BİR KEZ DAHA TALEP EDİYORUZ

SORUNLARIMIZLA İLGİLENMEYEN PARTİLER SEÇİMLERDE BİZLERDEN OY İSTİYECEKLERDİR,EMEKLİSİ VE ÇALIŞANI İLE BÜYÜK

BİR KİTLE OLAN ASSUBAYLAR DEMOKRATİK VE LAİK CUMHURİYETTEN YANA SORUNLARI İLE İLGİLENEN VE ÇÖZÜM ÜRETEN

SİYASİLERİN YANINDA OLACAKTIR.BUGÜNE KADAR BİZLERİ OYALAYAN ÇALIŞTIĞIMIZ SÜRECE SIRTIMIZDAN GEÇİNİP EMEKLİ

OLUNCA BİZİ UNUTUP SARF MALZEMESİ MUAMELESİ YAPAN ÇEŞİTLİ PLATFORMLARDA BİZLERE YAPILAN HAKSIZLIKLARA

İNSAF VE ADALET ÖLÇELERİNE UYMAYAN KIYASLAMA VE ELEŞTİRİLERE DUYARSIZ KALAN HAKLARIMIZLA İLGİLİ ADIMLAR

ATMAYANLARI KINIYORUZ. TALEBİMİZ İMTİYAZ VE AYRICALIK DEĞİL ADALET VE EŞİTLİKTİR.

Mehmet AKPINAR    04 Eylül 2007 12:28
SİTEMİZİ HER ZİYARETİNİZDE LÜTFEN ANA SAYFADAKİ HÜRRİYET LOGO SUNUDA TIKLAYIN SİZE HİÇ BİR KAZANÇ GETİRMESEDE CAMİAMIZIN TANINMASINDA KATKIDA BULUNUN.TEŞEKKKÜRLER..

MURAT AKTUNA    03 Eylül 2007 21:00
BUGÜN BİRAZ VAKTİM BOLDU VE TEMAD WEB SAYFASINI İYİCE BİR İNCELİYEYİM DEDİM" BASIN DA TEMAD "BÖLÜMÜNDE DEKİ YAZILARI OKUR İKEN TBMM ESKİ BAŞKANI BÜLENT ARINÇ SANIRIM ÖNCEKİ YILLARDA ZİYARET EDİLMİŞ VE HEMEN ALTINDA DA GÖRÜNTÜ YAZIYORDU TIKLADIM VE BEKLEDİM ACABA NE KONUŞULMUŞ DİYE,TABİİ İZLEYİNCE BİRAZ APTALLAŞTIM ÖNERİRİM GİRİN VE İZLEYİN..

Hikmet    03 Eylül 2007 20:29
Sayın Hamza ÇERKEZ
(E)Dz.Astsb.Kd.Bçvş.
Siz ve yeni geleln arkadaşlarımız Hoşgeldiniz.

Hamza ÇERKEZ    03 Eylül 2007 15:07
Saygıdeğer Meslekdaşlarım,

Siteye dahil olmaktan büyük mutluluk duyduğumu ifade eder, hepinize saygı ve selamlarımı iletirim.


Hamza ÇERKEZ
(E)Dz.Astsb.Kd.Bçvş.

kemal düz    03 Eylül 2007 14:40
bu sayfayı hazırlayan bizlere bu imkanı veren ağbeylere/arkadaşlara öncelile teşekkür ederim. Bu sayfa felsef bir dille söylersek:tabula rasa(boş levha)dır. buraya fikirlerimizi aktarmak da bir zihin işidir. Katkı verip bu tabula rasa'ya düşüncelerini medeni ölçülere yazanları neden böyle düşünüyorsun veya şöyle düşünmüyorsun diyerek tenkit etmek, bir şekilde o yazı yazan kişileri de pasifize eder. Ayrıca nedense bu eleştirileri getirenler kimliklerini gizleyerek bu tavırlarını dile getiriyorlar. Ben doğrusu bu kişlerin samimiyeti hakkında kuşku duyuyoru. Yasal ve ahlaki ölçülerde her türlü görüşün buraya yazılmasında ne mahzur olabilir ki...

Menderes ERDAL    03 Eylül 2007 01:38
EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNUN EK 70 NCİ MD.DEKİ ADALETSİZLİK Saygıdeğer meslektaşlarım,
Öncelikle en derin sevgi ve saygılarımı sunar, hepinize sağlık, başarı ve mutluluklar dilerim.Yeni kurulmuş olan hükümetin devletimize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Ben 3/3. dereceden 2002 yılında emekli olmuş J.Komd.Astsb.Kd.Bçvş.um, maalesef trajedi komik bir maaş alıyorum, bu aldığım maaşla ailemin geçimini sağlamam mümkün değil. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yapmış olduğum ağır görev nedeniyle gerek ben ve gerekse eşim sağlığını büyük ölçüde kaybetmiştir.Aldığım maaşın büyük kısmını tedavi masrafları için harcamaktayım. Yapmış olduğum ağır görevin karşılığı kesinlikle almış olduğum maaş değildir. 2002 yılının Kasım ayında emekli olduğumda Emekli Sandığından 15.300 Ytl aldım, aldığım bu parayla konut değil kümes bile almam mümkün değil. Benim çocukluğumu, gençliğimi, hayatımı geçirdiğim ve daima bağımlılığımı ve sevgimi dile getirdiğim, canım pahasına görevimi yerine getirmeye çalıştığım TSK'nın Genel Kurmay Başkanlığının bu konuyla ilgilenip,konuyu TBMM.ne ileterek mağduriyetimizi gidermesini bekliyorum. Benim mücadelemle bir yere varamayacağımı biliyorum, benim yapacağım mücadeleyi hayatımı adadığım kurumun başı olan Genel Kurmay Başkanlığı yapması gerektiğine inanıyorum. Dereceler arasındaki adaletsizliğin en kısa zamanda giderilceğini ümit ediyor, saygılar sunuyorum. Menderes ERDAL E.J.Astsb.Kd.Bçvş.
Yönetici yorumu Yönetici yorumu:
öZELLİKLE İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ DERECEDEN EMEKLİ OLAN ARKADAŞLARIMIZ BU DURUMDADIR BU HİÇBİR YASAL VE VİCDANİ KURAL İLE HAKLI GÖSTERİLEMEZ
Bizler kanımızla terimizle canımızla bu vatana bağlılığımızı kanıtladık verilen her görevi eksiksiz yaptık özlük haklarında hiyerarşi olmaz olmamalıdır. Bizler büro memurları ile ayni dereceden göreve başlatılmayı kabul etmiyoruz, tüm ekonomik ve sosyal haklarımız verilinceye kadar artan bir tempo ile isteklerimizi haykıracağız. MUTLAKA MYO mezunları 9/2 lisans mezunları 8nci dereceden göreve başlatılmalı ve 926 sayılı askeri personel kanunu ile lise mezunu ve iki yıllık harp okul mezunlarına tanınan hakkın paralelinde yüksek okul mezunu olmayan assubayların MYO mezunu kabul edilip 9/2 den göreve başlatılmaları sağlanmalı ve 1/4 yüksek okul mezunlarına verilmelidir. Bu bizlerin ekonomik sorunlarının çözüm anahtarıdır bir hakkın iadesidir. Bu hakkımızdan kesinlikle taviz vermiyeceğiz vermeye kalkanları affetmiyeceğiz.TÜM ARKADAŞLARIMIZI SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNE KATKI İÇİN TEMAD ŞEMSİYESİ ALTINDA BİRLEŞMEYE DAVET ETMELİYİZ.

Suat    02 Eylül 2007 12:25
Saygı değer komutanlarım ve arkadaşlarım
Ya ben bişeyden anlamıyorum yada bişeyleri yanlış yapıyoruz. ıGörünen köy klavuz istemezı sözü ortadayken. Bugün ki hükümetin iktidar olacağı ortadayken TEMAD olarak biz ne yaptık tarafsız kalmak gerekirken; Cumhuriyet elden gidiyor. Üzerimize düşen görev varsa görev başı yapalım, EMİRLERİNİZİ BEKLİYORUZ PAŞAM diye beyanatlar verdik. Bütün anketler ve sokaklar da halkın içine girdiğinizde konuşulanlar sonucunda bu partiye büyük bir destek olduğunu gördüğümüz halde biz bu partiyi karşımıza aldık siz olsanız; size böyle davrananlar karşınıza istekle geldiklerinde ıhadi ordan demezmisinizı.
Şu bir gerçek ki değişen hiç bişeyimiz yok. Kışla içinde neysek dışarıda da oyuz. Siyaseti maalesef bilmiyoruz. Oysa söze gelince biz sivil kuruluş örgütüyüz her partiye eşit mesafedeyiz diyoruz. Birden ne oluverdi de taraflı olduk? Ne değişti? Haklarımızı arayın isteyin verirler kardeşim? Bu Cumhuriyete merak etmeyin hiç bişey olmaz. Olmasından korkuyorsak biz de bırakıp gidelim bu mesleği, madem ki korkuyoruz niye boşa görev yapıp maaş alıyoruz.
Biz ve bizim gibi düşünenlerin yanış politikaları yüzünden ülke bu hale geldi. Bizim gibiler ne yaptı. ATATÜRKıün sırtına bindiler inmediler,Biz ATATÜRKıçüyüz bizim peşimizden gelin dediler hiç bir şey üretmediler. Diğeri ne yaptı halkın ayağına gitti halkı elde etti.
Lütfen, TEMAD artık kendine orta ve uzun vadeli planlar yapsın, bunları aşama aşama devreye koysun, icraat yapmadan bu işler olmaz, ne zaman çok büyük katılımla ilgili yerlerde oturma eylemi yaparsak işte o zaman göreceksiniz herşey değişecektir. Artık bunun zamanı gelmiştir ve geçmektedir. Bu ülkede PKK lılar bile yasal olarak haklarını heryerde haykırarak mitingler düzenleyerek beyanatlar vererek haklarını arıyolar. Neden korkuyorsunuz. Biz de bilelim çekincelerinizi.
İki kişi bir araya gelince lafta çok işler yapıyoruz ama icrata gelince herkesin mazereti çıkıyor. Sözde birlik beraberlik içindeyiz ama nedense üç beş kişi toplanamıyoruz.
Başınızı ağrıttım herkesten özür diler saygılar sunarım.

Suat    02 Eylül 2007 12:24
Değerli meslektaşlarım !
TEMADı a bir üye daha kazandırmanın mutluluğu içerisindeyim. Eşimi üye yaptım. TEMADıın üye sayısının artması en büyük dileğimdir. Çünkü siyasette ne kadar sayınız varsa o kadar gücünüz oluyor. Her ne kadar TEMAD ıın bugün ki yaptıklarından memnun olmasam da bir gün bir şeylerin değişeceğine ve büyük işler başaracağına inanıyorum
Değerli arkadaşlarım TEMAD Mesaj panosunu artık okumak istemiyorum. Biz sanki kendi kendimize dertleşiyoruz. Laftan öteye gidemiyoruz. İcraata dönüştüremiyoruz. Birlik beraberliğimizi gerçekleştiremiyoruz. Bu arada Ahmet ÇAM ağabeymize teşekkür ediyorum onun yazdıkları da olmasa TEMAD sayfasına her halde hiç girmeyeceğim.
TEMAD önce bizlere kendini tanıtmalıdır. Bunu daha öncede yazdım daha varlığından haberdar olmayan çok arkadaşımız var. Biz bunların mücadelesini yaparken zorlanıyoruz. Ya Allah aşkına bütün birliklerin adını yerini biliyorsunuz (Bilmiyorsanız yardım isteyin öğrenelim Yardımcı olalım.) şu dergilerimizden personel astsubaylarına ve bölük astsubaylarına gönderin nolursunuz gönderin de tanımayan arkadaşlarımız da bir baksın tanısın sizi. Sizlerde bu görevi yaptınız bizim %60-80 nimiz kırsal kesimde herkeste internet yok. Bunları siz de biliyorsunuz. TEMAD önce bize tanıtsın kendini sonra dışarıya tanıtırsınız. Benimle irtibat kurup TEMADı a para yardımında bulunmak istiyorum ne yapmam gerekiyor diye bana soruyorlar bu TEMADıın ayıbıdır) İşe temelden başlayın. Öncelikle üyenizi artırarak bir güçlenin bakalım.
Saygılarımla

Dr. Kemal Er    01 Eylül 2007 16:34
TÜM ATATÜRÇÜLERE:
Mustafa Kemal Atatürk savaşırken “Hattı müdafaa yoktur. Sathı müdafaa vardır” demiştir. Onun bu savaş taktiğini siyaset alanına çevirelim. Atatürkçülüğü çok öz olarak tanımlamaya çalışsam herhalde şöyle açıklardım. Hangi etnik kökenden olursa olsun, Türkiye topraklarında yaşayan, bu vatanın geçmişini (tüm Türk tarihini eksi ve artılarıyla birlikte) sahiplenen, Türkiye’nin geleceğini yüceltmek için istekli olan her insanı Türk saymak kaydıyla; tüm vatandaşlarının kanun önünde eşitliğini; sosyal ve ekonomik alanda hakça düzenini savunan; mazlum halkların, tüm emekçilerin yanında yer alan; emperyalizme ve onun oyunlarına karşı savaş açan; insan hak ve özgürlüklerine inanan, ancak, özgürlüklerin hiçbir zaman yine özgürlükleri kaldırmak için kullanılamayacağını (Örneğin bu şekilde uygulaması olan despotik bir dini rejim özgürlükleri kaldırmaya çalışabilir.) ilke edinen sistemdir, diye bilirim. Kuşkusuz bu tanıma eklenecek çok şey vardır. Mesajın özünde yoğunlaşmak amacıyla tanımı kısa tutmaya çalıştım. Şimdi gelelim, vermek istediğim mesaja: ülkemizin içinde bulunduğu koşullar, vatanın uluslar arası sermayeye peşkeş çekilmesi, AB ve ABD’ nin çıkarları için ulusal çıkarların feda edilmesi; dini baskılarla toplum yaşantısına yön vermek isteyen irticai kadrolaşma başta olmak üzere, vatanın üzerinde durduğu temellere dinamit konulmuştur. Bu durumda, söz konusu yanlışlara karşı direnmek, vatanını seven her insanımızın kutsal bir görevidir. Her yanlış için mitinglerle, akla gelen her kanalla, halkın anlayacağı dilde bu yanlışı anlatmak, bu uğurda tam güçle savaşmak kaçınılmaz bir durum almıştır. Ulusal aydınlanmanın tamamlanması; tam bağımsızlık ülküsünün gerçekleştirilmesi; ülkemizin ve kaynaklarının sömürülmesinin durdurulması; kardeşin kardeşe vurdurulmasının önüne geçilmesi; Ortaçağ karanlığının hakim olmasının engellenmesi için gün bugündür. Bu kutsal amacı gerçekleştirmek için, Kemalist düşüncenin bugünkü koşullara göre yeniden değerlendirilmesi; Mustafa Kemal Atatürk’ ün ilkeleri ışığında, bilimin ilkelerinin esas alınması başta olmak üzere, eğitimden, siyasete, ekonomiye, emperyalizme karşı verilmesi gerekli olan mücadeleye kadar, akla gelen her alanda mücadele verecek, siyaset üretecek bir merkeze acil ihtiyaç bulunmaktadır. Bu merkezin, Atatürkçü Düşünce Derneği genel merkezi yönlendiriciliğinde olmak üzere, tüm ADD şubelerinin katılımıyla başlatılabileceğini düşünmekteyim. Tüm meslektaşlarıma saygılarımla.
Dr. Kemal Er

mehmet burkay    01 Eylül 2007 11:05
ÖZDE VE SÖZDE KALINMALI Bizlere söz verenlerde,ÖZLERİNDE VE SÖZLERİNDE durmalı,ne dediklerini hatırlamalı ve uygulamaya geçmelidirler.Türk Siyasetine yön verenler,Türkiye’nin gelecekteki kaderinde rol oynayanlar, ÖZLERİNDE VE SÖZLERİNDE DURMALIDIRLAR. Savaşta ve barışta, hangi koşullarda çalıştığımızın, bilincinde olan Genel Kurmay Başkanlığının da,bu ekonomik ambargoyu, assubaylar camiasına, neden koyduklarına, bir türlü anlam verilememktedir.Bir an önce aassubay’lara sahip çıkmalarını ve onların ekonomik sorunlarına, çözüm getirmeleri gerekmektedir.Assubayların da bu çarkın birer dişlileri olduğu unutulmamalıdır.
Genel Kurmay Başkanlığının, bu güne kadar assubayların hakları ile ilgili icraatları, doğru veya doğruya yakın gerçekleşmemiştir.Sadece, SUBAYLARA AİT, ÖZLÜK HAKLARININ TAKİBİ VE ALINMASI İLE İLGİLİ,çalışmaları yürütmeyi, kendine görev bilen, Genel Kurmay yetkililerin, bu hareketleri, hiçbir vicdan ve davranış biçimine sığmamaktadır.Hep bana ,hep bana prensibi, bizlere zarar vermiş,assubayları mevcut ekonomik şartlarda, AÇLIK SINIRININ BİLE, ALTINA İTMİŞTİR.BU MEVCUT ORTAMI YARATANLAR, KENDİ VİCDANLARINA HESAP VERMELİ,BİZLERE VERİLMESİ GEREKEN HAKLARI, BİR AN ÖNCE İADE ETMELİDİRLER..ekonomik şartlarımızın iyileştirilmesinde çok ivedi olumlu adımlar atmalıdırlar.O ZAMAN ÖZDE VE SÖZDE KALMAK,TÜM PERSONELİNE EŞİT MESAFE İLE YAKLAŞIMDA BULUNMAK,GENEL KURMAY BAŞKANLIĞIMIZA YAKIŞACAKTIR.

AHMET ÖZTAŞ    01 Eylül 2007 07:55
GENELKURMAY BAŞKANLIĞINA
ANKARA

BİLGİ EDİNME BAŞVURU FORMU

BAŞVURU SAHİBİNİN ADI VE SOYADI : Ahmet ÖZTAŞ

OTURMA YERİ VE İŞ ADRESİ : Kızıltoprak Mah. 912 Sok.Nadire Konuk Sitesi E Blok D:13 ANTALYA CEP.0505 822 80 03

BAŞVURUYA HANGİ YOLLA CEVAP ALMAK İSTERSİNİZ? : Elektronik

TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMLİK NO : 22364238458

ELEKTRONİK POSTA ADRESİ : oztas77@mynet.com ve oztas07@hotmail.com

4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.28 AĞUSTOS 2007



İSTENEN BİLGİ VEYA BELGELER :
Karpuzkaldıran Özel Eğt.Mrk.K.Lığında Astsubaylar için motel sayısını mevcuda göre zaten yetersizdir.Bir astsubaya 15-20 yılda bir kamp çıkmaktadır. Astsubay bölümünden 6 motel hak sahibi olmamasına rağmen personel olan işçi, memur ve bekar personele yönetimce tahsis edilmiştir..Personel dışarıda evi olmasına rağmen burayı yazlık olarak kullanmaktadır.Altı motel 17 döneme göre hesap edilirse 102 Astsubay istifade etmektedir .Personel için verilecekse bekarlar için, bekar evliler için, 4 adet evli misafirhanesi bulunmakta, evli misafirhanesi yönergelere aykırı olarak tugayda görevli sadece subaylara ödül olarak ücretsiz tahsis edilmektedir. Kampta çoğu tesislerin ortak kullanılmasına rağmen zaten ayrı olan Astsubay plajı ile general plajının deniz kısmına demir parmaklıklar yapılmıştır.(kanunlara göre sahiller bütün herkese açıktır.Örnek Side kampı)Ayrıca tesisler levhalar ile ayrılarak mekanın en kullanışsız yerine 4 masa atılarak Astsubay levhası dikilmiştir buda TSK. De birlik ve beraberliği olumsuz yönde etkilemektedir.. 1997-2002 yılları arasıda aynı garnizonda görev yaptım. Hiçbir zaman saat 18.00 den sonra yani deniz saati dışında kamptan daha önce yayınlanan bir emir gereğince ücret alınmamakta idi. O günden bu güne yönetmeliklerde ne değişti de deniz saati dışında bir yakınını veya güneydoğuda birlikte teröre karşı çarpıştığı subay veya astsubay meslektaşları ile akşam üstü anılarını tazelemek için gelenlerden yeniden ücret alınmaya başlandı bu konuların araştırılarak bilgilendirilmemi talep ediyorum. .Saygılarımla.


NOT ANKARA ve ANTALYA temadı müracaatlarımızın takipçisi olmasını bekliyoruz.

Ahmet ÖZDEN    31 Ağustos 2007 13:38
http://www.ahmetozden07.com
ONLARIN ADI ŞİMDİ MİLLETVEKİLİ…..?

Şehitler ölmez demiştik ya...
Sen şimdi öldün Mehmetim...
Sana dağda kurşun sıkanlar, yoluna mayın döşeyenler var ya...
Hani bela okuduğumuz
Hani elleri kırılsın dediğimiz...
Hani senin gömleğini,ceketini koklarken lanet ettiğimiz...
Onlar şimdi Meclis'te Mehmet'im....
Onların adı şimdi Milletvekili...
Biliyorum, kaşların çatık şimdi...
Biliyorum ruhun huzursuz...
'Şehit oldum, niçin???diye soruyorsun Mehmet'im...
Ben şimdi sana ne cevap vereyim?
Sana ne söyleyeyim?
NASIL Sana ne cevap vereyim?
Ben sana bir şey söyleyemem...
Ben sana bir cevap veremem..
Ne söylesem sana, ruhuna huzur veremem...
Ne söylesem seni ikna edemem...
Sana kurşun sıkanı,
Meclis çatısı altına sokanı,
PKK'ya yataklık yapanı,koynuna alanı kınarım sadece Mehmet'im...

Dağlarda bayram var,sana kurşun sıkan eller şimdi kına yakıyor...

Dağlarda bayram var Mehmet'im,
bölücü şimdi Ankara'nın göbeğinde yatıyor...
Sorma bana, 'Peki ben niye öldüm?' diye
...
Sen ölmemiştin,sen şehitsin Mehmet'im...
Ama ben ne yapayım?
Bayrak düşmanları
kalelere girmişse ben kime
ne sorayım?
PKK yatakçıları, hapishaneden Meclis'e giriyorsa...
bunun hesabını kimden
sorayım Mehmet'im...
Boşuna mı döküldü bunca zaman vatan evladının kanı diye
kime sitem edeyim?...

Dokunamıyorduk zaten, şimdi hiç dokunamayacağız Mehmet'im...
Onlar, Meclis Kürsüsünden bağıracak:
'Apo'ya özgürlük' diye...

Onlar Meclis kürsüsünden bağıracak:
'Türkiye bölünsün'diye...


Sen şehit oldun,Allah indinde yerin belli...

Bizler, bunları Meclisin içine sokanlar
nereye kaçacağız Mehmet'im????


Affet bizi !!!!!!

Yalvarıyorum sana affet !!!

Dökülen kanın yerde kaldı Mehmetim..dağlarda ayak izin,
gönlümüzde yaran var...

Sana borçluyuz, sana karşı boynumuz bükük....

Hiç olmadığı kadar hem de...

Biz, pazarlardan çöp topladık..

Biz, satılan topraklarımıza seyirci kaldık...

Biz üç kuruş ekmek parası için yüzümüze kara çaldık...

Sen şehit oldun, kurtuldun...

Allah huzurunda rahatsın...

Ama şimdi biz ne yapacağız Mehmet'im???

Bir de senin kanın bizim elimizde...

Sen ölmemiştin Mehmet'im...

Kanın yerde kaldı...

Yüzümüz yerde...

Ne yazık ki....

Sen işte şimdi öldün Mehmet'im...

Abdullah Özdoğan

AHMET ÖZTAŞ    31 Ağustos 2007 13:07
Milli Savunma Bakanı’na mektup var
Genel seçimler öncesi, Astsubaylarımızın ekonomik ve özlük haklarıyla ilgili iki ayrı yazı kaleme almıştım. Peşinden Milli Savunma Bakanı Sayın Vecdi Gönül beni arayarak, sorunu bildiklerini genel seçimler sonrası meseleyle yoğunlaşacaklarını, memleketin şartları dahilinde çözüme gideceklerini söylemişti.

Dünden beri e-posta adresime yüzlerce mektup geldi. Astsubaylar hem Sayın Gönül’ü kutluyor hem de ‘Artık ayakta duracak gücümüz kalmadı’ diyorlar.

İşte bu mektuplardan sadece biri.

2005 Ekim ayında emekli olmuş Astsubayım. Meslekteki safahatımı kısaca aşağıya çıkardım. Doğrulunu her türlü ispatlamak mümkündür. Tüm Astsubay arkadaşlarım aşağı yukarı aynı süreçten geçtiler.

Türkiye Cumhuriyetinde bu şartlarda görev yapan başka meslek mensubu memur yok. Uzman Çavuşları bizden ayrı tutmuyorum onların durumu bize benzer, hatta bazen daha kötü şartlara mecbur kalıyorlar.

Komutanlarımız başta lojman olmak üzere hiç değilse sosyal şartlar açısından sıkıntı yaşamadıklarından herhalde bizi anlamakta zorluk çekiyorlar.

İşte bizi üzende bu. Astlarının sosyal ve özel yaşantısı dahil olmak üzere, sorunlarının çözümüne yardımcı olmak, komutanların, meşhur ‘’iç hizmet kanun ve yönetmeliğindeki görevleri arasında olmasına rağmen.’’ Kanundan doğan yetkilerini en çok oda hapsi cezası olarak kullanıyorlar.

Görev için gittiğimiz Anadolu’da ev bulamıyoruz. Çocuklarımızın eğitimine, sosyal, kültürel yaşamlarına bir şey katamıyoruz. Hep yalnız ve bir kenarda tutuluyoruz.

Ekonomik anlamda da bir birim elde edemiyoruz. Emekli olmuş onlarca arkadaşımız ciddi sosyo-psikolojik sorunlar yaşamaktadır.

Mezun olduğum 1982 yılından itibaren; (1) yıl Ankara, (3) yıl Çankırı-Çerkeş, (6) ay Van-Başkale Merkez- (4) ay Başkale Albayrak köyü- (3) ay Van-Muradiye Çaldıran köyü , (1) yıl Şırnak Kasrik köyü, (4) yıl Tekirdağ-Muratlı, (2) yıl Batman-Beşiri, (1) yıl Konya-Kulu-(1) yıl Konya-Seydişehir, (2) yıl Adıyaman-Kahta, (2)yıl Trabzon-Yomra-(1) yıl Trabzon-Of, (2) yıl Muş-Bulanık, (2) yıl Kastamonu-Araç- (2) ay Kastamonu Merkez ve emekli. (23) yılda toplam (16) tayin. İl merkezinde kaldığım süreler ile ilçelerin nüfus ve sosyal durumlarına dikkat etmenizi rica ediyorum.

Kemiksiz net (12) kez ev değiştirdim. Öncelikle oturulacak gibi ev bulamadığımızdan eşyayı geçici olarak koyduğum ev ve depoları sayarsam taşınma sayım (15) i geçiyor. Bunlardan sadece (biri doğuda olmak üzre) (4)tanesi lojman ve süre olarak (6) yıldır. Doğuda ev bulamayıp briketten iptidai evler yaptırıp tayinleri çıktığında bizim yeni gelen personelimize satan meslektaşlarımızda oldu.

Çocuğum; ilkokulu (4) değişik yerde ve okulda, Orta okulu (2) değişik yerde ve okulda, Liseyi (1) yıl pansiyonda kalarak okudu. Kalan (3) yılı aynı okulda devam edebildi, oda okul değiştirmesin diye emekli olduğum halde ben aynı ilde onu beklediğim için.

Meslektaşlarım bir kerede en az (2) yılı doldurmak şartı ile toplam (4) kez doğuya tayin edildiler. En azı (8) yıl görev yaptı. Buralarda (10) seneyi aşkın görev yapanlar az değildir.

Görev şartları ve risklerini anlatmaya gerek yok, onu ancak yaşayan bilir. Doğudaki en az (4) değişik bölgede bunca yıl görev yapıp risklerin tamamından uzak kalmak mümkün değildir. Gerisi nasip-kısmet meselesi, başınıza bir iş gelir-gelmez, şansınıza göre durum değişir. Meslek mensubu bazında en çok şehit sayısının astsubaylarda olması zaten durumu açıklamaya yetmektedir.

Hepsi bir tarafa bu kadar yer-ortam-ev-çevre değiştirmeye eşyamı dayanır-paramı dayanır-Moral mı dayanır? Eğitim öğretim konusunda motivasyon mu kalır?

Yaptığımız görev ve hizmetler devletimize milletimize helalı hoş olsun bir ekmek yedik ve yemeye devam ediyoruz. Ancak özlük haklarımızın iyileştirilmesini hak ettiğimizi düşünüyor ve bunun haklı mücadelesini veriyoruz.

Sayın Bakanımıza lütfen duyurun.


31.08.2007


3753
Mesaj Defteri yazıları