ÖLÜMSÜZ YÜCE ATATÜRK'ÜM |
Yazar mesut mavituna | |
Perşembe, 22 Şubat 2007 | |
Sizi her zaman olduğu gibi sonsuz sevgi, saygı ve minnetle anıyorum. Yoktan var ederek yarattığınız, Türkiye Cumhuriyetinin Silahlı Kuvvetleri, bugün iftihar ettiğimiz, Dünyanın en güçlü orduları arasında gösterilen, Şanlı Türk Ordusudur. Sizin şu sözleriniz her zaman kulaklarımızda çınlar ve hafızamızda yer etmiştir. “ YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ İÇİN ÇALIŞIYORUZ “ “Türkiye Cumhuriyetinin en esaslı prensiplerinden biri olan yurtta barış, dünyada barış gayesi İnsanlığın ve medeniyetin, refah ve ilerlemesinde en esaslı etken olması gerekir. Buna elinizden geldiği kadar hizmet etmiş ve etmekte bulunmuş olmak bizim için iftihar nedenidir. (Yıl 1933). “ Yüce atam; biz, sizin gösterdiğiniz yoldan giderek, ideolojin ve ilkelerinle yetiştik. Vatanımıza, Bayrağımıza, Milletimize bir halel getirmemek için var gücümüzle sahip çıktık ve çalıştık, çocuklarımızı da öyle yetiştirdik, ölünceye kadar da yetiştirmeye devam edeceğiz. Her zaman gurur ve şeref duyduğumuz kahraman Türk Ordusunda, ekmek yemiş ve yemeye de devam eden emekli bir assubay olarak, bazı sıkıntılar ve haksızlıklar ile karşılaştığım için, önce bir evladınız ve sonrada bir askeriniz olarak son çare de manen içimi size dökmek istiyorum yüce Atatürküm. Biz assubaylar, emekli olduktan sonra bugün ki şartlar altında maddi ve manevi olarak birçok zorluklarla karşılaşıyoruz. Bu zorluklara çözüm bulabilmek için, isteklerimizi; Temad derneğimiz ve günün teknolojisi İnternet. Faks, mektup ile demokratik platforma taşıyarak yetkili ve etkili büyüklerimize ulaştırmaya çalışıyoruz. Ama onlar bize ulaşmayın diye, fakslarını ya kapatıyorlar ya da fişlerini çekiyorlar, maillerimize ve mektuplarımıza bile cevap verme zahmetinde bulunmuyorlar. Bizleri yalnız seçim zamanı hatırlıyorlar o zaman hepsi çok güleç yüzlü anaç, babacan tavırlar içinde olup, bizi kandırarak oylarımızı almaya çalışıyorlar. Önümüzde 3 ay sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi var, hemen arkasından da muhtemel bir erken seçim, şimdi kendi aralarında iktidar muhalefet birbirlerini yiyiyorlar, ondan sonra bizlerin huzuruna gelecekler, tabi bin bir vaad ile benim cevabım hepsine hazır, siz bana ne verdiniz ki, ben size ne vereyim yolunuz açık yalanınız bol olsun diyeceğim. Yüce atam, bizim isteklerimiz öyle çok büyük şeyler değil, kısaca özetlemem gerekirse; - Assubaylar; son yıllarda TSK’ne Yüksek okul, Üniversite mezunu olarak katılıyor. Halen görev yapanların içinde engelleme olsada master ve doktora yapanlarda mevcut. Emeklilerimizin de % 40’ ın dan fazlası Yüksek okul ve Üniversite bitirmiş olmalarına rağmen, derece ve kademe ilerlemelerinde büyük sıkıntıları var. Emsalleri bulunan meslek grupları olmasına rağmen, intibakları yapılmıyor. - 631 sayılı Kanun hükmündeki kararname ile Kamu görevlileri ve emeklilerine verilmesi gereken, Görev tazminatı 2002 / 3546 sayılı bakanlar kurulu kararı ile askeri personelden Yarbay rütbesine kadar verildi. Daha önce Yarbay veya Kd.Binbaşı seviyesinde maaş alan Astsubay Kd.Bş.Çvş ve 2.Kad.Kd.Baş.Çvş ‘ların maaşları sistematik bir şekilde geri de bıraktırılarak, bugün ki Kd.Üstğm seviyesine çekildi. Bu durumun yaratılmasındaki manayı anlamamak biraz safdillik olur. Rütbe başka bir şeydir, hizmetteki özlük hakkı başkadır. 7 senelik görevli subayla, 30 senelik görevli bir asssubay’ın özlük hakları arasında sene olarak tabi ki bir fark olacak, bu assubayın her şeyden önce aile yapısına bakacaksın, bu insanların çocukları üniversitede okur, Allaha çok şükür ki %85 imizin çocukları üniversite okumuş ve okumaya da devam ediyor, buna göre sosyal güvencesinin sağlanması gerekmez mi, emeklimiz bugün açlık sınırı olan 900 ytl yi bile alamıyor, son verilere göre fakirlik sınır 2002 ytl olarak açıklandı. - 657 sayılı devlet memurların da; Ön lisans ve Lisans eğitimi yapan personel 1 / 4 derecesine getirilirken, 926 sayılı askeri personel yasasına tabi assubaylar Ön lisans ve Lisans eğitimi yapmalarına rağmen 1/3 derecesinden yukarı çıkamıyorlar. Halbuki Ecevit Hükümeti döneminde bütün çalışanlara bir derece verilmesi nedeniyle 1/4 dereceye gelen ve maaş alan assubaylar mevcut olmasına rağmen, bugün bu ¼‘üne bizler getirilemiyoruz, aldığımız diplomalarımızı süs olarak kullanıyoruz. - Önüne gelen meslek grupları, astsubay’ın aldığı maaşı örnek gösterip, kendi mağduriyetlerini öne sürerler. Atam, bunların büyük çoğunluğu 09.00–17.00 mesaisi ile çalışırlar, ayrıca danışmanlık yaparlar, döner sermayeden pay alırlar, mesai parası, görev yolluğu alırlar, dışarıda şirketlere ortaktırlar, mesaiden sonra çalışma imkanları vardır. Cumartesi, Pazar, Bayramları tatildir. Nöbet tutarlar nöbet parası alırlar. Sırf kendi menfaat ve çıkarları için başka meslek gruplarını ezmeğe çalışırlar. Kendilerine denk düşen masterlı, doktoralı meslek gruplarını örnek gösteremezler kendi çıkarlarını elde ettikten sonra sesleri çıkmaz. Halbu ki; TSK personeli 24 saat Karada, Denizde, Havada, Sınırda görevini yerine getirir. Niçin; Her vatandaşım rahat uyusun ve kalkınca da huzur içinde işine gitsin, Vatanına ve memleketine yararlı olsun, yukarıdaki grupların buluşlarını ve ülkeyi yüceltici ve tanıtıcı faaliyetlerini yapsın diye. Gece olan vukuatlardan, çarpışmalardan, şehit haberlerinden ancak kalkınca haberleri olur. Madem şikayet ediyorsunuz niçin asker oldunuz diyenler de var. Bende diyorum ki olanların ve olacakların suçu ne? Evet askerlik zor ve meşakkatlı bir meslektir. Bu mesleğe başlarken Ülkemiz, Milletimiz ve Bayrağımız için en sevdiğimiz canımızı, kanımızı vermek için yemin ettik ve gerektiğinde de verdik / veririz, bundan hiç kimsenin şüphesi ve kaygısı olmasın, biz, emekli de olsak yeminimize ölünceye kadar sadığız. - Diğer Kamu personeline yapılan 100 ytl’lık iyileştirmenin, astsubay’lara da verilmesi için, muhalefet partisi tarafından teklif verildiğinde, iktidarın grup sözcüsü çıkıp biz bunu kabul etmiyoruz, zaten personel rejimi kanunun da gerekli düzenlemeler yapılacak deyip geçiştirmek istemiş ve muhalefet ile münakaşa edilerek açık oylama ile red etmişlerdir. Bu konu ile ilgili olarak yeni habere göre de, yukarıda arz ettiklerimde zorluklar var, ama bu iyileştirmenin verilmesi bizim için daha kolay diyorlar yani bizi 100 ytl vererek kandıracaklar. - Astsubay orduevleri yetersiz ve bakımsız, hastaneler de, kamplar da adaletsizlik var Bu vatan için; Çanakkale de, Kurtuluş savaşında, Kıbrıs da ve Güneydoğu da ki terör mücadelesin de zor günler geçirerek şehitler, gaziler verdik. Bu isteklerimiz üç beş kuruşun, yani sadece parasal sorunun değil, onurun, haksızlığın, sosyal içeriklerin, saygı duyulmanın ve gerçeklerin görülebilmesinin ve yasalarla belirlenen hakların bize de verilmesi isteğidir. Yüce atam; Bize özgürlüğü, demokrasiyi, egemenliği siz öğrettiniz. Ben yüce meclisten ve ilgililerden bağış istemiyorum. Sizlerin hazırlayıp bıraktığınız Anayasa da, Cumhuriyetin niteliklerini içeren MADDE-2’deki haklarımı istiyorum. MADDE-2 TÜRKİYE CUMHURİYETİ, TOPLUMUN HUZURU, MİLLİ DAYANIŞMA VE ADALET ANLAYIŞI İÇİNDE İNSAN HAKLARINA SAYGILI, ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNE BAĞLI, BAŞLANGIÇTA BELİRTİLEN TEMEL İLKELERE DAYANAN, DEMOKRATİK, LAİK VE SOSYAL BİR HUKUK DEVLETİDİR. Diğer konularla bir bağlantı kurmamız gerekirse; Batı medeniyetleri ile işbirliğine girmek için, kapı kapı dolaştığımız dostumuz olmasını istediğimiz bir de AB’miz var. Biz onlara dost olalım dedikçe, onlar zamanında sizlere kabul ettiremedikleri sevr’i , sözde görüşme konuları içerisinde madde madde yeni şeylerle yapılandırılarak bize empoze etmeye çalışıyorlar. Zamanın da düşman olarak gördükleri Demirperde ülkelerini bile AB içine dahil ettiler. 50 senedir savunmalarını üstlendiğimiz, NATO ülkesi olan bize, siz daha hazır değilsiniz, biz assubaylara yapılan gibi, biraz daha büyüyün, gelişin öyle diyorlar, arada birde bize yaptıkları gibi sırtımızı da sıvazlıyorlar nasıl dostlarsa. Birde müttefikimiz olan ABD sudan bahane ile komşumuz IRAK’ı işgal etti. ( Büyük Ortadoğu projeleri çerçevesinde, Enerji kaynaklarını ele geçirmek için), şimdi sınır komşumuz oldu, yaptığı ilk işlerden biri, yasal olarak bulunduğumuz komşumuz Irak’taki evimize sinsice dost gibi gelip,uzattığımız dost elimiz yerine başımıza dost çuvalını geçirdiler. Oradaki 15 vatan sever kahramanlarımız, onların dost olmadıklarını bilselerdi onlara çuval değil kefen giydirirlerdi. Biz Türk’lerin tarih boyunca en büyük hatası, karşımızdakilere elimizi daima mertçe, erkekce uzatıyoruz, fakat karşımızdakilerin ne kadar sinsi ve namert olabileceğini hiç hesaba katmıyoruz ve bu tarz hareket edenlere aynı şekilde cevap vermemiz gerektiğinin zamanının gelip geçtiğini hala anlıyamıyoruz. Bu memlekette hortumcular, hayali ihracatçılar, sözde aydın geçinen sahtekar ve hainler, yalancılar, dolandırıcılar, hırsızlar varken; Hortumlamaya 50 milyar dolarlar, Terörle mücadeleye 300 milyar dolarlar harcatılmaya mecbur bırakılan bir ülke; fakirini, fukarasını, assubayının sorunlarını nasıl halletsin. Ama bu millet ve ülke yinede bunlara rağmen dimdik ayakta duruyor. Bir zamanlar Nato tatbikatı için gelen bir yabancı subayın dediği laf aklıma geldi. Bizler sizi dışarıdan yiyiyoruz, siz içeriden yiyiyorsunuz ve buna rağmen nasıl ayakta durabiliyorsunuz bravo size diyebilmiştir. Bizim başarılı olabilmemiz, sizin dediğiniz gibi sağlam kafanın, sağlam vucut ta olmasını gerektirir. Yüce atam; sizin o altın sarısı saçlarınızdan, kararlı ve yol gösterici hep bir şeyleri ifade eden, engin denizler mavisi gözlerinizden rahatsızlık duyan, söz de Avrupalı ve içimizden çıkan hainlerimiz var. Zamanında İngiliz Chırcil’in söylediği söz aklıma geldi, yüzyılda bir deha çıkar o da TÜRK’lere nasıp oldu, ATATÜRK demesidir. Kıskanç İngiliz in kendisi olamadı. Bu da biz TÜRK ler için nasıl bir övünç kaynağı olduğumuzu gösterir tabiî ki anlayabilenlere. Yüce atam, içtende çıksa, dıştan da gelse bunu bize millet olarak siz öğrettiniz, bu vatanın bir milimetresini bile ne veririz, nede muhtaç ederiz. İnanıyorum ki bu vatan için; canını, kanını vermiş bütün aziz şehitlerimiz her zaman olduğu gibi sizinle beraber bizleri izliyorsunuz ve benim gösterdiğim yoldan devam edin diyorsunuz. Hiç merak etme yüce atam. Bizler resminizin arkasına gizlenip, resim Atatürkçülüğü yapanlardan değiliz. Sizin kişiliğinizi kalbimize, Kemalist fikir ve düşüncelerinizi beynimize kazımış milyonlarız. Biz zamanı geldiğinde sizin cephede zorluklar için de yiyebildiğiniz günün menüsü olan; hoşafı da, yavan ekmeği de gerekirse daha azını da yeriz. Ölümsüz yüce ATATÜRKÜM şimdilik sizinle dertleşmek istediklerimin bir kısmı bunlar, kusurum varsa beni affedin. Size ve tüm şehitlerimize huzurunuz da saygılarımı arz ederim. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE Askeriniz Mesut MAVİTUNA (E) Dz.Assb.2.Kad.Kd.Bş.Çvş. |
|
Son Güncelleme ( Salı, 27 Şubat 2007 ) |
< Önceki | Sonraki > |
---|