KANAYAN YARALARIMIZ PDF Yazdýr E-posta
Salý, 15 Temmuz 2008

Gün batýmýnda yürüyüþ yapmak oldukça zevklidir, Ankara’nýn güzel semtlerinden biri olan Batýkent’ in sakin ve yeþile doymuþ yollarýnda. Yürümek ve özel yapýlan dövme dondurmalardan yemek.

Batýkent’ in çarþýlarýndan birinde yürüyüþ ve alýþveriþ yaparken tanýþtým Ethem aðabeyle. Çarþý içinde emlakcýlýk yapan, sýk sýk uðradýðým ve sohbet ettiðim emniyet mensubu emekli bir polis arkadaþým,  “ Bu çarþýda senin meslektaþlarýndan dondurmacýlýk yapan bir arkadaþ var tanýþýyor musunuz?”  diye sormuþtu. Merak ettim kim olduðunu bu Assubay meslektaþýmýn.

Aradým ve buldum çalýþtýðý yeri. Evet! Dondurma satýyordu, o lezzetli dövme dondurmalardan 1972’ li týrtýllý araç teknisyeni emekli Assubay Ethem aðabeyimiz. Günde 35-40 Ytl para kazanabilmek için sabahýn 10:00 undan akþamýn 24:00 üne kadar çalýþýyordu. Üstelik severek, hizmet aþkýyla yapýyordu iþini yine, þikayet etmeden güler yüzle. Emeðini, yüreðini, sevgisini katarak yaptýðý dondurmalar gerçekten çok lezzetli ve çok temizdi.

Tanýþtýk, uzun uzun sohbet ettik kendisi ile. Anýlarýmýzý tazeledik, ortak sorunlarýmýzý konuþtuk. Emekli maaþý olarak 948 Ytl alýyormuþ Ethem Aðabey. “Yetmiyor bu maaþ aylýk harcamalarýma.” diyor, hüzünlü ve isyankar bir ses tonu ile. Kolay deðil üç çocuk okutmuþ yetiþtirmiþ. Emekli ikramiyesi, OYAK’ da biriken para ancak oturabileceði bir ev almaya yetmiþ. Arabasý yok. Evin aylýk giderleri, elektrik, telefon, yakýt faturalarý derken yetmiyor maaþý. Çalýþmak gerek, býkmýþ artýk en iyi bildiði iþ olan araç tamirciliðinden, teknisyenlikten. Yapabileceði iþ olarak, baba mesleði olan dondurmacýlýðý, dondurma hazýrlama ve satmayý seçmiþ.  

 

Yirmi iki yýllýk askerlik yaþamýnda pek çok þeyler yaþamýþ Ethem Aðabeyimiz. Dile kolay, iki þark tayini, Kýbrýs tayini, Trakya, Ýstanbul derken; taþýnma, yerleþme, çocuklarýn okulu, kira, geçim derdi, yeni çevreye alýþma çabalarý içinde su gibi akýp giden yýllar yýpratmýþ garibimi. Saçlarý iyice kýrlaþmýþ, acýmasýz yýllar ve yollarda. Alnýndaki çizgiler derinleþmiþ, týpký yüreðindeki içten içe kanayan yaralar gibi hüzün ve kederle.  

 

Haklý olarak tepkilerini dile getiriyor Ethem Assubay, biraz sohbet edince üzgün, kýrgýn ve kýzgýn. “Yirmi iki yýl devlete fedakarlýk ve özveride bulunarak hizmet ettim. Tayinler gördüm. Denetlemeler tatbikatlar, nöbetler derken üç yýldan fazla bir süreyi de evimden ailemden ayrý geçirdim. Oturacaðým bir evi zor alabildim. Aldýðým maaþ þuan 948 Ytl. Benim gibi askeri fabrikalarda çalýþan motorlu araç makinisti iþçiler kadar bile olamadýk. Hiç olmazsa iþçilerin sendikasý var mesai ücreti var. Sýk sýk tayini yok nöbeti yok. Maaþlarý da yüksek. Nerede kaldý harcadýðýmýz onca emek. Bir yýl sýnýf okulunu okuduk, hala lise mezunu sayýlýyoruz. Aldýðýmýz maaþ ortada. Geçinmeye bile yetmiyor. Benimle birlikte hizmet yýlý ayný olan ve emekliye ayrýlan subaylar benden 2 kat daha fazla maaþ alýyor. Bu nasýl adalet, anlayýþý ? Çalýþýrken “Aslaným koçum, bilgili ve çalýþkan Assubay” diyenler nerede?” diyor.  

 

Evet! Motorlu araç teknisyenliði yapmak zordur Türk ordusunda. Hele hele Týrtýllý araç teknisyeni olarak görev yapmak daha da zordur. Týrtýllý araç teknisyenleri, kadrosunun gerektirdiði hizmetleri yerine getirebilecek teknik ve mesleki yeteneðini kanýtlamýþ olmak zorundadýrlar. Savaþ araçlarý ile iþ makinelerinin her türlü bakým ve onarýmýný yapar ve yaptýrýrlar. Motorlu araçlarý iþ makineleri ve bakým setlerinin (avadanlýk) temizlik, bakým ve muhafazasýný saðlar ve yaptýrýrlar. Ayný zamanda takýmýnýn askerlerinin disiplin ve eðitiminden sorumludurlar. Atýþ,eðitim ve spordan sorumludurlar. Denetleme, tatbikat, nöbet gibi rutin faaliyetlere bizzat katýlýrlar. Yaptýklarý görevle ilgili kayýt kuyudatýn tutulmasýndan, yazýþmalarýn yürütülmesinden sorumludurlar.    

Yirmi iki yýl çalýþýp emek sarf ettikten sonra, aldýðý emekli maaþý ile geçinemeyen ve yine çalýþmak zorunda býrakýlan boynu bükük meslektaþýmýz ve ayný kaderi paylaþan binlerce Assubay için üzülüyorum.  

 

Sizler utanmayýn! Ethem Aðabey ve onun gibi yýllarca çalýþýp, emek sarf ettikten, sonra geçinebilecek bir emekli maaþýna dahi layýk görülmeyen, yine alýn terini akýtarak, helal ve hak yoldan para kazanmaya çalýþan onurlu Assubaylar.    

Kendileri için daha iyi yaþam koþullarý hazýrlarken; Bizleri emeklilikten sonrada çalýþmak zorunda býrakan, adaletsizliklere göz yuman, bizlere hor bakýlmayý itilip kakýlmayý reva görenler utansýn.
Yorumlar
Yeni EkleAra
Ersen Gürpýnar - Kimse utanmýyor   | Author | 2008-07-18 06:17:46
Sevgili kardeþim; Siz bir meslekdaþýmýzýn dramý diyebileceðim yaþantýsýný yazmýþsýnýz bende Milliyet Blogta piyango bileti satan bir meslekdaþýmýzý SÝZE DE ÇIKABÝLÝR yazýmýzda anlattým. Utansýnlar diyoruz Utanmak insani bir duygudur Laf baþý geldiði zaman Cumhuriyetin,demokrasinin,insan haklarýnýn,Anayasanýn savunucusu olduðunu iddia edenlerin esasinda kendi çýkarlarýný savunduklarýný görürsünüz onlar kadar bizi temsille yetkili olup kiþisel çýkarlarý peþinde koþanlar ve hala bu haksýzlýða sessiz kalanlarýn da utanmasý gerekmiyormu? Ýyi günler dilerim
Yükselen Ses - UTANMAK LAZIM   | Registered | 2008-07-21 11:22:04
Yaralar kangýrene dönüþtü biz hala bu bize revamý diyerek aðlaþýyor ve kendimizi acýndýrmaktan öteye varamýyor olaylara çare aramak yerine ya konuþuyor yada süslü laflarla dramatize ediyoruz.Hareket yok,icraat yok tepki yok hadi eylem yapalým dediðimde binbir türlü mazeret yalancý kahraman,bu iþ plan proðram ister.KÝMSE TEMAD IN ÜZERÝNDE DEÐÝL vs.Ýnsanlýk onurumuzu yerle bir edenlerin tabiiki utanmasý gerekir ya onurlarýný kaybetme pahasýna ses çýkartmayanlar UTANMAYACAKMI?Tepki olmassa daha çok dondurmacýlar,pazarcýlar,deðnekçiler.tuvalet temizliçileri çýkar hep beraber UTANALIM bizdede kaldýysa saygý ve selamlar.
Hüseyin SAVCI   | Publisher | 2008-07-21 12:37:44
Bir gece yarýsý, son otobüsü de kaçýrýp, baþka bir semtin tesadüfen gecikmiþ otobüsü ile en oturduðum yere en yakýn mesafeye kadar gelmiþ, taksi aranýyordum. Ne yazýk ki etrafta taksi de görünmüyordu. Çok soðuk bir geceydi,bir reklam panosunda -14 C derece görmüþtüm. Yürürken parmak uçlarýmýn uyuþtuðunu hissediyordum. Taksi duraðýna kendimi zor attým. Saatler 0100 civarýný gösteriyordu. Ýçeri girdim. Paltosuna sarýlmýþ, köylü kasketli, kaþkolunu iyice boðazýna dolamýþ, zayýf bir adam, dýþarýdan pek te farký olmayan kulübede bir elektrik sobasýnda ýsýnmaya çalýþýyordu. Sürekli telefon çalýyor, "taksi yok" diyordu telefonlara. Taksi yoktu. "Bekle" dedi, "ilk gelen taksiyle seni göndereyim."
Havadan sudan konuþmaya baþladýk. Jandarma baþçavuþluðundan emekli olduðunu söyledi. Gece saat 2200-0700 arasý taksi duraðýnda bekliyormuþ. Asgari ücret alýyormuþ.
Meslektaþlarýndan kimse görsün istemiyormuþ.
"Bu soðuða nasýl dayanýyorsun?" dedim. "Ne yapayým, yetmiyor iþte emekli maaþý, baþka iþ bulamadým ki?" Yüzünde acý vardý, isyan vardý, öfke vardý.
Taksi geldi, þoför dýþarýdan baðýrdý "Baþçavuþ, müþteri var mý?"
Taksi þoförü "Baþçavuþ" deyince nedense kendimi çok kötü hissettim. "Arkadaþ bekliyor, götür" dedi.
Kulübeden çýktým. Taksiye bindim, þoför sanki zihnimi okumuþ gibi, "bizim baþçavuþ çok çekmiþ çok" dedi.
Tahmin ederim dedim.

Not: Bu yaþanmýþ, gerçek bir olaydýr.
Meslektaþýmý utandýrmamak için adýný ve duraðýný söylemek istemedim.
Sadece kayýtlý kullanýcýlar yorum yazabilir!

Copyright (C) 2007 Alain Georgette / Copyright (C) 2006 Frantisek Hliva. All rights reserved.

Son Güncelleme ( Salý, 15 Temmuz 2008 )
 
< Önceki   Sonraki >